Petrol-İş İzmir şubeye bağlı GEMAŞ’ta imzalanan sözleşmeye rağmen hükümler uygulanmamış buna bağlı olarak hak edilen zamlar yapılmamıştı. Ardından işten atmalar yaşanmış, bunun üzerine eylemler yapılmıştı. Gelinen yerde GEMAŞ’ta sendikanın gerekli müdahaleyi yapmaması ve sermayenin dayatmaları istifalara neden oldu. Yetki düşme noktasına geldi. Oysa işçilerin birliğini işyeri komiteleri kurarak güçlendirmek, sınıf bilincini geliştirmek, her sorunda sermayenin karşısına dikilmek gerekirdi. İşten atmalarda eylemlerin dozunu artırıp “arkadaşım yoksa üretim de yok” diyebilmek gerekirdi. Kısacası iş güvencesini tehdit eden, sözleşmeyi yani sendikayı çiğneyen tutumlara karşı tüm güçle mücadeleye girişmek gerekirdi…
Sorunun parçası olanlar sorunlarımızı çözemez!
Yeni sendikalaşan GEMAŞ’ta karşılaşılan daha ilk sorunda sınıfta kalmış bir örgütlülük var. Bu örgütlülüğü yeniden canlandırmak gerekiyor. Zor örgütlenen fabrikaların kolayından kaybedilmesine izin vermemek gerekiyor. Bu görev elbette önce GEMAŞ ve Star işçisine düşüyor. Ama bu aynı zamanda büyük umutlarla seçilen yeni yönetim için de bir başarısızlık. DYO’da 28 işçinin atılması karşısında eylemleri sürdürmemenin, kararlılıkla mücadele etmemenin benzerine tanık oluyoruz burada. GEMAŞ’ta da önce plansız cılız eylemler yapıldı, sonra da ortada hiçbir kazanım yokken eylemler bitirildi. Talepler orta yerde kaldı. Bunda sendika yöneticilerinin büyük payı var. Kendilerine sorsak “işçi öyle işçi böyle, Orhancılar var, ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar” diye türlü cevaplar sıralanır. Çünkü sınıf mücadelesinin zorluklarından kolaycı yöntemlerle kurtulmak istiyorlar. Bu “kolaycılık” klasik sendikal bürokrasinin tipik özelliklerindendir. Bu bürokratik anlayış işçinin öz gücüne güvenmez. Yaşanan her başarısızlığı işçinin üstüne atar. Tepki ve eleştirileri “dış mihraklar” oyunu diye gözden düşürmeye çalışır. Bunlar için “yapılabilecek en iyi şey zaten yaptıklarıdır. En doğru tutum “işçiyi yormadan”, kapalı kapılar arkasında görüşmelerle, türlü pazarlıklarla sermayenin suyuna giderek ama mücadelesiz işi bitirmektir. Çünkü oyunun kuralı budur. İşçi de zaten daha fazlasını beklememektedir…
İşçiye kaybettiren çarkı kıralım, GEMAŞ ve Star’da yeniden daha güçlü örgütlenelim!
Gelinen yerde başarısızlığın faturası olarak sendikadan GEMAŞ ve Star işyerlerinin baş temsilcilerine kınama gönderilerek görevden alınması söz konusu. Kendi gerçek görevlerinden kaçanların günah keçisi diye birilerini göstermesi hiç de GEMAŞ fabrikalarındaki sorunları çözmez.
Bugün GEMAŞ işçisi yalnız bırakılıyor, kaderine terk ediliyor ve buna dur demek için yine işçilerin kendisine büyük sorumluluk düşüyor. Sendikal örgütlülüğümüze insanca yaşam ve çalışma koşulları için sahip çıkmalıyız. Yeniden ve daha güçlü bir örgütlenme yapmalıyız. Bu hiç de şube yönetimine, sendika merkezine biat etmek anlamına gelmiyor. Öyle bir örgütlülük kurmalı, öyle bir mücadele vermeliyiz ki hem sermayenin oluşan durumda el ovuşturmasına son vermeli hem de her türlü bürokratik dayatmayı boşa düşürecek bir kuvvet ortaya çıkarmalıyız. Bunun için hızla adım atmalı, birliğimizi güçlendirmeli, dayatmaları boşa düşürecek şekilde hareket etmeliyiz.
Petrokimya İşçileri Birliği