AKP hükümetinin bu hukuksuz, keyfi ve grev düşmanı kararını şiddetle protesto ediyoruz. Hükümet bu kararıyla demokrasiye ve sendikal haklara zerre kadar saygı duymadığını ortaya koymuştur. Türkiye grev yasaklı ve işçilerin hak arayamadığı bir ülkedir. 12 Eylül ürünü yasalarda yer alan ve AKP tarafından 2012’de yeniden yasalaştırılan grev erteleme mekanizması aslında bir grev yasaklama aracıdır. Grev erteleme mekanizması ILO tarafından şiddetle kaldırılmasını ve değiştirilmesi istenmiştir.
Pencere ve otomobil camı, çay ve su bardağı ile meşrubat şişesi üreten fabrikalarda uygulanan grevin milli güvenlik ve genel sağlığı bozucu olduğunu iddia etmek akılla, mantıkla, hukukla ve bilimle bağdaşmaz. AKP hükümetinin bu kararının temel nedeninin başta Şişecam olmak üzere sermaye gruplarından gelen talepler olduğunu ve “genel sağlık ve milli güvenlik” gerekçesinin sadece bahane olduğu biliyoruz. Minareyi çalanlar kılıf hazırlamıştır. Soma’da işçilerin sağlığını koruyamayıp 301 işçinin ölümüne sebep olanların “genel sağlık” gerekçesiyle işçilerin grevini ertelemesi nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
5800 işçinin ve onların ailelerinin taleplerini dikkate almayan hükümet işveren örgütlerinin taleplerini derhal yerine getirmiştir. Hükümet bu kararıyla anayasal hakkımızı çiğnemiştir. Grev ertelemenin keyfi bir mekanizma olduğunu yargı kararları ile defalarca kanıtlanmıştır. Nitekim 2003 ve 2004 yılında ertelenen grevlerimiz için Danıştay yürütmeyi durdurma ve iptal kararı vermiştir.
Hükümetin bu kararından sonra Türkiye’de grev hakkından söz etmek mümkün değildir. AKP hükümeti bunu ilk kez yapmıyor. 2003 ve 2004 yıllarında da iki kez grevimizi ertelemişlerdi. Hükümet etkili grevlere tahammül edemiyor. Hükümet grevleri ya erteliyor ya da kırıyor. Bu hükümet döneminde etkili hiçbir grev uygulanamamıştır. Başta cam ve lastik olmak üzere büyük ve etkili grevler ertelenmiş veya Çaykur ve THY’de olduğu gibi etkisiz hale getirilmiştir.
Hükümetin işverenler lehine konuya müdahale etmesi ve işçinin tek mücadele aracı olan grevi ortadan kaldırması, işçiye karşı sermayeden yana saf tutmak anlamına gelmektedir. Sendikamızla masada müzakere etmek yerine hükümetin ve 12 Eylül ürünü yasaların arkasına saklanan Şişecam’a şunu hatırlatmak isteriz ki: O fabrikalarda grevimizi ertelettiğiniz hükümet üyeleri değil cam işçileri çalışacak. Zorbalıkla iş barışı sağlayacağınızı düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz.
Cam işçisi birlik ve disiplin içinde haklarını aramaya devam edecektir. Gerek toplu sözleşme taleplerimiz ve gerekse grev sırasında hukuksuz bir biçimde işten atılan üyemiz Tamer Balcı’nın işine dönmesi için cam işçisi bütün gücünü kullanacaktır.
Bu karara karşı sessiz kalmayacağız:
Cam işçisi hukuksuz ve gayrimeşru grev erteleme kararına karşı meşru ve demokratik tepkisini ortaya koyacaktır.
Sendikamız AKP hükümetinin bu kararına karşı hukuki ve meşru yollarla mücadelesini sürdürecektir. Bu karara karşı Danıştay’a yürütmeyi durdurma ve iptal davası açacağız.
Başta ILO olmak üzere bütün uluslararası zeminlerde bu hukuksuzluğu anlatacağız ve Türkiye’de grev hakkının ortadan kaldırılmasına karşı girişimlerde bulunacağız.
Kamuoyuna saygı ile duyulur.