HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 14 kentte 50 kadın hakkında gözaltı kararı verilmesine ilişkin partinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek gözaltı terörüne tepki gösterdi.
Başaran yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bakın 25 Kasım’da dünyanın tümünde kabul edilen Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde AKP yine kendine yakışanı yaparak, tarihte yine adını kara listeye, kara bir leke olarak geçirecek biçimde, bütün 25 Kasım açıklamalarına saldırdı. 25 Kasım’da Amed’de, Van’da, Ağrı’da, Siirt’te, Şırnak’ta, Osmaniye’de, daha birçok ilde kadınların erkek-devlet şiddetine karşı sokağa çıktığı, gelecekleri, özgürlükleri için mücadele edeceklerini haykırdıkları günde, önlerine polis barikatları koydu. İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen Gece Yürüyüşleri’ne yine aynı zihniyet, bu erkek egemen, tekçi, faşist zihniyet, 25 Kasım günü kadınları polis ve devlet şiddeti ile yüz yüze bıraktı. Van’da kadınlara biber gazı sıkıldı, Ağrı’da kadınlar gözaltına alındı.”
"25 Kasım’da 200 kadın gözaltına alındı, polis Dilber Türker'in bacağını kırdı”
“25 Kasım’da bütün dünyada kadınlar hakları için alanlara çıktı. Türkiye’nin de altına imza attığı, kabul ettiği Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde iktidar kadınları hedef aldı. Şırnak'ta 23 kadın işkence ile gözaltına alındı, barış annesi Nebahat İşçi’nin polis şiddeti sonucunda kolu yerinden çıktı. İstanbul’da Taksim'e çıkan bütün yollar polis barikatları ile çevrelendi, bir OHAL rejimi ile karşı karşıya kaldı kadınlar. Devlet, kadına yönelik şiddetle mücadele gününde kendi eliyle kadına şiddet uyguladığını tescilledi. İstanbul’da en az 200 kadın bu saldırılar sonucunda gözaltına alındı, polis Dilber Türker'in bacağını kırdı. Bu kadınlar, biz şiddet istemiyoruz, savaş istemiyoruz, barış istiyoruz, eşit adil bir ülkede yaşamak istiyoruz dedikleri için polis şiddeti sonucu bacakları kırıldı. Gazetecilerin çekim yapmaları engellendi, kadınlara faşizm uygulandı. Bunların onlarca fotoğrafını paylaşabiliriz. Basın emekçileri de oradaydı ve bütün dünya kamuoyu ve basını bunu gördü.”
Kadın katliamlarına karşı mücadele çağrısı
Devletin “Jin, jiyan, azadi!” şiarına saldırıldığını vurgulayan başaran şöyle devam etti:
“Polis devlet şiddetine karşı da erkek şiddetine karşı da faşist iktidarlara karşı da geleceğimizi tehlikeye atan bu iktidarı hep beraber yıkalım, yeniyi de hep beraber kuralım. Yeniyi de biz kuracağız. Sadece mücadele etmiyoruz, yeniyi de kurma iddiamız var. Bu iddiamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bugün Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında alanlara çıkan ve sizin saldırdığınız, gözaltına aldırdığınız, geri adım attırmaya çalıştığınız biziz diyen kadınlarla mücadelemizi sahiplenmeye ve büyütmeye devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, iktidarın da şüphesi olmasın. Korkmaya devam edin, korkun kadınlardan. Korkun kadınlardan o kadınlar ki dört duvar arasında direnmeye devam ediyorlar, evlerinin içerisinde mücadeleye devam ediyorlar. Fabrikada, tarlada, sokakta, alanda mücadeleye devam ediyorlar. Sokaklar da, alanlar da, parlamento da gelecek de bizim geleceği kuranlar da biz olacağız. Buradan bizi izleyenleri de saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Jin, jiyan, azadî!”