İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi son sekiz yılda (2013-2020) en az 502 emekçinin borç, mobbing, işsizlik nedenleriyle intihar ettiğini tespit eden bir rapor hazırlayıp kamuoyuna açıkladı.
Raporda intiharlarında bir tür iş cinayeti olduğu şu ifadelerle vurgulandı:
“İşe (fazla ve aşırı çalışmaya) bağlı olarak ortaya çıkan intihar, 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren Japonya’da görülmüş ve karojisatsu kavramı ile tanımlanmıştır. Karojisatsu, işçinin fazla-aşırı çalışması sonucunda muhakeme yeteneğini kaybetmesi ve genellikle depresyona girmesi sonucunda meydana gelen intihar girişimidir. Bu intiharın fazla-aşırı çalışmaya bağlı olarak gerçekleştiğinin kanıtlanması için işçinin, intihar öncesindeki çalışma saatlerinin şu özelliklerden birinin ya da bir kaçının birlikte olması gerekmektedir:
a) Günde 10-16 saat arasında çalışmış olmak,
b) 4 hafta üst üste ortalama 65 saat ve üzerinde çalışmış olmak,
c) 8 hafta üst üste 60 saat ve üzerinde çalışmış olmaktır.”
Karojisatsu Davası
Emekçi intiharlarının iş cinayeti olarak kabul edildiği Karojisatsu Davası üzerine raporda şu ifadeler yer aldı:
“İşe bağlı intiharlar uzun mücadeleler sonucu ilk olarak Japonya’da iş cinayeti olarak kabul edilmiştir. Japonya Anayasa Mahkemesi’ne taşınan ilk örneği de ‘Dentsu Karojisatsu Davası’dır. Dentsu şirketinde çalışan bir işçi uzun, yoğun çalışma saatleri ve bunun doğurduğu zihinsel, fiziksel ve sosyal tükenme sonucunda, 1991 yılı Ağustos ayında intihar etmiş, ailesi işyerine dava açınca uzun çalışma saatleri ile intihar arasındaki ilişki Japonya’da yasal olarak kabul edilmiştir.”
Japonya'da olanın sadece bir ülkeye özgü olmadığı belirtilen raporda intiharların nedeninin güvencesizlik olduğu belirtilen raporda “Fransa, Avustralya ve Birleşik Krallık’ta fazla-aşırı çalışma sonucu ortaya çıkan intiharlardan bazıları da iş cinayeti olarak kabul edilmiştir” denilerek bu ülkelerdeki örnekleri anlatıldı.
Türkiye’de işçi intiharları
Raporda Türkiye'de işçi intiharları konusuna gelindiğinde her işçi, emekçi intiharının iş cinayeti olduğu şu ifadeler kullanılarak vurgulanıyor:
“Yasalarımıza göre işyeri içinde gerçekleşen her intihar, nedeni ne olursa olsun ‘iş cinayeti’ kapsamındadır. Ancak bugüne kadar hukuken çalışma koşullarından kaynaklanan bir intihar diye tanımlanan ölüm olmamıştır. Bizler ise hem yasal mevzuata uyarak işyeri içinde (işe bağlı olan-olmayan) gerçekleşen hem de işyeri dışında salt işe bağlı intiharları da raporumuza aldık. Genel olarak da ‘işyeri intiharı’ kavramını kullandık. (Yoksa evde, işyeri dışında yüzlerce işçi intihar ediyor. Ancak çok az bir kısmının iş ile bağlantılı olduğunu saptayabildik) Buna göre;
2013 yılında en az 15 işçi, 2014 yılında en az 25 işçi, 2015 yılında en az 59 işçi, 2016 yılında en az 89 işçi, 2017 yılında en az 86 işçi, 2018 yılında en az 73 işçi, 2019 yılında en az 80 işçi, 2020 yılında en az 75 işçi işyeri içinde (işyeri dışında ise işe bağlı olarak) intihar ederek yaşamını yitirdi… Yıllara göre güvencesizliğin derinleşmesine paralel olarak işyeri intiharlarında bir artış olmuştur.”
Raporun devamında son sekiz yılda gerçekleşen en az 502 emekçi intiharının istihdam biçimlerine göre, işkollarına göre dağılımı verileri aktarıldıktan sonra son sekiz yıldaki intiharların nedenlerini ise dört bölüme ayırdıkları belirtilerek bunun rakamsal verileri şöyle aktarılıyor:
“127 işçi borçları nedeniyle, 68 işçi işsizlik nedeniyle, 53 işçi mobbing nedeniyle intihar ederek hayatına son verdi. 254 işçinin neden intihar ettini ise yeterli bilgi olmadığı için bilmiyoruz.”
Son sekiz yılda intihar eden işçilerin 30’u kadın ve 472’si erkek olduğu belirtilen raporda, bu süre içinde intiharların yaş gruplarına göre, şehirlere göre dağılımı anlatılarak intihar eden emekçilerin isimleri sıralandı.