TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, 4-10 Mayıs tarihleri arasında İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “4-10 Mayıs tarihleri 1987’den bu yana İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’dır ve işçi sağlığı-iş güvenliği konusu genellikle göstermelik etkinliklerle geçiştirilmektedir” denildi. Bu yıl hiçbir etkinlik ve duyuru olmadığı ifade edilen açıklama da kısaca şunlar söylendi:
“İSİG mevzuatını sermaye çıkarları belirlediği için vakalar sürekli artıyor. İş kazaları sonucu toplu ölümlerin artması üzerine 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile; iş güvenliği uzmanlığı, işyeri hekimliği ve diğer sağlık personeli ile ilgili mevzuat da dâhil olmak üzere nerede ise tüm yönetmelikler defalarca sorunlu bir şekilde değiştirilmiş, buna rağmen kazalar ve iş cinayetleri artarak devam etmiştir.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2019 yılında 1.736 emekçi hayatını kaybetmiştir. Kayıt dışı işçileri kapsamayan bu SGK verileri değerlendirildiğinde 2012’ye göre 2018’de meydana gelen iş kazaları yüzde 475 oranında artmıştır. Bu verilere göre 2018 yılı iş kazası sayısı ve iş kazası sıklık hızında, 2017 yılı da iş kazası sonucu ölüm vakalarında 1996 sonrasının doruğu olmuştur.
2012 yılında çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na rağmen iş kazaları/cinayetlerinde görülen artışlar, sermayenin azami kâr hırsı ve emek aleyhine politikalardan kaynaklanmaktadır. Serbestleştirme-özelleştirme, sendikasızlaştırma, esnek/güvencesiz ve kayıt dışı istihdam, çalışma koşullarının ağırlığı, kadın, genç, çocuk emeği sömürüsünün yoğunluğu ve en son Covid-19 salgınına karşı önlemlerin yetersizliği nedeniyle iş kazaları ve meslek hastalıkları artmaktadır.
Meslek hastalığı verilerinin aşırı sorunlu yapısı sürüyor. Örneğin SGK 2013-2018 verilerinde meslek hastalıklarından dolayı hiç ölüm yoktur! İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre ise 2013-2018 yıllarında en az 82 emekçi meslek hastalıklarından dolayı hayatını kaybetmiştir.
İş güvenliği mühendisliği ve işyeri hekimliği dışlanıyor. İSİG tıp, mühendislik ve sosyal bilimler ile bağlantılı olmasına karşın bu disiplinler mevzuatta adeta cezalandırılmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu sorumlulukları işverenden çok uzmanlara ve hekimlere yüklemiştir.“