“Sahte cennet” (Eden), 2012 yapımı Amerikan filmidir. Gerçek yaşamdan bir öyküye dayanıyor. Senaryoda kurgular olsa bile, Amerika’daki emperyalist-kapitalist sistemin iğrençliklerinden sadece bir kısmını yansıtıyor. Film kapitalizmin organize kadın ve çocuk “pazarlamacısı” olduğunu anlatıyor.
Filmin geçtiği bölgede baş “pazarlamacı”, yani patron “saygın” bir devlet görevlisidir. Polislikten ajan dedektifliğe terfi etmiş, polislere seminerler veren, öldürüldüğünde eş, baba vb. iyi sıfatlarla anılan “saygın” bir zattır. Bölgede patron olsa da aslında o zat, taşeron bir “pazarlamacıdır”. Çünkü organizasyon Dubai’ye de çalışıyor. Yani çok daha geniş bir organizasyonun söz konusu olduğu anlaşılıyor.
Üstelik taşeron patron öldürüldükten sonrasında da bir polis operasyonunu önceden haber alıyorlar. Demek ki organizasyonda daha “saygın” zatlar var.
Filmin bir sahnesinde bir tür hapishane gibi yerde tutulan Eden, bir kız çocuğuyla konuşuyor. “Kaç yıldır buradasın?” diye soruyor Eden. Çocuk “Beş yıl” yanıtını veriyor. Çocuk konuşmanın geçtiği anda 15 yaşında olduğunu söylüyor. Demek ki 10 yaşından beri “saygın” kişiler çocuğu pazarlıyorlar. Müşterileri de iğrenç “hizmeti” otel odasına kadar getirtmek için para verebilecek durumda olanlardır.
Filmde toplumun yozlaşmasını anlatan çarpıcı sahnelerden biri Eden’ın kaçmaya çalışmasıyla başlıyor. Eden tutulduğu yerden kaçtıktan sonra bahçede keyif yapan iki kadına ulaşır, “Yardım edin” diye yalvarır. Eden’ı yakalamaya çalışan adam, “Karışmayın aşırı bağımlı” der ve ters kelepçe vurur Eden’a. Eden’ın durumu ve adamın Eden’a davranışı yalan söylediğini apaçık ortaya koyar ama kadınlar ses etmez. Adam sonra Eden’a çarpıcı bir söz söyler:
“İstediğin kadar bağır. Sana yardım eden olmaz. Çünkü korkuyorlar!”
Korkunun neden olduğu yozlaşmaya çarpıcı bir örnektir bu.
Filmin toplamında da birkaç kötü adamın değil, emperyalist-kapitalist sistemin iğrençliği anlatılmaktadır.
H. Ortakçı