Pandemi ile birlikte birçok işkolundan emekçi işsizlik sorunuyla karşı karşıya kaldı. Bu emekçiler arasında 6 aydır işsiz olan özel tiyatro çalışanları da var.
Koronavirüsün ülkede etkili olmasıyla alınan sözde önlemler kapsamında kamu hizmeti üreten pek çok işletme ve kurum kapatılmıştı. Bu süreçte tiyatro perdeleri de inmişti. 6 aydır işsiz kalan emekçiler içlerinde KDV, gelir vergisi ve stopaj oranlarının yeniden düzenlenmesi, elektrik, doğalgaz, su gibi giderlerinin dondurulması taleplerinin de yer aldığı 7 maddelik taleplerinin yerine getirilmesi için 11 Temmuz'da Turizm ve Kültür Bakanlığı'na başvurmuşlardı. İstanbul Kadıköy'de Moda Sahnesi önünde 30 Temmuz'da “Susuyoruz” başlığıyla sessiz eylem başlatan emekçiler eylemlerini farklı tiyatro sahneleri önünde sürdürmüşlerdi. Emekçiler, farklı platformlarda seslerini duyurmaya devam edeceklerini belirterek eylemlerini 13 Ağustos'ta sonlandılar.
“Devlet yok olmamızı istiyor”
Mezopotamya Ajansı'na konuşan emekçiler “Devlet yok olmamızı istiyor” dediler. Emekçilerden Ulaş Kaya, “Özel tiyatrolarda faaliyet gösteren kamusal unvanı olmaması ve kapsamlı bir yasası olmaması nedeniyle bu sorunlar yaşanıyor. Onun için sesimizi daha gür çıkarmalıyız, itirazımızı daha da büyütmeliyiz” dedi. Devlet ve şehir tiyatrolarında çalışan emekçilerle aynı işi yaptıklarını ifade eden Kaya, onlarla aynı şart ve haklara sahip olmadıklarını vurguladı. Kaya, altı aydır sorunlarla boğuştuklarını ifade ederek “Geçici sonuçlar aldık. Vergi düzenlemesi yapıldı ama geçici olarak bu yapıldı. Bu sanatı icra etmemiz çok zorlaştı” dedi. Devletin yüzde 60 seyirci kapasitesi dayatması olduğunu hatırlatan Kaya “Haliyle oyun biletlerimizi 60 ve 80 liraya sattığımızda seyirciye pahalı geliyor. Hak veriyoruz ama %38'lere kadar vergi verdiğimizi de bilsinler istiyoruz. Meslek tanımımızın olmadığını bilsinler. Bunun devletin yarattığı bir sorun olduğunun bilinmesini istiyoruz” diyerek Anayasa'nın 64. maddesindeki “sanat ve sanatçının hakkı”nın işlemediğine ve haklarının koruma altında olmadığına vurgu yaptı.
“Hakkımızı istemekten vazgeçmeyeceğiz”
Bir diğer tiyatro emekçisi Deniz Elmas ise Tiyatro Yasası'nın önemine işaret etti. Elmas, “Yasa olduğu takdirde meslek tanımı olacak. O yüzden haklarımız hem daha görünür hem de daha güçlü olmuş olacak” dedi. Kamusal hizmete karşı kamusal hak istediklerini belirten Elmas “Ancak taleplerimiz karşılanmadığı için şu anda olağanüstü bir durum yaşıyoruz. Salgın süreciyle daha da yaşanamaz bir duruma geldik” diyerek içinde oldukları zor durumu anlattı. Elmas, mesleklerini sahiplendiklerini ve haklarının peşinde olduklarını belirterek “Bizi duymazdan ve görmezden gelemezler. Hakkımızı istemekten vazgeçmeyeceğiz. Bıkmadan, usanmadan arkasında duracağız” dedi.
2 bin tiyatro emekçisi imza attı
Mayıs ayında tiyatro emekçilerinin sorunlarının çözümü için imza kampanyası başlatılmıştı. Tiyatroların vergiden muaf tutulması, mevcut vergi borçlarıyla ilgili düzenleme yapılması, elektrik, doğalgaz, su gibi faturalarının 2021 Ocak ayına kadar dondurulması, 2021 Ocak ayına kadar kamusal tiyatroların salon kiralarının devlet tarafından karşılanması, tiyatro sezonu başlayana kadar tüm tiyatro emekçilerine bireysel maddi destek sağlanması, Kültür Bakanlığı tarafından “Özel tiyatroya devlet desteği” olarak tanımlanan yönetmelikte değişiklik yapılması talepleri imzaya açılmıştı.
İmza kampanyasına aralarında Sumru Yavrucuk, Haluk Bilginer, Ediz Hun, Rutkay Aziz, Zuhal Olcay, Ferhan Şensoy, Orhan Aydın, Tamer Levent, Yurdaer Okur, Şevket Çoruh ve Mert Fırat'ın da olduğu 2 bin tiyatro emekçisi imza atmıştı.