TİS sürecinde ücret konusunda anlaşma sağlanamadığı için Corning Kablo işçileri 1 haftadır grevdeler. Grevdeki işçilere greve çıkma nedenlerini ve işçi sınıfına vermek istedikleri mesajı sorduk. Corning Kablo işçileri bu konuda şunları ifade ettiler:
“Tüm işçilerinden destek bekliyoruz!”
Melek: Sözleşmenin taslak çalışmasında da sendikamızın yanında biz vardık. Bizim talebimiz %100 zam oldu. İşveren bu süreci önce %30 ile başlattı. Sonra %40-60 diye devam etti. Ama %60’ın yukarısına asla çıkmadı. Bu zam asla bizim geçimimizi sağlamaz. Çünkü ekmek bile şu an da yedi buçuk TL oldu. Ki insanların alım gücü oldukça azaldı. Biz gene sendikamızla %105'e kadar düştük, gene de %105'i kabul ettiremedik.
Hakkımızı alana kadar buradayız. Diğer işçi arkadaşlarımızı da mutlaka desteğe bekliyoruz. Hangi sektörde olursa olsun. Araba parçası üreten, başka kablo sektörü olsun, her türlü firmadan işçilerin desteklerini bekliyoruz.
“Aldığımız maaş ile sosyal hayata katılabilmek istiyoruz!”
Filiz: Beklentimiz %100-120'lik bir zamdı fakat alamadık bu işverenden. Bizim sayemizde işverenin sırtı yere gelmezken bizim sırtımız yerden kalkmıyor. Talep ettiğimiz ücreti, zammı almak istiyoruz. Aldığımız maaş ile sosyal hayata katılabilmek istiyoruz. Bu konuda diğer firmalarda çalışan işçi arkadaşlarımızdan destek istiyoruz.
“Burası bir okul. Kesinlikle bir mücadele okulu…”
Selcan: Biz çok büyük şeyler istemiyoruz. Aslında dünyadaki bütün zenginlikleri üreten, yaratan biziz. Evet, şu gözümüzle gördüğümüz her şeyin gerçek sahibi biziz. Ama bize sadece bunların kırıntısı reva görülüyor.
Şu an toplu sözleşme süreci yedinci aya geldi. Aslında bizim ikinci altı aylık zamla anlaşmamız gerekirken süreç tıkandı. Şu bir gerçekliktir ki bize reva gördükleri %60'lık artış tamamen sefalet ücretidir. Biz diyoruz ki, “Sizin bize reva gördüğünüz bu sefalet ücretini kabul etmiyoruz!” Bizim taleplerimiz çok büyük talepler değil, karşılanmayacak talepler değil. Çünkü Corning Kablo dünyada dev bir tekel. Amerikan menşeili dev bir tekel. Ve biliyoruz, geçmişini de biliyoruz, kazandırdığımız parayı da biliyoruz, ettikleri kârı da biliyoruz. Türkiye'de alım gücünün düştüğünü de biliyoruz. Ekonominin geldiği hâli de biliyoruz.
Biz Gebze'de yaşıyoruz çoğunlukla. İzmit'ten gelen de var, İstanbul'dan gelen de var. Gebze'de kiralar şu an 12 bin TL'den başlıyor. Kiracı olan arkadaşlarımız var. Evde bir kişi çalışıp üç çocuğu olanlar var. Bugün Türkiye'de oranlara bakıyoruz, sendikaların, DİSK'in ne bileyim TÜRK-İş'in açıkladığı oranlara bakıyoruz. Tek kişinin yaşam maliyeti bile bugün asgari ücretin çok çok üzerinde. Dolayısıyla bir kişi nasıl ev geçindirecek? Bizim taleplerimiz aslında bugün gerçekliğini bile yansıtmıyor ama işveren buna bile yanaşmıyor. Biz diyoruz ki, siz bizim taleplerimizi karşılayıncaya kadar, -çünkü sırtımızdan dünya kadar kâr elde ettiler, etmeye de devam ediyorlar. Stok yaptılar, depoladılar. Hâlâ aldıkları siparişleri teslim ediyorlar. Son güne kadar çalıştık, çalıştırıldık- dolayısıyla biz çok bir şey istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Taleplerimizin karşılanmasını istiyoruz.
Onların bize reva gördükleri şu: Sadece hayatta kalalım, gelelim burada iş yapalım, sonra ertesi gün eve gidelim, duşumuzu alalım, karnımızı doyuralım sonra gelip o enerjiyi tekrar onlar için harcayalım, biz üretelim onlar zengin olsun. Hayır, öyle bir şey yok! Sendikalıyız, örgütlüyüz. Kadın-erkek işçilerle, dayanışmayla, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle buradayız.
