Hayat pahalığına, sömürüye, baskıya, emperyalist savaşa karşı duralım!
1 Mayıs’ta alanlarda taleplerimizi yükseltelim!
Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz olan 1 Mayıs’ı bu yıl da olağanüstü koşullarda karşılıyoruz. Derinleşen ekonomik ve siyasal kriz yüzünden çalışma ve yaşam koşullarımız katlanamaz dereceye varmıştır. Elektriğe, doğal gaza, akaryakıta, gelen fahiş zamlar yüzünden hayatımız durma noktasına gelirken, pahalılık nedeniyle temizlik malzemelerinin yanına yaklaşamıyor, kuru ekmeğe dahi ulaşmakta zorluk çekiyoruz. Cebimizdeki deliğin iyice genişlediği tabloda, ücretlerimize yapılan göstermelik artışlar ise anında eriyor ve alım gücümüz iyice düşüyor. Milyonlar olarak açlık ve yoksulluk sınırının altında, borçlanarak ve temel tüketim ihtiyaçlarımızdan kısarak ayakta kalmayı çabalamaktayız.
Bunlar yetmiyormuş gibi, ürettiğimiz zenginliğe el koyarak devasa boyutta kar ve ihracat rekorları kıran açgözlü kapitalistler, güvencesiz, esnek, sendikasız çalışmayı yaygınlaştırıyor. İşsizlik rakamları tırmanışa geçmesi bir yana, kangrene dönüşen bu sorunu patronlar çalışanlara karşı her zaman tehdit unsuru olarak kullanarak bizi aza razı etmeye çalışıyorlar. Sermaye sınıfının demir yumruğu olan AKP iktidarı ise patronlara sunduğu teşviklerle onların büyümesini sağlıyor, bizlerin elinde avucunda kalan ne varsa göz dikiyor ve sırasıyla gasp ediyor.
Tüm bunlar olurken, krizin bedelini bizlere ödetmek için baskı ve zorbalığın dozunu arttıran sermaye rejimi, her türlü hak arama mücadelesinin önüne geçmeye çalışıyor. Toplumda korku atmosferi yaratarak kapitalistlere dikensiz gül bahçesi sunuyorlar.
Diğer yandan emperyalist devletlerin egemenlik ve nüfus mücadeleleri yüzünden dünya halkları ağır bedeller ödemektedir. Ukrayna’da olduğu gibi savaş bölgesindeki halklar, savaşın tüm acımasız yüzünü yaşarken, dünyanın birçok yerindeki halklar ise açlığın ve yoksulluğun pençesine sürüklenmektedir.
Çaresiz değiliz! Çare biziz!
İşçiler, emekçiler, kardeşler;
Yaşadığımız bu boğucu kuşatmadan kurtulmak bizim ellerimizde. Çıkış yolumuz ise, gücümüzün farkına varıp sermaye sınıfına karşı dişe diş mücadele vermektir.
Bu 1 Mayıs’ta dünyanın bütün zenginliklerini üretenler olarak, karşı karşıya kaldığımız tüm saldırılara, baskı ve sömürüye karşı, rıza gösterip boyun eğmediğimizi gösterelim. Yıllın ilk aylarından itibaren çorapta, tekstilde, motokuryelerde, gemi sökümde, işçiler “insanca yaşamaya yeten ücret”, “sefalet dayatmasına hayır!”, “zamlar geri çekilsin!” talebiyle mücadele ateşini yaktılar. Ülkenin dört bir yanında meydana gelen bu eylemlerde en meşru hakkımız olan üretimden gelen gücümüz kullanıldı ve birlik ve dayanışmanın güzelliğine erişildi.
Şimdi bu eylemlikleri taçlandırmamız ve örgütlü bir güce çevirmemiz için 1 Mayıs önemli bir dönemeçtir. Görkemli bir 1 Mayıs için fabrikalarımızda, sanayi havzalarımızda hazırlık komitelerini kurmak, var olan komiteleri güçlendirmek için adım atalım. Seferberlik ruhunu kuşanalım, 1 Mayıs günü alanda birliğimizin gücüyle, taleplerimizi haykırarak sermaye sınıfından istediğimizi alalım.
Tekstil İşçileri Birliği