Grev hakkı 51 yıl önce Kavel’le kazanıldı...

Grev hakkının kazanılmasının üzerinden 51 yıl geçti. Kavel'le kazanılan grev hakkı bugün Greif işgaliyle tekrar anlamına uygun bir mücadele silahı olarak kullanılıyor.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 07 Mart 2014
  • 21:00

  Grev, Greif’le yeniden silah oldu

 

İçinde olduğumuz 7 Mart günü aynı zamanda grev yasağının kalktığı gündür. Grev hakkı 1963 tarihli 274 ve 275 sayılı kanunlarla resmileşti. Sonra mücadeleyle geliştirildi ama sonradan kuşa döndü.

 

Nasıl kazanıldı?

Grev yasağının kalkması durduk yerde olmamıştır. Bu hak işçilere bir lütuf olarak sunulmamış, eksikliği devlet yöneticilerince fark edilip işçilere bahşedilmemiştir. Bu hakkın kazanılmasında en çok da Kavel işçilerinin payı vardır. 1963 yılında, İstanbul Sarıyer’de kurulu olan Kavel Kablo Fabrikası’nda işçiler 28 Ocak 1963’te yaptıkları kanunsuz grevle, grev hakkının yasallaşmasını sağladılar. Grev hakkı 275 sayılı Toplu İş sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile yasalara geçti.

Ancak grev hakkı tanınırken bile bu hakkın kullanılmaması için iş kanunlarına yeni maddeler eklenmiştir. Grev, Anayasa’ya bir hak olarak yazılırken kapitalistlere de “lokavt hakkı” tanınarak, işçi sınıfının elindeki bu güçlü silah etkisizleştirilmek istenmiştir. Ama buna rağmen grev silahı, işçiler tarafından bu yasaklar defalarca aşılarak kullanılmıştır.

 

Silahtı boşalttılar!

12 Eylül’ün ardından yasaklanan, aradan zaman geçtikten sonra yeniden tanınan sınırlı grev hakkı sermaye sınıfı için hep bir saldırı konusu olmuştur. Çünkü sermaye işçi sınıfını bu en temel silahından yoksun bırakmıştır. Dayanışma grevleri, politik amaçlı grevler iş kanunlarınca yasaklanmıştır. Yanı sıra işçi sınıfı, grev silahını güçlü bir şekilde kullanmaya kalktığı durumlarda sermaye hükümetleri grevleri yasaklama yoluna gitmiştir.

6 Ekim 1983'te sona erdiği açıklanan grev yasakları, 1982 Anayasası ile esası korunarak devam etmiştir. "Bölünmez bütünlüğe aykırı" durumlar ile birlikte savaş ve seferberlik hallerinin dışında grevler, "iyi niyet kurallarına aykırı, toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılamazdı.”

1986 yılında ANAP iktidarı döneminde yasaklanan PETKİM işçilerinin grevi için mazeret "stratejik" bir işletme olduğu iddiasıydı. 12 Eylül’ün ardından üzerindeki tortuyu ‘89 bahar eylemleri ile atan işçi sınıfının yasaklanan grevlerinin gereçesi Birinci Körfez Savaşı'ydı. Grev yasakları için gerekçe bulmak sermaye hükümetleri için hiç de zor olmamıştır. “Ülkenin iç ve dış güvenliği”nden tutun da söz konusu belediye işçilerinin greviyse, “toplum sağlığı”na kadar bir çok neden grev hakkının gasp edilmesi için bir gerekçe olmuştur. 2007 yılında Telekom grevi sonrası en son Hava-İş üyesi havayolu işçileri bu yasakla karşılamışlardı. Ama sermaye sınıfına grev silahını etkisizleştirmek de yetmiyor. Fırsat bulsalar grev hakkını tümüyle ortadan kaldıracaklardır.

2012 yılında AKP, grev yasaklarına hukuksal bir çerçeve hazırlamış ve sonrada mecliste onaylanmıştı. Bu düzenleme aynı zamanda havayolu emekçilerinin grevlerinin yasaklanma nedeni olmuştu. Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı’nın 63. maddesi ile “karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavt genel sağlığı veya milli güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı altmış gün süre ile erteleyebilir” denilmektedir.

Yasalarda ayrıca grevi silah olmaktan çıkaran büyük engeller var. Örneğin bu silahı kullanmak için bıktırıcı ve uzun süreler isteyen yasal bir TİS prosedürünü izlemek gerekir. Ayrıca greve çıkıldığında da 2012’de çıkarılan yasada yer aldığı biçimiyle lokavt yanında grev kırıcılığını meşrulaştıran maddeler vardır. Öyle ki eğer işçi sınıfı bu yasalara uyarsa grev silahını kullanamaz, grev yapsa bile bu kurşunu olmayan bir silah olur. Son dönemin etkisiz ve sonuçsuz grevleri buna örnektir.

 

Greif işçileri grev silahını kullanmayı öğretiyor!

Mevcut sendika yönetimleri grev yasağını kuşa çeviren yasalara ses çıkarmadıkları gibi grev silahının içinin boşaltılması da onların işine geliyor. Çünkü böylelikle kendilerine ve pazarlık masalarına geniş bir hareket alanı açılırken, içi boşaltılmış grev silahıyla sendikacılık yaptıkları görüntüsü de verebiliyorlar.

İşçi sınıfı mücadeleyle kazandığı grev hakkını ancak mücadeleyle koruyabilir. Grevin silahın kullanılamaz hale getiren yasaları ise ancak Greif’te olduğu gibi çiğneyerek geçersiz kılabilir. Aksi halde içi boşaltılmış bu silahla bir yere varamaz, sermaye karşısında da hiçbir hak mücadelesini başarıya ulaştıramaz.