10. Karaburun Bilim Kongresi devam ediyor. Tepekule Kongre Merkezi’nde süren oturumlarda bugün “Metal fırtınasının ışığında işçi sınıfı ve sendikal hareket (DİSK-AR)” başlıklı sunum gerçekleştirildi.
Oturumda ilk önce İrfan Kaygısız konuştu. Kaygısız, metal sektörünün ekonomide tuttuğu yer üzerine konuştu. İstatistiksel bilgiler veren Kaygısız, metal sektörünün ihracatın %25’ini karşıladığından söz etti. Metal sektöründe örgütlülük oranının yüksek olduğunu ifade etti. 231 bin metal işçisinin %16’sının sendikalarda örgütlü olduğunu belirten Kaygısız, metal sektöründe imzalanan TİS’lerin emsal teşkil ettiğine dikkat çekti. MESS’in 1959 yılında Koç grubunun öncülüğünde kurulan işveren sendikası olduğunu ifade etti. Birleşik Metal-İş Sendikası’nın TİS süreçlerinden bahsederek konuşmasını sonlandırdı.
Ardından BMİS Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar söz aldı. Atar, 2015 yılının üretimden gelen gücün kullanıldığı bir yıl olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasına, 2014-16 TİS’lerinden bahsederek devam etti. Birleşik Metal tarafından yapılan TİS’ler hakkında kronolojik bilgi veren Atar, ayrıca BOCSH sözleşmesinden söz etti. 2017 yılına “ekonomik temeller ile siyasal süreci birleştirmek istiyoruz. Şimdiden Bursa sürecinden aldığımız moralle 2017 yılında yapılacak olan TİS’lere hazırlanacağız” sözleriyle uzun sunumunu bitirdi.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Levent Dölek ise, işçi sınıfının mücadelesini savunan biri olduğunu söyledi. İşçi sınıfının haklılığını Bursa’da yaşanan “metal fırtınasının” gösterdiğini belirtti. Grev silahının kullanıldığından bahsetti. İşçilerle olan diyaloglarından söz eden Dölek, son olarak şunları söyledi:
Ford Otosan işçileri BMİS’e geçerek doğru olanı yaptı. İşçilerin kendiliğinden başlattığı sürecin BMİS’te örgütlenmesi gerekiyor. Ama BMİS’te Ocak ayında yapılan grevi, fiili olarak yapmalıydı. Grev yasağına grev yaparak cevap verilir. Ama BMİS bunu yapmadı. Grevi yapsaydı ileriye daha güçlü bir şekilde yürürdü. İşçi sınıfı hareketli günler yaşıyor. İşçi sınıfı yeni Kavelller yaratmaya başladı. Bu potansiyel açığa çıkmıştır.”
Oturuma Akademisyen Hakan Koçak’ın konuşmasıyla devam edildi. Koçak, “sınıfa karşı sınıf” tutumunun en bilinçli haliyle metal işçisinde görüldüğünü söyledi. Fiili grev hakkı elinden alınmış işçi sınıfının Bursa sürecinde bu hakkı geri aldığını söyledi. Grevlerin ertelenmesi diye bir şeyin olmadığını, grevlerin yasaklandığını söyleyen Koçak, metal işçisiyle bundan sonraki süreçlerde “grev yasaklarının” olmaması gerektiğini ifade etti.
“MİB’liler işçilere nitelik kazandırdı”
Son olarak Akademisyen Yüksel Akkaya söz aldı. Akkaya, Bursa’da yaşayan işçilerin profillerinden bahsederek çoğunun sağcı ve muhafazakâr olduğunu belirtti. İşçilerin Türk Metal Sendikası’nı “yerle bir ettiğini” söyleyen Akkaya, Türk Metal’in bir daha toparlanamayacağını ve işçi sınıfının biat kültüründen uzaklaştığının altını çizdi. Akkaya, oturumda konuşanların, ‘Bursa’daki sürecin kendiliğinden olduğunu’ söyleyenlere katılmadığını ve o süreçte, Metal İşçileri Birliği’nin de olduğunu söyledi. Akkaya “Orada MİB de vardı. Sayıları az ya da çok bu çok önemli değil. Ama MİB’liler işçilere nitelik kazandırdı. Oradaki işçiler sendikanın ne demek olduğunu bile tam bilmiyorlardı. MİB’liler işçilere çok şey öğretti. Yeni sendika kuruluyor, TOMİS. Bu aşamada da MİB’lilerin çok çabası olmuştur. Bursa işçisi, sınıfı tekrar harekete geçirmiştir. Bursa’daki metal işçisi, binlerce kişi BMİS’in kapısını çalmıyorsa, bunu BMİS bir düşünmelidir. TOMİS’i kurduk. Yeni sınıf hareketi yeni sendika. Artık TOMİS nasıl yol alacak hep beraber göreceğiz” sözleriyle sunumu sonlandırdı.
Oturum soru-cevap bölümüyle bitti.
Kızıl Bayrak / İzmir