Mesela Gebze bir sanayi bölgesi. Gebze'ye ben bir işçi kenti diyebilirim. Kocaeli Gebze, aslında tüm zenginliklerin var edildiği yer diyebiliriz buraya. Bütün yerli yabancı şirketlerden tutun hepsi ilk elden Gebze'de fabrika kuruyor. Dolayısıyla Gebze bir işçi kenti. Buradan bir sürü servis geçiyor arkadaşlar, sendikalı-sendikasız kornaya basanlar var. Mesela ben bir örneğe tanık oldum. Bir abi işe gidiyordu aracıyla durdu cüzdanından bir miktar çıkardı, dayanışmada bulundu. Yani biliyoruz ekonomik koşulları. O insanların bütçesini de biliyoruz. Bunu bir işverenin yapmayacağını da biliyoruz. Dolayısıyla bu insanların dayanışmaya ihtiyacı var. Ancak böyle mücadeleler dayanışmayla destekle bir yerlere varır. Onun bunu düşünmesi ve başkalarının bunu düşünmesi bizim için çok anlamlı.
İçimizde hiç işçilik deneyimi olmayan arkadaşlarımız var. İlk kez Corning'de işe başlayanlar ya da benim gibi 20 yıldır çalışanlar var. Dolayısıyla belki hiç grev yaşamayanlar var, hiç sendikalı çalışmayanlar var. Bugün hep beraber birbirimizi tanıyoruz. Hep beraber grevin ne olduğunu, dayanışmanın ne olduğunu, sendikanın ne olduğunu, örgütlülüğün ne olduğunu beraber öğreniyoruz. Birbirimizden de çok şey öğreniyoruz. Burası bir okul. Kesinlikle bir mücadele okulu burası. Hepimiz için çok büyük deneyimler, dersler biriktiriyoruz.
Bugün 2023'de biz greve çıktık, iki yıl sonra da toplu sözleşmemiz var. Ona daha hazırlıklı girebileceğiz. Çıkardığımız dersler olacak. Birbirine kenetlenmenin önemini kavradık bir kez daha. Ama mevzu sadece burasıyla da bitmiyor. Dünya koca bir derya-deniz. İşçi sınıfı için dünyada, bu derya-denizin içinde sadece bir damla Corning işçisi. Mevzu sadece Corning işçilerinden de ibaret değil. Yani aslında biz burada bütün işçiler için mücadele ediyoruz. Bizim burada elde edeceğimiz bir kazanım aslında bütün işçiler için bir kazanımdır diye düşünüyoruz.
“İşçi kardeşlerimize önerim mücadeleyi bırakmasınlar…”
Samet: Normalde greve çıkmamızın nedeni şudur: Çalıştığımız firma yüksek meblağlarda kâr elde ediyor. Bize de yeri gelince “aileyiz” deyip duruyorlar. Ancak iş ücretler olunca üvey evladı oluyoruz. Bizim greve çıkma nedenimiz budur.
Bize verdikleri paranın miktarı çok düşük miktarlar. %60'lık bir teklifle bize geldiler ama %60'lık bir teklif bizim saatlik ücretlerimizi bile asgari ücret seviyesine hiç çekmiyor. Bir tık üstünde kalıyor belki ama koca Corning dediğimiz firmada bu verilen saatlik ücret gerçekten gülünç bir rakam. Bize toplantılarda 'şu kadar milyon dolarlar kâr ettik şu kadar rekor kırdık' falan diyorlar ama bu söylemlerin karşılığı bize yansımıyor. TL bazında da yansımıyor. Yani dolar bazından bakarsak yılın başından beri zaten bir kaybımız var. Bize para birimimiz dolarla geliyor ve TL'ye dönüştürülüp bize geliyor. Yani biz aslında verdiği yüzde altmışlık zammı almadık bile dolar karşısında. Bize verilen doları Türk lirasına çevirdiler ve bize dolar diye dayatıyorlar. Tek yaptıkları bu.
Diğer işçi kardeşlerimize önerim mücadeleyi bırakmasınlar. Bugün ne olur ya da kapıya çıktık ne olur gibi düşünmesinler. “Bir şey olmuyorsa bile bir şey olmuştur” diye bir söz var. Bir şeyler olacak. Olmak da zorunda. Bu Türkiye yürüyorsa işçi ve emekçi kardeşlerimiz sayesinde yürüyor. Küçük bir örnek olarak, bir mahallede fırın ekmek yapmazsa o mahalle aç kalır. Bir fabrika üretim yapmazsa o sanayi aç kalır. İşte böyle, küçük bir önerimdir bu.
“Bu mücadele ateşinin bütün Türkiye’ye yayılmasını istiyoruz!”
Bir Corning işçisi: Öncelikle sendika ve sivil toplum kuruluşlarına destekleri için teşekkür ediyorum. Grevimizle dayanışmak ve destek için gelmelerini istiyorum. Burada bir mücadele veriyoruz. Bu mücadele ateşinin bütün Türkiye’ye yayılmasını istiyoruz. Bizde tüm dayanışma duygularımızı çalışan ya da şu an grevde olan arkadaşlarımıza bildirmek istiyoruz.
Kızıl Bayrak / Gebze