İki ay on günlük ücretleri ödenmeyen ve bunun üzerine tepkilerini ortaya koydukları için işten çıkarıldıklarında tazminatları da verilmeyen Corazon’un kadın işçileri ile konuştuk. Kadın işçiler ilk olarak ücret gaspını, neden kapının önünde direndiklerini anlattılar. Patron Nurettin Saraç’ın türlü oyunlarla parasını ve malını yıllardır kaçırdığını belirten işçiler, eğer satış varsa haklarının neden verilmediğini sorarak, tepkilerini ortaya koydular. Saraç son olarak makineleri fabrikadan kaçırdı.
2012’de Daphne şirketinde Saraç için çalışmaya başladığını ifade eden kadın işçilerden Nermin, dört sene sonra şirketin isim değişikliği yaptığını, kendilerinin de Corazon adını alan aynı şirkette çalışmaya devam ettiklerini belirtti. Ücretlerinin ödenmesini isteme sürecinde işten atılan işçilerden biri olan Nermin, “2 aylık maaşımız içeride, tazminatlarımızdan da şu an hiç haber yok. Biz aylıklarımızı istiyoruz, tazminatlarımızı istiyoruz, haklarımızı istiyoruz, bunun için burada bekliyoruz.” diye konuştu.
Corazon’daki en temel sorunun ne olduğunu sorduğumuzda, ücretlerin düzenli yatmamasının her dönem yaşandığını dile getirdi. “Pandemide sürekli çalıştık, hiç durmadık. Pazarları çalıştık. Yine de maaşlarımızı gecikmeli aldık, hiç zamanında alamadık.” sözleriyle devam eden Nermin, ayrıca iş güvenliğinin de olmadığını, iki senedir iş kıyafetlerinin verilmediğini anlattı.
“Patronu kalkındıracağız diye diye bu duruma düştük. Gecemizi gündüzümüze kattık, çalıştık düştüğümüz durum bu!” diye isyanını dile getiren Ayla, paralarını bırakmayacaklarını, her türlü alacaklarını vurguladı. Ayla yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Şu kadar dayanın, bu kadar dayanın dediler. Ellerimize eldiven vermiyorlardı, ellerimiz parçalanıyordu. Ekmek kapımızı bırakıp gitmeyelim dedik. Kalkınsın diye gecemizi gündüzümüze kattık. Sabah 7’de geldik akşam 22’e çıktık. Fazlasını yapmaya çalıştık ama sonuç bu; 2 yıldır maaşımızı ayın 25’inde veya 28’inde veriyorlardı. En sonunda makinaları durdurduk. Hiçbir ücret ödemeden sözleşmemizi feshettiler. Ücretlerimizi ödemeyi Nisan’a, Mayıs’a atıyorlar.”
Bergüzar ise yaşadıkları zorlanmayı, “Herkesin kirası var, borçları var, banka kredileri var. Zor durumda bıraktı patron bizi.” sözleriyle açıkladı. Pandemide ful çalıştıklarını söyleyen Bergüzar, pazar mesailerinin yoğun olduğunu, şirketin ödeme yapmamak için pandemiyi bahane edemeyeceğini, hep yurt dışına çalıştığını ifade etti.
Haftanın yedi günü çalıştıklarını, kendilerinden hep sabretmelerinin istendiğini söyleyen Meryem, sekiz yıldır asgari ücrete çalıştığını söyledi. Bir kadın olarak rahat çalışma ortamı bulduğu ve arkadaş ortamının aile ortamı gibi olduğu için tüm sorunlara rağmen çalışmaya devam ettiğini belirtti. Meryem “Burada tazminatları alamayanlar çok. Hala burada çalışan arkadaşlarımız da var. Onlar gibi olmayalım dedik ama yine aynı şeyler yaşandı.” diyerek, bu fabrikada geriye dönük yıllar içerisinde, şirket değişimlerinde tazminat gaspının sürekli olduğunu aktardı. “Biz mağdur olan herkesin sesi olmak istiyoruz” diyen Meryem, devletin patrona 18 senedir destek ve kredi verirken, kendilerine neden destek verilmediğini sordu.
18 yıllık tazminatı gasp edilmiş, mahkemeyi kazanmasına rağmen patronun üzerine hiçbir şey gözükmediği için tazminatını alamamış olan Nazmiye, “Her şey işverenlerden yana mı? Ben bilmiyorum, bize ne zaman sahip çıkacaklar ben onu düşünüyorum. Devlet bize ne zaman sahip çıkacak acaba? Neden denetlenmiyor? Bu adam iflas göstermişken nasıl bir daha işyeri açabiliyor.” diye tepki gösterip, yıllardır yaşananların örtbas edildiğini ifade etti.
Röportajın video haline buradan ulaşabilirsiniz...
Kızıl Bayrak / Gebze