Açıklamanın videosunu buradan izleyebilirsiniz...
Greif işgaline 4,5 yıl sonra açılan davanın bugün İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi’ndeki ilk duruşması öncesi basın açıklaması yapıldı.
Duruşmanın kendi hakimi başka bir yere atandığı için bugünlük duruşmaya atanan hakimin, polis ve savcılıkta verilen ifadelerin dışında ifade olmayacaksa ifadeyi almak istemediğini belirttiği öğrenildi. Hakim bir sonraki duruşmada ifadelerin alınması önerisi sundu.
Ayrıca salon, yargılanan bütün işçileri alacak kapasiteden çok küçük olduğu için gelenler parça parça salona alınmak istendiği bildirildi. İşçilere açıklama yapan Avukat Bülent Şimşek ifadeleri daha sonra duruşma hakimine vermenin daha doğru olduğunu ifade etti. Sonrasında basın açıklamasına geçildi.
İlk olarak Greif direnişçisi Orhan Purhan Greif'te 44 taşerona karşı verdikleri fiili-meşru mücadele nedeniyle Greif’in öncü işçilerine bedel ödetilmek istendiğini belirtti. Bu bedeli ödemeye hazır olduklarını belirten Purhan bugüne kadar işçi sınıfının kazandığı bütün hakları mücadele ederek, bedeller ödeyerek kazandığını vurguladı. Purhan, Greif şahsında işçi sınıfının fiili-meşru mücadele çizgisini sahiplenme çağrısı yaptı.
“Greif işçileri, sınıf mücadelesinin tarihine yazıldılar”
Ardından Greif işgalinin meyvesi olan ve Greif değerleri ile kurulan DEV TEKSTİL adına basın açıklaması okundu. 60 gün süren işgalin anlatıldığı açıklamada, “Ne grev hakkını imkânsızlaştıran sendikalar yasası, ne de işbirlikçi sendikal anlayışın her türlü kirli oyunları GREİF işçilerini haklı mücadeleden alıkoyabildi” denildi. İşçilerin gerçek anlamıyla bir grev gerçekleştirdiğinin altı çizilen açıklama şöyle sürdü: “GREİF’de yakılan meşalenin farklı işçi bölüklerinin eline geçmesinden korkan sermaye iktidarı, Greif yönetimi ve Sendika bürokratlarının işbirliğiyle fabrikaya alçakça bir saldırı gerçekleştirildi.
Alçakça yapılan saldırıda 103 işçi ve destekçileri gözaltına alındı. Saldırıda polisin özel hedef olarak gösterdiği kişiler ağır yaralandı. Her türlü baskı ve saldırıya rağmen mücadelelerini farklı yollarla sürdüren GREIF işçileri, işçi sınıfının mücadele sayfasına isimlerini yazdırdılar.”
İşgalin ardından 4 yılı aşkın süre sonra açılan davanın anlamının ortaya konduğu açıklamada, işçi ve emekçilere, toplumun ilerici kesimlerine dönük saldırıların arttığı bir dönemde bunun tesadüf olmadığı dile getirildi. Sermaye ve AKP hükümetinin yeni Greif’lerin önünü almaya çalıştığı belirtilen açıklama şöyle devam etti: “Keyfi yasaklar, grev yasakları, havayolu işçilerine dönük tutuklama saldırısı, kamu emekçilerinin karşı karşıya kaldığı saldırılar, MİB üyelerine, sendika yönetici ve üyelerimize verilen hapis cezaları vb. ile Greif işçilerine açılan dava, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda hayata geçirilen saldırılardır. Bu saldırılarla krizin faturasını işçi ve emekçilere fatura edenler, tabandan yükselecek tepkinin önünü kesmeye çalışmaktadırlar. Greif’e açılan dava üzerinden de işçi sınıfının devrimci, ilerici mücadele birikimini yargılamaya ve belleklerden silmeye çalışmaktadırlar.”
Greif direnişinin değerlerini sahiplenme çağrısı
Krizin faturasının işçi ve emekçilere kesildiği, baskı ve sömürünün artığı bu günlerde; Greif direnişinin gösterdiği yoldan fiili meşru mücadele hattını örgütlemek, “İşgal, grev, direniş!” şiarını yükseltmek gerektiğinin altı çizilen açıklamada, DEV TEKSTİL’in bu doğrultuda mücadelesini sürdüreceği vurgulandı.
İşçi sınıfının sömürüden kurtuluş mücadelesinden yana olan, ilerici kurum ve kişilerin, Greif Direnişi şahsında grev hakkını ve fiili-meşru mücadele çizgisini sahiplenmeye davet edildiği açıklama, 3. havalimanında tutuklanan işçi ve sendikacıların serbest bırakılması istenerek krizin faturasını kapitalistlere ödetmek için birleşik mücadeleyi yükseltme çağrısıyla noktalandı.
Sonrasında, 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu adına yapılan konuşmada 4 yıl sonra Greif işçilerine dava açılması teşhir edildi. Ardından 3. havalimanındaki kölece çalışma koşullarına ve iş cinayetlerine dikkat çekildi. Hem Greif’te hem de 3. havalimanında işçilere yönelik bu saldırıların gerisinde iktidarın korkusunun yattığı belirtilen konuşmada, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganını, işçi direnişlerinin birleştirilmesiyle hayata geçirmek için çağrı yapıldı. Son olarak, yarın Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde tutuklu havalimanı işçilerinin 2. tutukluluk incelemesi öncesinde adliye önünde yapılacak basın açıklaması duyuruldu.
“İşgal, grev, direniş!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarının atılmasının ardından Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) adına söz alan Avukat Tamer Doğan, işgal sürecinde olduğu gibi Greif işçilerinin yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.
“Yeni Greifler ve ‘Metal Fırtına’lar için mücadeleye devam”
Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Zeytinburnu Belediyesi’nde işine geri dönebilmek için direnen Kenan Güngördü de eyleme katılırken, Renault işçilerinin eylemini “kışkırtmak” gerekçesiyle ceza alan Metal İşçileri Birliği (MİB) temsilcisine söz verildi. Bugünkü davada da yargılandığını belirten MİB temsilcisi bu saldırıların, kendilerini düzenin işçi sınıfını hapsetmek istediği cendereye sıkıştıramayacağını belirtti. Yeni Greifler ve ‘Metal Fırtına’lar yaratmak için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
Konuşmaların ardından adliyeye geçilmek istenirken, adliyenin bahçe kapısını ablukaya alan polisler duruşma listesinde ismi olmayanları kimlik kontrolü dayatmasıyla içeri almadı.
Kızıl Bayrak / İstanbul