Sermaye devleti güvenceli çalışan emekçilerin haklarının getirdiği “yük”ten kurtulmak amacıyla; taşeron, sözleşmeli, geçici vb. adlarla her alanda güvencesiz, birçok haktan yoksun olarak çalışmayı temel çalışma rejimi haline getirecek adımlar atıyor. Kamudan ihraçlar, güvenlik soruşturmaları gibi saldırıların ardından kamuda da temel çalışma biçiminin güvencesiz olmasını istiyor.
DİSK’e bağlı Genel-İş sendikasının araştırma dairesinin yayınladığı Kamu İstihdam Raporu da bu gerçeği doğrular nitelikte. Raporda 2016-2017 Aralık döneminde memur sayısının 23 bin azalmasına karşın sözleşmeli personel sayısının 66 bin arttığı belirtildi.
2017’de kamuda istihdamın yüzde 78,6’sının memur, yüzde 6,8’inin sözleşmeli personel, yüzde 11,2’sinin işçi, yüzde 0,5’inin geçici personel ve yüzde 2,8’inin bunların dışında çalışanlar olduğu belirtilen raporda “2016-2017 döneminde kamu sektöründe istihdam artışı 41 bin 196 kişiyle 3 milyon 602 bin 735 olurken, özel sektörde istihdam artışı 941 bin 804 kişiyle 24 milyon 585 bin 265 olmuştur. Toplam istihdam içerisinde özel sektörde istihdam, kamu sektörünün 7 katıdır. Çalışma hayatında her 100 kişiden 87’si özel sektörde, 13’ü ise kamu sektöründe çalışmaktadır” denildi.
Geçici, ücretli ve ücretsiz çalışmaya ilişkinse şu veriler sunuldu: “İstihdam edilenlerin işteki durumunu incelediğimizde ise; 2017 yılında toplam istihdam içerisinde en geniş tanımıyla işçi (ücretli, yevmiyeli veya maaşlı) sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3,2 artarak 18 milyon 960 bin olmuştur. Toplam istihdamın içerisinde işverenlerin oranı yüzde 4,5, kendi hesabına çalışanların yüzde 17, ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların oranıysa yüzde 11,1’dir. Toplam istihdam içerisinde ücretli ve yevmiyeli olarak çalışanların oranı 2017 yılında yüzde 67,2’ye, 2018 Haziran ayında ise yüzde 67,7’ye yükselmiştir.”
“Taşerona kadro verilecek” aldatmacasıyla uygulamaya konan 696 sayılı KHK’daki hüküm gereğince Haziran 2018 itibariyle 744 bin 342 işçinin belediye şirketlerine ve merkezi idarelere geçiş yaptığı ifade edildi.