2016 yılında en az 96 göçmen işçi yaşamını yitirdi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi göçmen işçilerin maruz kaldığı iş cinayetlerine ilişkin rapor yayınlayarak 2016 yılında en az 96 göçmen işçinin iş cinayetlerinde katledildiğini açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 24 Ocak 2017
  • 11:37

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi 2016 yılına ilişkin göçmen işçilerin hayatını kaybettiği iş cinayetlerine ilişkin rapor yayınladı. 2016 yılında en az 96 göçmen işçinin iş cinayetlerinde katledildiğine dikkat çekilen raporda, iş cinayetleri yıllara, iş kollarına, nedenlerine, şehirlere; yaşamını yitiren işçiler de milliyetlerine, yaşına göre ele alındı.

Türkiye’de 2016 yılında göçmen işçilerin maruz kaldığı iş cinayetlerinin mutlak olarak artmasının yanı sıra ülkedeki toplam iş cinayetlerinde göçmen işçilerin katledilmesinin payının da 2013’ten bu yana arttığının altı çizildi. Göçmen çocuk işçilerin yaşamını yitirdiği iş cinayetleri hatırlatılarak 2016 yılında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuk işçi sayısının 56 olduğu, bunların 7’sinin göçmen olduğuna dikkat çekildi.

Göçmenlerin Türkiye işçi sınıfının önemli bir bileşeni olduğuna değinilen raporda, İspanya’da göçmen işçilerin sendikal örgütlenmesine ilişkin deneyimlere de yer verildi.

Rapordan öne çıkan bölümler şu şekilde:

Yıllara göre göçmen işçi ölümlerine bakarsak; 2013 yılında en az 22 göçmen işçi, 2014 yılında en az 53 göçmen işçi, 2015 yılında en az 67 göçmen işçi, 2016 yılında ise en az 96 göçmen işçi yaşamını yitirdi.

Yani göçmenler sadece Ege Denizi’nde yaşamlarını yitirmiyor, yaşamak için üç kuruşa çalıştıkları işyerlerinde de yaşamlarını yitiriyorlar.

Göçmen işçi ölümlerinin tüm işçi ölümlerine oranı 2013 yılında yüzde 2 iken 2014 yılında yüzde 3’e, 2015 yılında 4’e ve 2016 yılında ise yüzde 5’e çıkmıştır. Sadece bu veri bile ülkemizde göçmen emeğinin giderek arttığını göstermiştir. Bu durum ülkemizde göçmenlerin işçi sınıfının yeni bir bileşeni olduğunu ve sendikal hareketin de göçmen işçileri örgütleyecek bir perspektif geliştirmesi gerektiğini açığa çıkarmıştır.

Fabrikalarda ve tarlalarda Türkiyeli işçilerin yanısıra ezici çoğunluğu Suriyeli olmak üzere Afgan, Gürcü, Ukraynalı, İranlı, Iraklı, Özbek, Rus... işçi kardeşlerimiz de iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiler. Yani sermayenin daha fazla kazanması için bizler omuz omuza çalışırken milliyetlerimize bakılmaksızın birer birer öldük. İşte bu yüzden ortak mücadele etmeliyiz.

Diğer yandan “Türkiye’nin tartıştığı bir ‘uluslararası göç’ olgusudur ve tartışma konusu ‘Suriye/Suriyeliler’dir”. Bu noktada göçmen işçi ölümlerini pek arzu etmesek de milliyetlerine göre de tasnif ettik.

Milliyetlerine göre göçmen işçi ölümlerine bakarsak; yüzde 61’i Suriyeli; yüzde 12’si Afgan; yüzde 5’i Gürcü; yüzde 4’ü Ukraynalı; yüzde 3’ü İranlı; yüzde 2’şer Iraklı, Özbek ve Rustur. Diğer milliyetler olarak ifade ettiğimiz yüzde 9’luk dilim ise Azeri, Çinli, G.Koreli, Kırgız, Litvanyalı, Pakistanlı, Sırp, Türkmen ve Venezuelalı göçmenlerdir. Bu durum 2013 yılından beri tuttuğumuz kayıtlarımızla da benzerlik göstermektedir.

Geçmiş yıllarda en çok ölümün yaşandığı tarım işkolu yerini inşaata bırakmıştır. Göçmenler emek yoğun sektörlerde güvencesiz bir şekilde, asgari ücretin altında ya da düşük yevmiyelerle çalıştırılmaktadır.

