Somada 301 madencinin katledilmesinin üzerinden 5 yıl geçti. Ailelerin ve Avukatların 301 madencinin katillerine dönük açılan davalar dört yıl sürdü. Dört yıl boyunca aileler ve avukatlar bu davanın peşini bırakmadı. Bütün baskılara rağmen “Soma için adalet, 301 madencinin hesabı verilsin” dendi ancak dört yılın sonunda göstermelik cezalar verilerek davalar bitirildi. Geçtiğimiz hafta içerisinde 301 madencinin katillerinden Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı tahliye edildi. Birkaç gün öncesinde de İstinaf Mahkemesi Soma Madeni’nin işletilebileceği kararı kararını vererek Can Gürkan’ı ödüllendirilmişti.
Bugün, İzmir Barosu’nun çağrısıyla saat 13.30’da Bayraklı Bölge adliyesi önünde İstinaf mahkemesinin kararını protesto etmek için bir araya gelindi.
“Soma için adalet demeye devam edeceğiz”
Basın açıklamasına İzmir Barosu ve avukatlar, Van Baro Başkanı, İstanbul’dan gelen avukatlar, Soma’da katledilenlerin yakınları ve demokratik kitle örgütleri katıldı. Basın açıklamasından önce ilk konuşmayı İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel yaptı. Yücel sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bugün burada, Soma’da yitirdiğimiz 301 canımızı kaybetmenin acısının yanında bugün bir kez daha canımız yandı diyerek Soma katliamına tanıklığımız bakidir” diyerek, Soma’da yaşanan katliamdan sonraki sürece değindi. “Bizler Soma katliamının şahidiyiz, sokaklarda başıboş gezen çocukların, öldürülen çocukların şahidiyiz, bizler yaşanan haksızlıkların, hukuksuzlukların karşısında çaresizleşen insanların şahidiyiz.
Katliama neden olanların, bu katliamı onayan yerel mahkemelerin, katilleri aklayanların toplum vicdanında yeri yoktur. Biz Soma yargılamasını; gerçeği bulmanın, gerçeğe ulaşmanın bir aracı olarak düşünüyorduk ancak olmadı. Dün olduğu gibi bugün de Soma için adalet demeye devam edeceğiz.”
“Hukuk ve adalet yok edilmiştir”
Ardından Van Baro Başkanı Zülküf Uçar söz alarak Soma’da yaşananın bir katliam olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi: “Yargılamalar adil yapılmadı, hukuka uygun yapılmadı, göstermelik yargılamalarla süreç tamamlandı. Adalet zenginlerin adaleti; ne zaman ki adalet herkesin elinde olacak, ezilenlerin, işçilerin elinde olacak gerçek adalet o olacaktır. Bugün 301 işçinin katili tahliye edilerek, maden ocağının tekrar işletilmesine izin verilerek hukuk ve adalet yok edilmiştir. Soma’nın takipçisi olamaya, ‘Soma katliamının tanığıyız’ demeye devam edeceğiz.”
“Sorumluların aklanmasına sessiz kalmayacağız”
Ardından okunan basın açıklamasında ise katliam ve yaşanan hukuksuzluk süreci teşhir edilerek; “Can Gürkan’ın tahliyesi demek, ‘daha fazla üretim yapalım da işçilerin canı önemli değil işinize bakın’ demek. Can Gürkan’ın tahliye edilmesi demek, yeni Soma’ların yaşanmasının kaçınılmaz olması, yeni katliamların teşvik edilmesi demek. Can Gürkan’ın tahliye edilmesi demek, pişmanlık duymayan bir sermaye sahibinin serbest kalmasının, 301 madencinin canından daha kıymetli olduğunun bir mahkeme hükmü ile ilan edilmesi demektir” denildi.
Bu kararın iş cinayetlerinin önünü açacağına vurgu yapılan açıklama şu sözlerle sona erdi: “Yoksulların canına kastedenleri koruyan bu yargı mekanizmasını reddediyoruz. 301 madencinin katillerini ödüllendiren bu karar hükümsüzdür. Soma Katliamında tüm sorumluları yargılanıp hak ettikleri cezaları alana kadar mücadelemiz sürecek. Sermayeden yana saf tutan bu yargı kararına; Soma da 301 canın katledilmesine ve sorumluların aklanmasına sessiz kalmayacağız! Kabul etmeyeceğiz.”
“301 çocuğumuz katlettiler, bizlere baskı-zulüm uyguladılar”
Ardından ise katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri söz aldı. Yapılan konuşmalarda şunlar söylendi: “301 çocuğumuz katlettiler, bizlere baskı zulüm yaprak yıldırmaya çalıştılar, darp edildik, mahkemenden çıkarıldık. Biz çocuklarımız öldürüldü, sokakta neyapacağımzı bilmez bir durumda kaldık, avukatlar koştular yardım eli uzattılar hep yanımızda oldular. Şimdi bizim çocuklarımızın katili tahliye edildi, maden ocağının işletilmesine izin verildi. Katiller serbest bırakılırken bizim avukatımız Selçuk Kozağaçlı tutuklandı. Bu devlet suçsuz insanları tutukluyor, adalet olsa hukuk olsa bizim çocuklarımızın katili serbest bırakılmazdı. Onların avukatları söyledikleri iki kelime için çantalarla para aldılar, bizim avukatlarımız acılarımızı paylaştılar yardım elerlini uzattılar bizi ortada bırakmadılar. Başımızdaki gitmediği sürece bizim çocuklarımız ölecek, onlar saraylarında yaşıyor bizim çocuklarımız ölüyor.”
Konuşmaların ardından eylem sona erdi.
Kızıl Bayrak / İzmir