Bartın-Amasra’da yaşanan ve 41 madencinin yaşamını yitirdiği katliam, bir kez daha işçi ölümlerinin ülkesi olduğumuz gerçeğini hatırlattı. En küçük işçi güvenliği önlemlerinin alınmaması, daha fazla kâr ve sömürü için işçilerin canının hiçe sayıldığı bir ülkeyiz. Her yıl binlerce işçi” iş cinayetlerine” kurban ediliyor. Hemen her gün bir fabrikadan, tersaneden işçi ölümü haberi geliyor. Madenler ise, işçi ölümlerinin kitlesel olarak yaşandığı alanlar durumunda.
Soma'da, Ermenek'te yaşanan katliamlar, alınmayan basit önlemler, sonrasında ise sorumluların hiçbir cezaya maruz kalmamaları yeni katliamlara davetiye çıkartmıştı. Maliyetleri azaltmak için işçilerin canını hiçe sayarak alınmayan önlemler nedeniyle gerçekleşen katliamları “kaza-kader” olarak göstermek ise hem sermayedarların hem de ülkeyi yönetenlerin bilindik argümanları oldular. Bartın'da gerçekleşen ve kamuoyuna yansıdığı kadarıyla önden çeşitli raporlarla dikkat çekilen önlemlerin alınmaması, Bartın'da 41 işçinin yaşamına mal oldu.
Ege İşçi Birliği, İzmir'in çeşitli alanlarında gerçekleştirdiği faaliyetlerle katliamı teşhir etti, işçi ve emekçileri “Artık yeter!” demeye, “Ses çıkarmaya” çağırdı. Sabah erken saatlerde Aliağa'da TÜPRAŞ kavşağına asılan ozalit ile “İş cinayetleri son bulsun! Artık ölmek istemiyoruz!”
Çiğli'de “İş cinayetlerine son! Medenler cehennem işçiler köle kalmayacak! İş cinayetlerine karşı ses çıkar, eyleme geç!” şiarlı ozalitler merkezi noktalara ve üst geçitlere yapıldı.
Buca'da ise “Yeter! Artık ölmek istemiyoruz. İş cinayetlerine son!” şiarlı afişler Menderes Caddesi boyunca yapılarak işçi ve emekçilere işçi katliamlarına karşı mücadele çağrısı yapıldı!
Kızıl Bayrak / İzmir