Hatice Yürekli yoldaşa...

Ankara Sincan'dan bir metal işçisi, 22 Nisan 2001'de Ölüm Orucu Direnişi'nde şehit düşen TKİP Kurucu Üyesi Hatice Yürekli için mektup kaleme aldı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 22 Nisan 2016
  • 15:46

Türkiye devrim tarihi verdiğimiz birçok şehitle bugünlere kadar geldi. Bayrağımızın kızılı şehitlerimizin ödediği bedellerle kızıllaşamaya devam ediyor.

Hatice yoldaş sosyalizm bayrağını 2000 Ölüm Orucu direnişine kadar onurla taşımış ve 22 Nisan 2001'de bizlere devrederek güneşe yürümüştür. Milyonlarca işçi ve emekçinin aç kalmaması, kölelik koşullarında yaşamaya mahkum edilmemesi ve devrimci tutsaklara yönelik tecrit uygulamasına karşı başlayan ve 122 şehitle sonlandırılan şanlı direniş Türkiye devrimci hareketinin teslim alınamazlığını herkese göstermiştir.

Ben bugün Sincan'da çalışan ve Hatice yoldaşla aynı saflarda mücadele eden genç bir işçi olarak bu büyük direnişe ve somutta Hatice yoldaşa dair duygularımı yazacağım. Evet yoldaş, Nazım Hikmet diyor ya;

'Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya 
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine 
‘Onlar ki; toprakta karınca, su da balık, havada kuş kadar çokturlar. 
Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar, 
Ve kahreden yaratan ki onlardır, 
Şarkılarda yalnız onların maceraları vardır’

Biz o kadar çokuz ki parçalı tablomuz bizi yalnızlaştırıyor. Bizlerin arasında korkağımız, cesurumuz, cahilimiz ve nice okuyanımız var. Kimisi gemsini kurtaran kaptan misali kendi yalnızlığına çekiliyor, kimisi patronun gözüne daha fazla girebilmek için daha fazla yalakalık yapıyor. Fakat bilmiyor ki patronun yanında en fazla koltuk altına girebilir, orası da çok pis kokar.

İnsanlar kendi yalnızlıklarını ve kendi eksikliklerini başkalarına dayatmaya çalışıyorlar. Bizler gibi düşünen niceleri de sen ölümsüzlüğe uğurlandığından bu yana geçti o tarafa. Ama yine uğruna tereddütsüzce öldüğün dava dimdik ayakta durmaya devam ediyor. Şimdi birileri diyor ki “biz yapamadıysak siz hiç yapamazsınız”, birileri diyor ki “güncel politika şunu gerektiriyor, siz hala 1917'nin kafası ile yaşıyorsunuz”, birileri diyor ki “hareketin militan eylemleri yok daha fazla şiddete yönelmelisiniz” ve bunu diyenler yavaş yavaş kendi kabuğuna çekilmeye başlıyorlar. Sonrası mı işte yukarıda söylediğim işçi profilleri var ya, kraldan çok kralcı olanımız da var, kendi derdine düşüp sağa sola bakmayanımız da. Oysa temel bir eksik var ki hiçbiri bizi gerçekten anlamamış gibi geliyor bana, senin işçi sınıfına ve onun devrimci öncüsüne güvendiğin kadar güvenmemiş.

Evet yoldaş, ben genç bir işçiyim ve yegane kurtuluşumun bugün bu karanlığı parçalamaktan geçtiğinin farkındayım. Çünkü tarih her seferinde bizi haklı çıkartıyor. Şimdi olumsuzlukları yazdım diye düşünme, ki hiç mi güzel şey yok. Merak etme yoldaşım, direnenlerimiz de var bu havalarda ve hareketimiz düne göre çok daha güçlü, çok daha deneyimli. Senin bir zamanlar faaliyet yürüttüğün İzmir'de şimdi Dost Cam işçileri, Kastaş işçileri onurları ve gelecekleri için mücadele ediyor. Bursa'da başlayan metal fırtına birçok kente yayılarak yeni Haticeler'i, Habipler'i, Ümitler'i, Alaattinler'i mayalıyor. Greif Direnişi'ni yaratan öncü partimiz artık tarih sahnesindeki yerine oturmaya, sınıf cephesindeki sözünü daha güçlü söylemeye başlıyor. Devletin tüm katliamcı politikalarına karşı, Kürt halkı sokak sokak direnmeye devam ediyor. HES'lere karşı Karadeniz isyan ediyor, kadınlar tacize, tecavüze ve baskılara artık boyun eğmiyor.

Evet yoldaş ve 22 Nisan'ı devirip 1 Mayıs'a doğru evriliyoruz. Siz, biz işçi ve emekçiler açlığa mahkum edilmesin diye bedeninizi açlığa yatıralı 16 sene oldu. Siz insanlar tecrit işkencesine maruz kalmasın diye yatırdınız bedeninizi açlığa, şimdi bütün bir toplum tecrit altında. Ancak bu karanlığı parçalamak da yine bizlerin ellerinde; siz nasıl 2000 zindanlarında sessizliğe, zulme karşı meşale olduysanız şimdi sıra bizde. Ve unutma ki yoldaş, işçi sınıfı seni ve mücadeleni her zaman yaşatacak. Ve 1 Mayıs'ta hepimiz birer Hatice olarak alanlarda olacağız.

Bizler ahirete inanmayız ki Hatice yoldaş, etiyle kemiğiyle geri gelsin; ama biz biliriz ki Hatice yoldaş, düşüncesiyle, mücadelesiyle bizlerin arasında yaşayacak, Greifler'de, Metal Fırtına'da, Kastaş işçilerinin direnişinde, 1 Mayıs'ta Hatice yoldaş en ön saflarda yürümeye ve bize meşale olamaya devam edecektir.

Yoldaş seni hiç tanımasam da seninle aynı mücadelede ve aynı saflarda olamaktan gurur duyuyorum.

"şimdi artık 
vakit yok gülüm 
vakit yok 
üzülmeye 
ağlamaya 
gülmeye 
şimdi artık savaş zamandır 
bırakıp sevdamızı 
kadife tenli zamanlara 
ellerimiz 
ellerimizin sıcaklığını kaybetmeden 
sarılıp soğuk tenine silahın 
o kutsal ateşin sıcaklığını 
hissetmeliyiz tüm benliğimizde"

Hatice yürekli ölümsüzdür!
İşçi sınıfı savaşacak sosyalizm kazanacak!

Sincan'dan metal işçisi bir yoldaşın...