Ankara’da emekçiler grevdeydi

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek için ilan ettiği bir günlük grevde Sakarya Meydanı’nda mitingde buluşuldu.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 29 Aralık 2015
  • 19:16

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek için ilan ettiği bir günlük grev kararına ilişkin yaptığı eylem çağrısı üzerine Ankaralı emekçiler ile BDSP, Devrimci Parti, EMEP, Halkevleri ve Kaldıraç’ın aralarında bulunduğu ilerici-devrimci kurumlar Sakarya Meydanı’nda buluştu.

KESK’e bağlı Eğitim-Sen, BES ve ESM’den emekçiler ile DİSK’e bağlı Genel-İş sendikasından işçiler eylemde yerlerini aldılar. “Savaş ve baskı politikalarına hayır! Savaşa inat barışı savunacağız!” şiarlı DİSK-KESK-TMMOB-TTB imzalı ana pankart ile Ziya Gökalp Caddesi’nden yürüyerek Selanik Sokak’a dönen emekçiler 11.30’da Sakarya Meydanı’na ulaştı. Eyleme katılımın genel olarak temsili düzeyde olduğu gözlenirken “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır” pankartı ve katılımı ile Eğitim-Sen 4 No’lu Şube dikkat çekti.

“Savaşa hayır barış hemen şimdi!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” ve “Savaşa değil emekçiye bütçe!” sloganlarının sıklıkla atıldığı eylemde “Savaş ölüm, acı, gözyaşı ve yıkımdır! İnadına barış!” başlıklı basın açıklamasını KESK Genel Başkanı Lami Özgen okudu.

Açıklamada son 5 ayda 45’i çocuk yüzlerce sivil yurttaşın hayatını kaybettiği, cenazelerin sokak ortasında çürümeye, yaralıların kan kaybından ölmeye terk edildiği, tam 7 il 17 ilçede yaşanan vahşet tablosuna işçilerin ve emekçilerin sessiz kalmasının; 3 bin 800 öğretmenin “hizmet içi eğitim” yalanı ile ilçelerden çıkarılarak 40 bin öğrencinin kaderlerine terk edilmesini, sağlık emekçilerinin hastanelere hapsedilmesini bu ülkenin emekçilerinin görmezden gelmesinin istendiği kaydedildi.

“Ülkenin bir bölümü kan ağlarken emekçiler susmamalı!”

Siyasi iktidarın savaş politikalarını tırmandırdığına, insanlarımıza yıllarca unutamayacakları acılar yaşatıldığına, 10 Ekim’de işçi ve emekçilerin halkın barış isteğini haykırmak için yapmak istediği uyarı mitinginin kana bulandığına dikkat çekildi. Yoksulların kanının daha fazla akmasına, anaların gözyaşlarının bir türlü kurumamasına, halkların geri dönülemez bir kaosa sürüklenmesine sessiz kalmamak için bugün emekçilerin üretimden gelen güçlerini kullandığı açıklandı. Atılan her kurşuna, çocuk, kadın, yaşlı ve genç her ölüme, mahallelere giren tankların ve palet seslerinin çoğalmasına, boşaltılan her okula, hastaneye, kuruma; sokağa çıkma yasaklarıyla yüz binlerce insanın peşinen açlığa, susuzluğa mahkum edilmesine, devlet güvencesiyle savaşa sürüklenen yoksul çocukların çaresizliklerine ve yaşam hakkının bizzat devlet tarafından insanların elinden alınmasına karşı kayıtsız kalınmadığı için bugün hizmet üretilmediği ilan edildi.

Emekçilerin ekmeği azalırken zenginlerin kasalarının dolması demek olan savaşa karşı bugün en yüksek sesi emekçilerin çıkarması gerektiği belirtildi. Savaşlarda en büyük bedeli açlıkla, yoksullukla, işsizlikle ödeyen ezici çoğunluğun birleşerek katliamlardan hesap sorması gerektiğinin altı çizildi. Bahsedilen sorunlara çözüm olarak ise, Türkiye’nin gerçek bir demokrasiye kavuşması gösterildi. Açıklamada son olarak “Savaşa inat barışı savunacağız” denildi.

Kızıl Bayrak / Ankara