Yükselen krizle beraber bunu fırsata çeviren patron sınıfı işçilere her türlü saldırıyı dayatmakta hiçbir sakınca görmüyor. Kriz ortamında patron devleti her türlü teşvikleri patronlara amade ederken, krizin tüm yükünü her türlü vergiyle işçilerin sırtına yüklemekte.
Bahariye Halı’da daha öncesinde 7’li sistemi getirmek isteyen patron, işçilerin tepkisiyle karşılaşınca vazgeçmek durumunda kaldı. Şimdiyse krizle beraber “üretimde daralmaya gidiliyor” bahanesiyle bir yandan işçiyi 12 saat çalıştırırken bir yandan da işçi atarak aslında asgari ücretle işçi çalıştırmayı hedefliyor.
Aynı zamanda toplu sözleşme süreci içinde dikensiz gül bahçesi yaratma niyetinde olan Bahariye Halı ve patron sendikası TEKSİF İstanbul Eyüp Şubesi daha önce yaşanan işten atma saldırılarında olduğu gibi aynı safta yer almakta. Daha önce ve şimdi de fabrikada çalışma sistemi 12 saat üzerinden zaman zaman devam ettirilmek isteniyor. Yakın zamanda işten atılan işçilerin de asıl olarak işten atılma nedeni 12 saat üzerinden dayatılan zorunlu mesailere toplu biçimde itiraz edilmesidir. İşçiler dayatılan bu koşullara karşı fabrikada temsilcilere başvurdu ama her defasında “Bir şey değişmez bakın başkaldırırsanız patron bir kaç kafa koparır” gibi açıklamalarla karşılaştı. Sendika işçilere hem destek olmuyor hem de işten çıkarılma ile tehdit ediyordu. Nasıl bir tesadüftür ki en son çıkarılan işçilerin tamamı mesailere itiraz için şefin odasına giden işçilerin en önünde yer alanlar.
İşçiler, Bahariye Halı’da patronun dayatmalarına itiraz etseler ilk önce sendika temsilcilerini bulduklarını ifade ediyor. TEKSİF Eyüp Şubesi Başkanı Enver Atasoy eski Bahariye Halı çalışanı ve temsilcisi, içeride çalışan işçiler tarafından patronun adamı olarak biliniyor. Temsilcilik döneminde hakkını arayan, itiraz eden işçileri işten attırması ile nam salmış. Şube başkanı seçildikten sonra patron için canı gönülden çalışmaya devam etmiştir.
İşten atmalarda sendikaya başvuranların patron sendikasından aldığı cevaplar hep aynı: “Biliyorsunuz patronumuzun işleri iyi değil, bundan kaynaklı daralmaya giderken işçi çıkarabilir, böyle bir hakkı var. Biz de işten çıkarmak isterse patronla anlaşarak bu çıkarılacak işçi sayısını biraz düşürmeye çalışırız, hatta 50’yi 28’e indirdik. Biz de işten atılan işçiler tazminatını aldı mı onu takip ediyoruz. Zaten patron tazminatları veriyor, sorun olmuyor. İş hayatında böyle talihsizlikler oluyor, kriz işte ne yapalım.”
Son dönemde aynı zamanda patron anlaşmalı bir biçimde işçilerin kıdem tazminatlarını verdiğini, ama sigortalarında boşluk olmadan işe devam ettirildiklerini ifade ediyor. Herkes, borcu harcı olduğundan ve kıdem tazminatlarını yeni düzenleme ile alamayacaklarından korktuğu için bunu kabul ettiklerini söylüyor. İşçi çıkarmaların şimdi daha kolay olduğunu ifade ediyorlar.
Böylece patron daha kolay mesai dayatmasında bulunuyor. Baskıyı böylece daha da arttırıyor. En son bir işçi oruç olduğundan kaynaklı hava almak istemiş dışarı çıkmış ve işten çıkarılmış.
Bir kez daha görülmektedir ki, Bahariye Halı’da patron ve sendika el ele sömürü koşullarını ağırlaştırmaya çalışmaktadır. Patron sendikası olan TEKSİF yıllardır olduğu bu toplu sözleşme öncesinde de patronun daha rahat bir sözleşme imzalaması için çalışmakta, yolu düzlemektedir. Sendikanın ve patronun dayatmaları karşısında Bahariye Halı işçileri de mücadele etmektedir. Bir biçimde tepkilerini ortaya koymaktadır. Ama her defasında öne çıkan işçiler işten atılıyor, ortam biraz dinginleştikten ve zaman geçtikten sonra patron yine bastırıyor.
Patronun ve sendikanın bu işbirliğini dağıtacak olan, Bahariye Halı işçilerinin tabandan bölümlere dayanan birliğidir. Bir bilince ve örgütlülüğe dayalı, patronun çıkarları doğrultusunda hareket eden sendikadan bağımsız birliğidir.
Şimdi yapılacak şey “İşten kim çıkarılacak? Sıra kimde?” diye beklemek yerine, birliğimizi güçlendirmek, saflarımızı sıklaştırmaktır. İşten atmalara karşı sessiz olmamalı, üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız.
Yasaları ancak güçlü olanlar yazar. Grev hakkını dişe diş bir mücadeleyle alan Kavel işçileri gibi, fiili-meşru mücadele hattında bir destan yazan Greif işçileri gibi gücümüzün birliğimizden geldiğini göstermemizin zamanı geldi de geçiyor!
Trakya Tekstil İşçileri Birliği