Mülkiye Emek Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen “Emek ve Kriz Panelleri”nin ikincisi olan “Kriz ve Kadın Emeği” konulu paneli Emel Memiş ve Melda Yaman’ın katılımıyla Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleştirildi.
Panel Melda Yaman’ın sunumuyla başladı. “Krizler kadın emeğini nasıl farklı bir şekilde etkiliyor?” sorusuyla başlayan sunumda ataerki ve kapitalizm arasındaki bağlara değinilerek ataerkinin kapitalizm öncesinde de var olan bir ilişki sistemi olduğu söylenirken kapitalizmden ve ondan önceki üretim ilişkilerinden bağımsız olmadığı, ikisinin birbirini yeniden üreten bir yerde durduğu söylendi. Dolasıyla krizi analiz etmenin bir yanının da ataerkiye bakmaktan geçtiğini söyledi.
Krizlerin kapitalizmi yeniden şekillendiren ve böylelikle onun sürekliliğini sağlayan bir konuma sahip olduğunu vurgulayan Yaman, kadın emeğinin kapitalist üretim ilişkileri içerisindeki rolünün de kriz süreçlerinde yeniden şekillendirildiğini belirtti. Bunun üzerinden kriz süreçlerinde kadınların ilk işten çıkarılanlardan olabileceği, veya ucuz işgücü olarak istihdam edilerek üretime daha aktif bir şekilde katılabileceğini vurguladı. Kriz süreçlerinde hane gelirinin düşmesinin normalde “eve tıkalı” olan kadınların üretime katılmalarını sağladığını söyledi.
Bunun yanı sıra kriz süreçlerinde ataerkil aile ilişkilerinde kadınların ailenin temel ihtiyaçlarının karşılanması ile görevli olmasından ötürü birçok zorlukla karşılaştığını, önceden kendilerine meta olarak sunulan hizmetleri tercih ederken krizle birlikte kadınların bu hizmetleri kendileri üretmek yoluna gittiğini, bunun da bu hizmetlerin değerinin emek-gücünün değerinden çıkarılmasını, yani ücretlerin düşmesi anlamına gelebileceğini söyledi.
Emel Memiş ise sunumunda krizin kapitalizme içkin olduğunu belirterek krize ve kadınların toplumdaki konumuna dair istihdam, eğitim gibi kıstaslar üzerinden somut veriler verdi, ataerkil aile içerisindeki işbölümünün kadınları istihdamdan uzaklaştırdığını belirtti.
Sunumların ardından katılımcılardan biri krizin işçiler arasında rekabeti arttıran bir etkiye sahip olabileceğini belirtti. Başka bir katılımcı ise sunumlarda kadınların “görünmeyen emeğinin” ve ailedeki konumunun krizden nasıl etkilendiğine yeterli vurgu yapılmadığını belirterek ataerkil ailenin geçimini sağlamakla görevli olan erkeğin kriz dönemlerine kadınlara yönelik fiziksel ve psikolojik şiddete yönelebildiğini belirtti. Bir katılımcı ise kadın istihdamının oldukça yüksek olduğu sektörlerde bile sendikalar gibi meslek örgütlerinin kadın emeğine yönelik politika ve çalışmalarının olmadığını, kadın örgütlerinin de kadın emeği üzerindeki çifte sömürüye dair etkin bir faaliyeti olmadığını ve bunun bir büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı. Katılımcıların yaptıkları katkıların ardından panelistlerin eklemeler yapmasıyla panel sonlandı.
Kızıl Bayrak / Ankara