Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kardeşi Ali Murat Ersoy’un sahibi olduğu havacılık şirketi Atlasglobal çalışanlarının, şirketin iflasından sonra maaşları, kıdem ve ihbar tazminat ücretleri ödenmedi. Aralık 2019’dan bu yana maaşlarını alamayan işçiler bir araya gelerek, Atlas Zedeler Adalet Platformu (AZAP) kurdu. Bu isim altında direnen işçiler, her hafta şirket sahibi Ali Murat Ersoy'un İstanbul Suadiye’deki evinin önünde ve Ersoy Turistik Servisleri (ETS) Tur’un Kadıköy’de bulunan genel merkez binasının önünde açıklama yaparak haklarını istedi. Buna rağmen sonuç alamayan ve 3 Aralık’ta ETS Tur’un genel merkez binası önünde direniş çadırı kuran işçiler bugün direnişlerinin 3. gününde.
İşçiden değil kardeşten yana
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre Atlasglobal’de 6 yıl boyunca çalışan Tamer Ercan, 3 buçuk aylık maaşlarını alamadıklarını ve sözleşmelerinin iptal edildiğini söyledi. Murat Ersoy’un sürekli kendilerini oyaladığını ifade eden Ercan, bunun üzerine direniş çadırı kurduklarını vurguladı. Ercan, ETS önünde direniş çadırı kurmalarının nedenini ise şu sözlerle açıkladı:
“ETS önündeyiz, çünkü yaşadığımız süreçte şunu gördük. Turizm Bakanı’nın kardeşinin şirketi batmış ve binlerce işçi mağdur edilmiş. Ana akım medya bu olayı görmüyor ve hiç haber yapmıyor. İşçilerin aksine bu medya ETS Tur’un seyahat ve otel reklamlarını veriyor. Bakanın kardeşinin yanında, işçilerin karşısında durarak direnişimiz engellemeye çalışıldığına kanaat getirdik. Bunun için ETS önünde direniş çadırı kurduk.”
Devlet patronu koruyor
Anayasa’nın 55’inci maddesini (Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır) hatırlatan Ercan, “Biz o güvenceyi hiç görmüyoruz ki, devlet sadece işverenleri güvencesi altına almış. Bu düzen tamamen işverenleri korumaya göre yapılmış bir düzen. Madem Anayasa’da böyle bir madde var o zaman ilk başta sosyal devlet ilkesini gözeterek işçilerin haklarının garanti altına alınması lazım” diye konuştu.
İflası basından duydular
Ücretlerini almadan üç buçuk ay çalıştırıldıklarını ve şirketin iflas kararını basından duyduklarını dile getiren Ruken Çapa da pandemiyi ekonomik olarak çok kötü şartlarda karşıladıklarını söyledi. Haklarını alabilmek için yasal süreç başlattıklarını aktaran Çapa, bundan da henüz bir sonuç alamadıklarını belirtti.
Ücretler yine verilmedi
Geçtiğimiz Ağustos ayında şirket ile bir protokol imzaladıklarını belirten Çapa, “Bu protokolde 31 Ağustos’a kadar ödeme yapılacağı yazıyordu. ‘Ödemelerinizin yüzde 40’ını almaktan vazgeçin’ dendi. Biz bunu iyi niyet göstergesi olduğunu düşünerek ‘tamam’ dedik. Mağdurduk zaten, kendi haklarımıza bizi muhtaç bıraktılar verebilecekleri miktara da tamam demiştik. Fakat Ağustos ayında bize ödenmesi gereken kısım bile ödenmedi” ifadelerini kullandı.
İş bulamıyor
Halen işsiz olduklarını söyleyen Çapa, “Benim hayatımda hiç B planı yoktu. Havacılığa aşık bir kadınım ben. İşsiz kaldığım süreçte iş başvurularında bulundum, fakat pandemi sürecinde zaten kendi işçisini çalıştıramayanlar beni işe alamadılar. Bir buçuk senedir alacağımın peşindeyim, onu da alamıyorum çok zor durumdayız” diye belirtti.
"Direnişimiz devam edecek"
Çapa, haklarını alana kadar direnmeye devam edeceklerini vurgulayarak, “Bizi sürükledikleri bu oyunun oyuncağı değil, işçilerin haklarını alabildiği bir başrolde olmak istiyoruz. Başrol bizi bu noktaya getirdi. Maalesef artık çadır kurmak zorunda kaldık. Artık yeter diyoruz” dedi.
Turizm Bakanlığına ve işverene de seslenen Çapa, “Bunun sadece iflas ettik, kapandık davası olmayacağını, bu iflasın arkasında neler döndüğünü biliyoruz. Bunun için sonuna kadar haklarımızı savunacağız. Bizi hiçbir sessizlik durduramayacak, biz bu sessizliğe karşı haykırmaya devam edeceğiz ve biz haklarımızı almadan hiçbir yere ayrılmayacağız” şeklinde konuştu.