İzmir Tabip Odası: Hekimlerin hakları piyasalaşmanın insafına bırakılamaz

İzmir Tabip Odası, “Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin durumuna” ilişkin düzenlediği basın toplantısında özelleştirmenin faturasının sağlık çalışanlarına kesilmesine dikkat çekti.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 16 Eylül 2021
  • 16:49

İzmir Tabip Odası, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi sonucu artan özel hastanelerin sağlık emekçilerinin sömürüsünü arttırdığına dikkat çekti.

İzmir Tabip Odası’nda düzenlenen açıklamada konuşan oda Başkanı Lütfi Çamlı, AKP iktidarı döneminde sağlıkta özelleştirmenin teşvik edildiğini vurguladı. 2002 yılında 270 olan özel hastane sayısının 2018 yılında 577’ye yükseldiğine işaret eden Çamlı, tıp fakültelerinden mezun olan sağlık emekçilerine piyasalaştırılmış sağlık sisteminin dayatıldığını belirtti. Konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Ülkemizdeki toplam 153.000 hekimden %29,4’u özel sağlık sektörde çalışmaktadır. Sayıları her geçen gün artan tıp fakültelerinden eğitimini tamamlayan binlerce yeni mezun hekim ve genç uzman piyasalaştırılmış sağlık sisteminin dayatmaları ile ucuz iş gücü olarak bu sektörde istihdam edilmektedirler.

“Özel sağlık sektöründe çalışan hekimler mesleklerini yürütürken yoğun iş yükü, uzayan çalışma süreleri, iş, istihdam, gelir ve sosyal güvencesizlik ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Buna bağlı olarak hekimlerin stres, depresyon, tükenmişlik düzeyleri, olumsuz yaşam ve beslenme koşullarına bağlı sağlık sorunları ile karşılaşma riskleri artmaktadır.”

“Sözleşmeler tabip odalarının onayına sunulmalı”

Özel hastanelerdeki sözleşmelerin patronların dayatmasıyla imzalandığını kaydeden Çamlı, sözleşmelerin tabip odalarının onayı olmadan imzalanmaması için girişimlerini sürdüklerini söyledi. Pandeminin başlangıcında birçok özel hastanenin hasta sayılarının düşmesini bahane ederek sağlık çalışanlarını ya ücretsiz izne çıkardığını ya da düşük ücretlerle çalıştırdığını anlatan Çamlı, pandeminin ilerleyen süreçlerinde insanların kamu hastanelerine ulaşma zorluğu ve tedirginlik nedeniyle özel hastanelere yöneldiğini, bu durumun iş yükünü arttırdığını söyledi.

Uzun çalışma saatleri

4857 Sayılı İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğunu hatırlatan Çamlı, ankete katılanların yüzde 19’unun 55 saat, yüzde 46’sının 45 saatin üzerinde çalıştığını ifade ettiği bilgisini verdi. Çamlı, “Uzun çalışma saatleri ve yetersiz dinlenme sürelerinin yüksek hata ve kaza oranı, stres ve yorgunluk, kısa ve uzun dönemli sağlık sorunları gibi olumsuz sonuçlar doğurduğu bilinmektedir” uyarısında bulundu.

Ankete katılanların yüzde 47’sinin resmi tatillerde tam zamanlı, yüzde 21’inin ise kısmi çalıştığını söyleyen Çamlı, hekimlerin yüzde 47’sinin 1 Mayıs’ta bile çalıştığını belirtti, “SGK resmi tatil günlerinde provizyon verme uygulamasından vazgeçmelidir” çağrısında bulundu.

Hekimler izin yapmadan çalışıyor

Çamlı, özel hastanelerde çalışan hekimlerin izin yapamadığını söyledi, “Ankete katılan hekimlerin yüzde 38’i son iki yıl içerisinde toplamda 10 günden az, yüzde 41’i 11-20 gün izin kullanabilmiştir. Bu kadar az izin kullanımında izinlerde gelirinin kesilmesi ve her işyeri değişiminde izin hakkının sıfırlanması önemli bir rol oynamaktadır” dedi.

Çamlı, gün içerisinde çalışma sürelerine dair de çarpıcı veriler paylaştı: 

“Gün içinde ara vermeksizin hasta bakmaya zorlanmak, randevularda dinlenme aralarının göz önüne alınmaması özel sağlık kuruluşunun karlılığını artırırken hekimleri tüketmektedir. Ankete katılanların sadece yüzde 35'i günlük mesailerinde yemek ve dinlenme aralarının bulunduğunu belirtmişlerdir. Yüzde 39'u yemek aralarının olduğunu ama dinlenme aralarının olmadığını, yüzde 24'ü ise yemek ve dinlenme aralarının olmadığını ifade etmişlerdir. Neredeyse tuvalet ihtiyacının bile mesai dışı saatlerde giderilmesinin isteneceği bir ortam yaratılmıştır.”

“Ekonomik krizin faturası hekimlere çıkartılamaz”

Hekimlere yönelik özel hastanelerdeki emek sömürüsünün ücretlere de yansıdığını kaydeden Çamlı, “Hekimlerin yüzde 54'ü çalıştığı kurumdaki aylık kazancının yaşamı için yetersiz olduğunu belirtti. Döviz cinsinden kazanç değişimi sorgulandığında katılımcıların yüzde 45'i 2 kat civarında azaldığını, yüzde 27'si en az 5 kat ve üzeri azalma olduğunu, yüzde 16'sı en az 10 kat azalma olduğunu belirtmiştir. Sağlık kuruluşlarının yaşadığı finansal sorunlar ya da ekonomik krizin faturası hekimlere çıkartılamaz. Bu alanda sendikalaşmanın yaygınlaşmasının önemi bir kez daha karşımıza çıkmaktadır” dedi. 

“Hekimler çalışma koşullarından memnun değil”

Hekimlerin yüzde 53’ünün çalışma koşullarından memnun olmadığını aktaran Çamlı, hekimlerin yaşadığı sağlık sorunlarına da değindi. Çamlı şöyle konuştu:

“Bu sonuçlarla sağlıkta dönüşüm programının hekimlere artan emek sömürüsü, dışında bir şey sunmadığını söyleyebiliriz. Ankete katılan hekimlerin yüzde 81'i Sağlıkta Dönüşüm Programının hekimleri emek, gelir ve iş güvencesi açısından olumsuz etkilediğini ifade etmiştir. İzmir Tabip Odası olarak özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekim arkadaşlarımızın haklarına sahip çıkma ve sorunlarının çözümü için dayanışma içerisinde olacağımızı ve birlikte mücadelemizin süreceğini bir kez daha belirtiyoruz.”