Ege İşçi Birliği ve Emeğin Kurtuluşu'nun birlikte düzenlediği İşçi Buluşması İzmir’de 29 Eylül Pazar günü Aliağa Kültür Merkezi'nde coşkulu bir atmosferde gerçekleşti. Haftalardır İzmir'in sanayi havzalarında, fabrika ve işletmelerde, servin güzergahlarında ve işçi semtlerinde çalışması yürütülen etkinliğe metal, petro-kimya, tekstil, gıda, belediye, gemi söküm işkollarından işçilerin yanı sıra Lezita ve Menemen belediye işçisi direnişçiler katıldı. Verimli tartışmalar ve deneyim aktarımlarının gerçekleştiği işçi buluşmasında, önümüzdeki dönem mücadele görevleri, işçi sınıfının birliği ve birleşik mücadele vurguları öne çıktı.
İşçi buluşması kısa bir selamlama ile başladı. Teslim Demir’in ölüm ve Ulucanlar Katliamı’nın yıldönümüne denk gelen etkinlikte aynı zamanda bir demir çelik işçisi olan Habip Gül anılarak, emek ve devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler adına saygı duruşu gerçekleştirildi. Ardından etkinliğin açılış konuşması gerçekleştirildi. Kapitalizmin krizi ve krizin tüm faturasının işçi sınıfına çıkartılmak istendiği belirtilerek, ekonomik ve sosyal saldırı dalgasının somut içeriği özetlendi, ardından etkinlik programı aktarıldı.
Açılış konuşmasının ardından ilk bölümde söz Kapitalizmin krizi başlığı altında sunumunu yapmak üzere Haluk Yurtsever'e bırakıldı. Haluk Yurtsever “kapitalizmin krizi” başlığı altında sunum gerçekleştirdi. Dünyada ve ülkemizde kapitalizmin içinden geçtiği süreçleri, devlet ve sermaye arasındaki ilişkide yaşanan değişimi çeşitli güncel örneklerle özetleyen Haluk Yurtsever ayrıca teknoloji, bilim, ekoloji alanına yansımalarını anlattı. Sendikal bürokrasinin güncel durumuna da değinilen konuşmada dayanışma, ara örgütülenmelerin öneminden bahsedildi. Emperyalist müdahaleler ve varabileceği noktaları ise Rusya-Ukranya savaşı üzerinden değindi. Haluk Yurtsever'in ardından Ege İşçi Birliği sözcüsü konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi.
Ege İşçi Birliği sözcüsü kapitalist krizin yansımalarını sıralayarak, örgütlenmenin önündeki engellere dair bir konuşma yaptı. Sınıf hareketinin parçalı, dağınık, sınıf bilinci ve mücadele düzeyi geri tablosu belirtildi. İdeolojik, siyasal engeller tanımlama ve örnekleri ile aktarılırken, sendikal bürokrasinin rolü ifade edildi. Her şeyden önemlisinin mücadele kararlılığı olduğu vurgulanan konuşma, krizin faturasının işçi sınıfı ve emekçilere kesildiği saldıralara karşı talepler sıralanarak mücadeleyi yükseltme çağrısıyla konuşma sonlandı.
Verilen aranın ardından etkinliğin forum bölümüne geçildi. İlk sözü aylardır sendikal hakları için direnen Lezita grevcileri aldı. Fabrikada çalışırken yaşadıkları sorunları, örgütlenme deneyimlerini aktaran işçiler, mücadelenin kendilerin kazandırdıklarının altını çizdiler ve artık bir aile gibi olduklarını ifade ettiler. Alkışlarla karşılanan konuşma mücadele kararlılığı vurgularıyla bitirildi.
Ardından Ege Çelik işçisi söz alarak demir çelik havzasında yaşadığı deneyimleri aktararak, ekonomik mücadelenin önemli olduğunu ancak bu mücadelenin başka dinamiklerle birleşmediğinde sonuçsuz kaldığından bahsetti. Devamında ise işçi sınıfının siyasallaşmasının, kendi sınıf siyasetinin mücadelesini vermesinin belirleyici olduğu vurgulandı.
