KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) İzmir Şubesi sürgünler ve devlet demiryollarının özelleştirilmesine karşı eylemlerine 13. haftada devam etti.
Alsancak Gar önünde saat 18.00’de başlayan oturma eylemi ve basın açıklamasını BTS İzmir Şubesi Başkanı Erdal Akyol okudu. Akyol, BTS’nin haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı her koşulda mücadele ettiğini belirterek başladığı açıklamada “Bugün de bu mücadelemiz sürüyor” vurgusu yaptı.
Özelleştirmeye, güvencesiz ve esnek çalışmaya, performans sistemine, liyakatsız atamalara yani çalışma hayatında iş barışını bozan tüm uygulamalara karşı seslerini yükselttiklerini belirten Akyol, “Bugün burada bir kez daha yüksek sesle ifade etmek istiyoruz: Yöneticilerimize ve üyelerimize dönük yapılan bu işlemler sürgündür ve tüm TCDD çalışanlarına bir gözdağı niteliğindedir. Buradan TCDD Genel Müdürlüğünü bir kez daha uyarıyoruz” dedi. Sürgünlere karşı açılan davaların görüşmeye başlandığını söyleyen Akyol, “Hem hukuksal süreci hem de sokakta mücadelemizi devam ettireceğiz” dedi.
“Sendikamıza yönelik bir saldırı niteliği taşıyan bu hukuksuz uygulamalar bizleri yıldırmayacaktır” denilen açıklamada, TCDD’nin özelleştirilmesine de değinilerek “Önce Türkiye Petrolleri sonra TCDD, sonra Botaş ve daha bir çoğu. Halkın malı olan devlet kurumları taşeronlara peşkeş çekilecektir” dendi. KİT’ler kamuya zarar olduğu söylemlerine değinilen açıklamada, AKP iktidarının yol açtığı zararlara, kamu-özel işbirliği (KÖİ) projeleriyle sermayeye çekilen peşkeşe dikkat çekildi. Zafer Havalimanı örneğine değinilirken, “Bu havalimanı kamuya devredileceği güne kadar görevli şirketin kasasına Hazine garantisi olarak 208 milyon Avro para girecek. Bu tümüyle kamu zararıdır” denildi. “İşte kamu zararı böyle oluşuyor” denilen açıklamada, “Bu şekilde hazine garantili döviz üzerinden düzenli ödemesi yapılan bir çok otoyol, köprü, tünel, şehir hastaneleri var. KİT’leri liyakatsiz yandaş atamalarıyla hantal hale getirip bilerek zarar ettirenler önce bu kamu zararlarının önüne geçmelidir” ifadeleri kullanıldı. Açıklama şu ifadeler ile son buldu:
“Tüm bu saldırıların politik olduğu aşikardır. Ülkemizde son dönemdeki haksız hukuksuz uygulamalar yaşamın her alanına sirayet eder duruma geldi. Temel hak ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı, hükümet muhalifi tüm kesimlerin nefes alışverişlerinin bile denetlendiği, cezaevlerinin muhaliflerle tıka basa doldurulduğu, basın yayının hükümet propagandası dışında aykırı tüm seslere kapatıldığı, darbe üstüne darbenin yaşandığı bu dönem her gün biraz daha kötüye gitmektedir. Bizler AKP iktidarının saldırı politikalarına karşı, sürgünlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm emekçileri de mücadele etmeye çağırıyoruz.”
Kızıl Bayrak / İzmir