Düşme nedenli ölümler özellikle inşaat işkolunda yoğunlaşan göçmen emeği nedeniyle geçen yıllara göre ilk sıraya çıktı. Kalp krizi ve silahlı saldırı nedenlerinin dört ve beşinci sırayı alması ise göçmenlerin çalışma-yaşam koşullarının ağırlığı ve şiddete uğramaya açık bir toplumsal kesimi oluşturulmaları nedenli.

2016 yılı genel iş cinayetleri raporu ışığında bir karşılaştırma yapılabilir. Geçen yıl çocuk işçi ölüm oranı yüzde 3 iken bu durum göçmen çocuk işçilerde yüzde 7’yi geçmiş durumda. Yine 18-27 yaş iş cinayeti oranı genelde yüzde 15 iken göçmen işçilerde yüzde 34. Buradan çıkan sonuç genç bir göçmen işçi hareketi ile karşı karşıya olduğumuzdur.

İstanbul’dan Konya’ya, Adana’dan Bursa’ya, Elazığ’dan Gaziantep’e kadar Türkiye’nin 34 şehrinde göçmen işçi ölümleri tespit ettik.

16 ölüm İstanbul’da; 10 ölüm Konya’da; 6 ölüm Adana’da; 5’er ölüm Bursa ve Elazığ’da; 4 ölüm Gaziantep’te; 3’er ölüm Aydın, Edirne, Kilis, Samsun ve Şanlıurfa’da; 2’şer ölüm Antalya, Denizli, Hatay, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Mardin, Mersin, Sakarya, Sivas ve Yalova’da; 1’er ölüm ise Adıyaman, Afyon, Aksaray, Ankara, Batman, Burdur, Erzurum, Karaman, Rize, Siirt ve Zonguldak’ta yaşandı.

***

Göçmen işçi örgütlenmesinde İspanya sendikaları

İspanya geleneksel olarak göç veren bir ülke iken, son 20 yıldır Romanya, Fas, Ekvator, Kolombiya, Dominik, Çin, Filipinler, Bulgaristan, Arjantin, Peru gibi ülkelerden göç akınına uğradı. Bu göçmenler bizim ülkemize benzer olarak tarım, inşaat, konaklama ve ev hizmetleri gibi sektörlerde çalışmaktadır. Ancak 1/6’sının çalışma izni yoktur ve yine İspanyol işçilerin 1/5’i oranında ücret kazanmaktalar.

İspanya’da sendikal konfederasyonlar İşçi Komisyonları (CC.OO) ve Genel İşçi Birliği (UGT) 1970’li yıllardan beri göçmen işçilerle dayanışma içindedir. CC.OO 1977’de kuruluşundan beri göç konusuna özel bir önem verdi ve bir Göç Ofisi var. 1990’da da benzer bir amaçla UGT Sosyal Eylem Konfederal Ofisini kurdu. İki konfederasyon iletişim içinde adım attılar.

Bu adımlar devam etti. 1986 yılında CC.OO özellikle Afrikalı işçilerin sorunları için Yabancı İşçiler için Bilgi Merkezi’ni, 1991 yılında da UGT Göçmenler ve Mülteciler için Danışma Merkezleri’ni kurdu. Oturma izni, aile birleşmeleri, vatandaşlık hakkı, çalışma vizesi gibi destekler sağladılar. Yine dil, mesleki eğitim, iş bulma, hukuki destek gibi işlevleri yerine getirdiler.

Ancak iki konfederasyonun temel amacı göçmen işçilerin örgütlenmesinden çok onlara yasal ve idari destek sağlamakla sınırlı kaldı.

Diğer yandan Tarım İşçileri Sendikası’na (SOC) değinmek gerekir. Sendika 2000’li yıllarla beraber özellikle Endülüs’te Almeria bölgesinde göçmen işçilerin mücadelelerinin güçlenmesi için de faaliyete başlamıştır. SOC işçilere çalışma koşulları ile ilgili konularda, iş yasalarının ihlal edildiği durumlarda, ikametgah ve çalışma izinleri ile ilgili konularda ve tarım ilaçlarından kaynaklanan hastalıklarda yardım etmektedir. Ayrıca İspanyolca kursları ve sendikacılık dersleri de vermektedir. SOC göçmen işçilere bireysel olarak uğradıkları saldırılar ve haksızlıklar olduğu durumlarda da yardımcı olmaktadır. Bu özellikleri ile yerli ve göçmen işçilerin ortak örgütlenmesi faaliyeti yürütmektedir...