Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Kastaş kauçuk fabrikasında emek sömürüsü ve cinsel tacize karşı çıktıkları için işten atılan Sonay Tezcan ve Kardelen Yoğungan'ın yedi yıl önce başlattığı hukuk mücadelesinde Anayasa Mahkemesi’nden önemli bir karar geldi. Yüksek mahkeme, kadın işçileri cinsiyetleri yüzünden özellikle amirleri tarafından uygunsuz davranışlara maruz kalmamak adına örgütlenmeye ikna etmenin kamu yararına olduğunu vurguladı.
Çiğli Organize Sanayi Bölgesi, Kastaş kauçuk fabrikasında çalışan Sonay Tezcan ve Kardelen Yoğungan emek sömürüsü, cinsiyetçi söylemlere, tacize karşı çıktıkları için 2016 yılında işten atıldı. Fabrika önünde aylarca direnen Tezcan ve Yoğungan, hukuk mücadelesi de başlattı. Karşıyaka İş Mahkemeleri, iki işçinin işe iade ve sendikal tazminat taleplerini kabul etti ancak İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri tarafından davalar reddedildi. Bunun üzerine Tezcan ve Yoğungan Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvurularda, iki işçinin de iş akitleri feshedilmeden önce savunmalarının alınmadığı ve feshin yazılı olarak yapılmadığı belirtildi. Ayrıca, bu yöndeki şikâyetlerinin derece mahkemelerince hiç tartışılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği vurgulandı.
İfade özgürlüğünün ihlali
Başvuruları inceleyen yüksek mahkeme, Anayasa’nın 26’ncı maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi ve işçilere ayrı ayrı 18 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Dosya yeniden görüşülmek üzere İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesine gönderildi.
AYM'den kamu yararı vurgusu
Kadın işçileri cinsiyetleri yüzünden özellikle amirleri tarafından uygunsuz davranışlara maruz kalmamak adına örgütlenmeye ikna etmenin kamu yararına olduğunun vurgulandığı kararda şöyle denildi:
“Mahkemeler değerlendirmelerini yaparken özellikle amir pozisyonundaki personel tarafından kadınlara yapılan ayrımcı uygulamaların ve uygunsuz davranışların onların hayatları üzerinde ağır etkilere neden olma potansiyelini ve kadınların gerek işlerini kaybetme gerekse toplumsal hassasiyetler ve sosyo kültürel unsurlar sebebiyle bireysel olarak haklarını arama konusunda karşılaştıkları zorlukları gözden kaçırmamalıdır.”
“Kadınların çalıştığı her alanda baskı var”
Artı Gerçek’e konuşan işçilerden Sonay Tezcan, “Yedi buçuk yıl sonra gelen bir adaletle karşı karşıyayız. Bu fabrikada başlattığımız mücadelenin meşru olduğunu bildiğimiz için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Fabrikada baskı sömürü ve tacize karşı örgütlendik. Anayasa Mahkemesi bizim lehimize karar verdi. Böylelikle belli emsal kararlar da çıktı. Bunları çok değerli buluyoruz. Sınıf mücadelesi süregelen bir mücadele ve kadınların çalıştığı her alanda baskı var” dedi.
“Karar cesaret ve umut oldu”
Mahkemenin sendikalaşma ve örgütlenme için emsal bir karar verdiğini dile getiren Tezcan, “AYM kararında, tacizci formen ve müdürün yaptığına sessiz kalmamalıyız şeklinde dağıttığımız bir bildiri vardı. Alt mahkemeler bunu hakeret olarak değerlendirirken AYM ise bu bildiri dağıtımını kamu yararına bir faaliyet olarak gördü. Bu önemliydi. Sendikalaşma ülkede hukuksuzca engelleniyor. Yaptığımız konuşmalar ve bildiri dağıtımı yasal gibi görünmüyordu ancak AYM diyor ki bu insanlar sendikalaşmak istiyor, bu da yasaldır. Bu karar da sendikalaşmanın yasalarla güvence altına alındığını gösteriş oldu. Mücadelemizin AYM’ce haklı bulunması cesaret ve umut oldu” diye konuştu.
Artı Gerçek/ İzmir – 10.10.23