Geçen ay Trelleborg’tan yaklaşık 70 işçi işten atılmış, buna karşı sendika ne tek bir adım atmış ne de süreci işçilerle ortaklaşa yürütmüştü. Bu esnada yapılan tek şey patronla yapılan pazarlıklar ve işçilere sunulan teşvikler olmuştu. Trelleborg sermayedarının fabrikadaki örgütlenmeyi zayıflamaya yönelik saldırısı adeta sendikal bürokrasinin desteğiyle yapılmış oldu.
Bu gelişmelerin ardından işten atılan Trelleborg işçileri fabrikada çalışmakta olan arkadaşlarına seslendiler. Gazetemize konuşan işçiler şunları ifade ettiler:
“Yaşanan süreç bizleri üzdü. Bir yandan böylesi bir dönemde işsiz kalırken, diğer yandan güvendiğimiz sendika tarafından ortada bırakıldık. Açıkçası hakkımızı helal etmiyoruz. Buradan şunu söylemek isteriz ki 70 işçinin çıkarılmasında, buna imza atan ve karşılığında hiçbir şey yapmayan tüm sendika yönetimi sorumludur. Trelleborg’ta çalışan arkadaşlar şunu bilmeli ki ‘yönetimden o iyi, bu iyi’ diyerek bir yere varılamıyor. Öncelikle fabrika içinde her şeyin şeffaf konuşulması sağlansın. Biz ancak böyle güçleniriz. Kapalı kapılar ardında değil.”
“Esas olan birliğimizdir! Birlik olamazsak ne ücretimizi ne de koşullarımızı değiştirebiliriz”
Farplas’ta salgın sürecinde üretim aralıksız sürerken; bir yandan virüs tespit edilen işçi sayısı artıyor, öbür yandan işten atmalar yaşanıyor.
Yakın zamanda iki ayını doldurmamış onlarca işçiyi işinden eden Farplas yönetimi şimdi de salgına rağmen içerdeki baskıları arttırıyor. Belli bölümlerde iş aksamasın diyerek 12 saat çalışmayı dayatan, maske takmayanları işten atmakla tehdit eden yönetim, işçilere sürekli baskı uyguluyor.
Fabrikadaki işçiler ise Petrokimya İşçileri Birliği sayfasından Farplas’ta çalışan diğer işçilere seslenerek “Burası çıkmayan sesimiz, ortaklaşan mücadelemiz olsun” dedi ve birlik olmaya çağırdı.
Birlik sayfasına açıklama yapan bir işçi ise arkadaşlarına seslenerek şunları söyledi:
“Farplas'ta derdin olduğunda anlatacak kimse yok, anında defetmenin pesindeler. Mayıs başında zam muhabbeti yüzünden haklarını aradılar diye arkadaşlarımızın çoğunu işten çıkardılar. Hem de salgın döneminde. Bu durum sayfanızda yayınlandı diye açıklama yapmak zorunda kaldılar. Neymiş, mağdur etmemişler!
Çocuğu olan insanlar kirayı, elektriği, suyu nasıl karşılayacak. Bence durup izlemektense adım atmak en mantıklısı. Hayır ücreti geçtim, birliğin yoksa insanın onurunu bile ezmeye çalışan bir anlayış var. İşini kaybetmemek için susmak ağır geliyor. Tek başına ücret değil insanca koşullar yaratmak için bile tek ses olmak yeterli.”
Kızıl Bayrak / Gebze