Emekçi Kadın Komisyonları, 30-31 Temmuz ve 1-2 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen yaz kampının gündemleri, hedefleri ve bu temelde yapılan planlamalar ışığında 6 Eylül Pazar günü bir toplantı gerçekleştirdi.
EKK toplantısında, ‘Kadın çalışmasının dönemsel değerlendirilmesi’, ‘İşçi kadın örgütlenmesi’, ‘Emperyalist savaş ve kadın’ başlıkları olmak üzere üç ayrı sunum yapıldı.
Toplantı ilk olarak mücadelede ölümsüzleşen kadınlar için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından 7 ayrı kadın işçiyle yapılan röportajlardan oluşan “Bölge“ isimli bir belgesel gösterildi. İlgiyle izlenen belgesel gösteriminin bitiminde açılış konuşması gerçekleştirilerek EKK toplantısı başlatıldı.
Yaz kampınının deneyim, tartışma ve hedeflerinin tanımlandığı açılış konuşması sonrası ilk sunuma geçildi.
İlk sunumda, devrimci kadın kurultayından başlayarak, Haziran Direnişi'nde kadınlar ve EKK’nın müdahalesi, Greif fabrikasında oluşturulan İşçi Kadın Komisyonu deneyimi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde düzenlenen eylemlilikler, 2014 Aralık ayında gerçekleştirilen Kadın Çalıştayı, 8 Mart, Özgecan eylemlilkleri, metal fırtınası ve 7 Haziran seçimleri başlıkları üzerinden bir geçmiş dönem değerlendirilmesi yapıldı.
“Kadın işçi örgütlenmesi”
Bu değerlendirmelerin ve son olarak yaz kampında da tartışmaya konu edilip yeni dönemde bu alanda mesafe katedebilme hedefi çizilen “Kadın işçi örgütlenmesi” başlığı tartışıldı.
Kadın sorununun sınıfsal, toplumsal bir sorun olduğu dile getirilen konuşmada kapitalizmde kadının yaşadığı sorunlara değinildi ve bu sistemde ucuz ve yedek işgücü olarak görülen kadının devrim davasının asli unsuru olduğu, bu bakış açısıyla “proleter kadınları” örgütlemenin önemine dikkat çekildi.
Çok yönlü gericilik kıskacı altındaki kadınların mücadeleye çekilmedikleri takdirde sınıf hareketini geriye çeken bir rol üstlendiği, sınıfın organik bir parçası olan kadın işçilerin proleter kimliği üzerinden ve bununla birlikte kadın kimliği üzerinden sınıf mücadelesi alanına çekilmesi gerektiği üzerinde duruldu.
Kadın çalışmasının, kadın işçilerin örgütlenmesi ve mücadeleye çekilmesi, erkek işçilerin kadına yönelik atarerkil bakışını ortadan kaldırmak ve kadınların özgüven kazanmasını sağlama hedefleri ortaya konulurken, bu hedefler Greif Direnişi üzerinden somut örneklerle açıklandı. Ayrıca çalışmanın en asli amacının kadın işçileri örgütlemek, sınıf içinde inisiyatifli bir konuma getirmek, emekçi kadınların enerjilerini açığa çıkarmak olduğu belirtildi.
Kadın işçi örgütlenmesi üzerinden ise kadınların sınıf örgütlerine çekilmesi ve EKK’ların oluşturulması, kadın sorununun, sınıf çalışmasının gündelik bir faaliyeti olarak yürütülmesi hedefi ortaya konuldu.
Sunum sonrasında, EKK’nın metal sürecindeki pratiği, MİB’in işçilerin cinsiyetçi yazılarını paylaşması, bunun yanında sınıf ve kadın çalışmasındaki diyalektik bütünlük, hedefli-planlı bir EKK çalışması yürütülmesi, bu noktada da fabrikalara içeriden müdahalenin önemi üzerine tartışmalar gerçekleştirildi.
Söz alan emekçi bir kadın, kadın sorununun çözülmesi bakımından Rusya’da, Sovyetler'de doğum izinleri, kreşler, okuma-yazma kursları, ev komünleri vb. kadının toplumsal yaşama katılımını hızlandıran adımlar, çalışmaları aktardı. Kadının toplumsal, siyasal yaşamda aktif bir özne olmasının nasıl sağlanacağını Sovyetler'in özetlediği söylenildi.
Ardından gerçekleştirilen konuşmalarda yerelde kadın çalışması alanındaki deneyimler, çalışmalar aktarıldı.
Söz alan başka bir emekçi kadın ise kadın sorununu sınıfsal bir temelde gören bizlerin boş bıraktığı alanları feministlerin doldurduğu, kadın-erkek herkesin duyarlılık gösterdiği Özgecan eylemliliklerinde feministlerin bu birliği bozmaya çalışan pratikleri olduğunu, bunu da bizim boş bıraktığımız alanlar üzerinden yaptıklarını belirtti.
Metalde çalışan bir işçi kadın ise TOMİS, DEV-TEKSTİL başta olmak üzere kadın işçilerin örgütlenmesine önem verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Tartışmalar bölümünde ayrıca İlerici Kadınlar Derneği’nin deneyimleri paylaşıldı.
Kamuda çalışan emekçi bir kadın “Kadın cinayetleri politiktir” söylemi üzerinde durdu ve bunun doğru ama eksik bir ifade olduğunu, kadın cinayetleri örneklerinde hep ezilen sınıflara mensup kadınların özne olduğu ve bu ifadenin kadın cinayetleri ayı zamanda sınıfsal olduğu ibaresiyle bir bütünlük oluşturduğuna dikkat çekti.
Seçimlerde kadınlara pek çok vaadin sıralandığı, partiler için kadınların sadece oy potansiyeli olarak görüldüğü ve bunun teşhirinin yapılması dile getirildi.
‘Emperyalist savaş ve kadın’
Son olarak ise ‘Emperyalist savaş ve kadın’ başlığı tartışıldı. Bu sunumda emperyalist savaşa kapitalizmin yapısal krizlerinin aşılması için başvurulduğu en acı ve ağır faturanın da kadınlara kesildiği dile getirildi.
Emperyalist savaş ve saldırganlığın ise kendisini Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi, bunu izleyen Kadın İstihdam Paketi, sırasıyla Aile Paketi, Ailenin ve Dinamik Nüfusun Korunması Programı'nda ifadesini bulduğu belirtildi. UİS, kadın istihdam paketinin doğurganlığın artırılması, kadınların bir yandan eve kapatılması aynı zamanda ise kısmi, esnek çalışmanın bir parçası haline getirilmesini hedeflediği söylendi.
Kadınların hem çocuk doğurmasının hem de ev işleri ve çocuk bakımının ücretsiz hizmetçisi olmasını sürdürmesinin, bununla birlikte üretimin de bir köşesinde yer alarak esnek ve güvencesiz bir şekilde emek gücünü satmasının istendiği dile getirilirken UİS’de kadınlara ‘müjde’ diye duyurulan hak gaspları madde madde açıklandı. ‘3 çocuk yapın’ tartışmalarından kürtajın yasaklanmasına, doğum teşviklerine kadar bu adımların sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulduğunun altı çizildi.
İşçi ve emekçi kadınlara doğum hediyelerinin İşsizlik Fonu'ndan karşılandığı, doğum izinlerinin uzatılması yalanın altında ise kısmi, esnek çalışmanın yani özel istihdam bürolarının kurumsallaşmasının önü açıldığına vurgu yapıldı. Kreş hakkının güvence altında olmadığı söylenildi.
Emperyalist savaşların finansının sınıfa dönük bu saldırılar, hak gasplarıyla yürüldüğü, bu noktada kadın işçilere ise ucuz işgücü, azgın sömürü düştüğü belirtildi.
AKP’nin kadına yönelik çok yönlü gerici, aşağılayıcı açıklamalarının gerisinde de sermayenin ihtiyaçları konusunda kadına biçilen ucuz işgücü olma hedefinin yattığı belirtilerek, kürtajın yasaklanmasından “kadının yeri evidir” söyleminde ifadesini bulan kadınların evlere, çocuk doğurmaya ve çocuğa bakmaya yönlendirilmesine, sermayenin şekil verdiği dile getirildi.
Son sunum işçi kadınlara ve kadın işçilerin örgütlenmesi konusunda mesafe katetmeye yönelik çağrıyla sonlandırıldı.
Ortadoğu’da kadınların tecavüze uğramaması, köle pazarlarında satılmaması, Ekin Wan’ın çıplak bedenine işkence edilmemesi için Türk askerinin, dinci-gerici IŞİD çetesinin kaynaklarını kesebilmek ve ellerindeki silahları giden para akışını durdurmak gerektiğinin altı çizildi.
EKK toplantısı, sunumlara ve toplantıdaki tartışmalara yapılan katkılarla sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul