DİSK, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında ILO 190 sayılı “İşyerinde Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi”nin onaylanması için İstanbul’da eylem gerçekleştirdi.
Kadıköy Beşiktaş İskelesi’nde buluşan DİSK üyesi kadınlar adına konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu Mirabel Kardeşler’in mücadelesinin dünyanın dört bir yanında kadın mücadelesinde sürdüğünü belirtti. Kadına yönelik şiddetin Türkiye’de tırmanışta olmasına rağmen İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığına değinen Çerkezoğlu şunları ifade etti:
“En yaygın hak ihlallerinden biri olan kadına yönelik erkek şiddeti eşitsizliklerden, ayrımcılıklardan ve ataerkil sistemin güç ve iktidar ilişkilerinden beslenmeye devam ediyor. Tüm bunların üstüne siyasi iktidarın kadın düşmanı politikaları eşitsizliği ve ayrımcılığı derinleştiriyor. Kadınları erkek şiddetine karşı korumasız bırakıyor. Kadına yönelik şiddeti önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak için düzenlenmiş ve Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek için atılan adım bu örneklerden yalnızca biridir.”
Çerkezoğlu konuşmasının devamında yargı kararlarının kadına yönelik şiddeti desteklediğine dikkat çekerek “Hayatta kalmak için kendisine şiddet uygulayan erkeği öldüren kadına yıllarca hapis cezası verilirken, katil erkeklere cezasızlık politikaları uygulanmaya devam ediyor” dedi.
“ILO 190 yol haritasıdır”
İş yerinde kadınların fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ve taciz ile karşı karşıya kaldığını belirten Çerkezoğlu “ILO 190 sayılı Sözleşme, şiddeti tek taraflı ısrarlı takip, tehdit, sözlü kötü muamele gibi geniş kapsamlı olarak tanımlaması ve herkesi kapsamasıyla şiddete ve tacize karşı mücadele için önemli bir yol haritasıdır” dedi.
ILO 190 sayılı sözleşmenin onaylanması ve etkin bir biçimde uygulanması için kampanya başlatılacağını duyuran Çerkezoğlu taleplerini şu şekilde sıraladı:
“-İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun etkin bir biçimde uygulansın!
-25 Haziran 2021'de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Sözleşme onaylansın!
-Kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmesi şarttır. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak tüm kadın ve erkeklerin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır.
-Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmelidir.
-İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır.
-Covid-19 pandemisinin yarattığı iş ve istihdam kayıplarından en çok etkilenen, iş ve gelir kaybına uğrayan kadınlar için özel önlemler alınmalıdır.”