Bir belediye işçisi işçi sınıfının etnik, dinsel, mezhepsel bölünmelerinin sınıf mücadelesini olumsuz etkilediğini vurgulayarak işçi sınıfının birliğini sağlama ihtiyacı üzerinde durdu.
Birleşik Emekliler Sendikası adına gerçekleştirilen konuşmada işçi sınıfının mücadele deneyimleri ve sendikal örgütlenmenin ihtiyacı üzerinde duruldu. Sendikal mücadelenin sınıf sendikacılığı ilkelerine göre verilmesinin önemi belirtildi.
Forum'da BDSP adına gerçekleştirilen konuşmada işçi sınıfının ekonomik sosyal taleplerini kazanabilmesi için dişe diş bir mücadele vermesi gerektiği ifade edildi. işçi sınıfı ve emekçilere dayatılan ekonomik-sosyal yıkım saldırılarına eşlik eden baskı ve zor politikaları özetlenerek, demokratik hak ve özgürlüklere dönük saldırıların altı çizildi. "Söz söylemenin yasak olduğu bir ülkede açlık kaçınılmazdır" vurgusu ile ekonomik/sosyal haklara olduğu kadar baskı ve yasaklara karşı işçi sınıfının mücadelesinin güçlendirilmesinin ertelenemez bir görev oldu ifade edildi.
Ardından İzmir'de ilerici-devrimci kurumların, sendikaların bir süredir yürüttüğü tartışmalar üzerinden Kasım ayı ortalarında, ekonomik krizin faturasına karşı gerçekleştirilmesi düşünülen kitlesel eylemin duyurusu ve eylemi güçlendirme çağrısı yapıldı.
ZF'de çalışan bir işçi kendi yaşadığı süreç ve sendikal bürokrasi temelinde konuşma gerçekleştirdi. MESS süreci sonrasında gerçekleşen saldırılardan bahsenden metal işçisi İzmir'de yaşanan işten atmalar ve girdi/çıktı yönetimi ile ücretlerin düşürüldüğünden ve iş güvencesine karşı sendikaların tepkisizliğinden bahsetti. Ayrıca öfke birikimine de değinen ZF işçisi bu öfkenin sermayeye yönelmesi gerektiğini vurguladı.
Hugo Boss direnişçisi, tekstil işçisi Fatih Uyda söz alarak örgütlenme, işten atılma sırasında yaşadığı haksızlıkları özetledi, direniş sürecini aktardı. Sendikal bürokrasinin engellemelerini anlattı, mücadele etmenin önemini vurguladı.
DEV TEKSTİL adına yapılan konuşmada ise sendikalaşmanın engellenmesi ve sendikal bürokrasiye karşı mücadelenin nasıl olması gerektiği ifade edildi.
ALOSBİ (Aliağa Organize Sanayi)’den bir metal işçisi ise Türkiye işçi sınıfının mücadele deneyimleriyle kazanımlar arasındaki bağı ifade etti. Direniş haberlerinin yayılmasını sağlamanın, dayanışmayı güçlendirmedeki etkisinden bahsetti.
Bir gemi söküm işçisinin şiirleriyle katıldığı forum bölümünde söz alan bir emekli de emeklilerin taleplerini sıraladı. Nazım Hikmet'in "Kerem Gibi" şiirini okudu.
İşçi buluşması önümüzdeki dönem gerçekleştirilmesi düşünülen mitingin sahiplenilmesi, fabrikalarda örgütlenme ve mücadele süreçlerinin güçlendirilmesi ve Emeğin Kurtuluşu gazetesini sahiplenme çağrısıyla noktalandı.
Etkinlikten notlar:
-Salonun girişine açılan stantta Emeğin Kurtuluşu Gazetesi ve İşçi Okulu broşürleri katılımcılara ulaştırıldı.
-Etkinlik salonunda sahneye "Gücümüz birliğimizden gelir!" şiarlı Ege İşçi Birliği pankartı asıldı. Salonun duvarlarına ise, "Krizin faturasın karşı genel grev genel direniş-Ege İşçi Birliği" ve "Emeğin kurtuluşu insanlığın kurtuluşudur-Emeğin Kurtuluşu" pankartıları asıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir