Emperyalist devletlerin Afganistan’dan çekilmesiyle yönetimi ele geçiren Taliban’ın kadınlara yönelik baskılarına ve gerici uygulamalarına karşı Kadıköy’de eylem yapıldı. İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu’nun çağrısı ile Süreyya Operası önünde biraraya gelen kadınlar “Hayatları için direnen Afganistanlı kadınların yanındayız” dedi.
Okunan basın açıklamasında artık Afganistan’da kadınlar, çocuklar, LGBTİ+lar, sanatçılar, bilim insanları, insan hakları savunucuları için can güvenliği olmadığının altı çizilerek şunlar ifade edildi:
“Afganistan’da yaşanan yıkımın, Taliban rejiminin işlediği ve işleyeceği suçların sorumlusu 20 yıldır NATO çatısı altında işgal ve savaş politikalarını sürdürenlerdir. Bu yıkımın sorumlusu olan emperyalizmin ülkeye vadedebileceği hiçbir şey yoktur.”
“Afgan kadınlar yaşam haklarını istiyorlar”
Açıklamanın devamında Afganistanlı kadınların tüm dünyaya seslendiği belirtilerek “Taliban’ın Kabil’i devralmasıyla önce kadınların dayanışma çığlığı ülke sınırlarını aştı. Biliyoruz ki bu tesadüf değil. Çünkü biz kadınlar dünyanın neresinde, hangi koşullar altında olursa olsun hayatlarımız için direniyoruz. Kabil'den gelen ilk haberlerde duvardaki kadın resimlerinin boyayla kapatıldığı, Herat'ta kadınların üniversiteye sokulmadığı, bazı kadınların evlerinin kapılarına dayanıldığı, kadınlara peçe takma zorunluluğu getirildiği, kadın gazetecilerin çalışmasına engel çıkarıldığı vardı. Afganistanlı kadınlar “bizi öldürmeye geliyorlar, yardım edin” diye çağrılar yapıyor. Her şeyi göze alıp sokağa çıkan Afgan kadınlar çalışma hakkını, eğitim hakkını ve siyasete katılım hakkını istiyorlar. Güvenli bir toplumda yaşama haklarını istiyorlar” denildi.
“Göçmen ve mülteci kadınların hakları için mücadele edeceğiz”
“Hayatları için direnen Afganistanlı kadınların seslerine ses olmak için bugün sokaktayız” denilen açıklamada şunlar ifade edildi:
“Kadın bedenini savaş ganimeti olarak gören Taliban örgütüyle hiçbir görüşme, anlaşma yapılamaz. Afgan kadınların yaşamlarını tehdit eden Taliban’la pazarlık yapma, anlaşma, meşrulaştırma, tanıma!
“Savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan ve gündelik yaşamlarında sömürüyü ve şiddeti en ağır şekilde hisseden göçmen ve mültecilerin hedef alınmasını asla kabul etmiyoruz. Irkçılıkla ayrışmayacak haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkmak için birleşeceğiz.
“Devlet göçmen ve mültecilerle ilgili sorumluluklarını yerine getirmemektedir. 1 Temmuz’da Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi ile toplumsal cinsiyete dayalı şiddet eylemlerine maruz kalan mülteci ve göçmen kadınları güvencesiz bırakmıştır. Göçmen ve mülteci kadınların hakları için mücadele edeceğiz.”
“Birlikte yürürsek hayatta kalacağız”
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Hayatları için direnen Afganistanlı kadınların yanındayız. Afganistan halkının Taliban karşısında kendi yaşamlarını yeniden kurmak için bağımsız ve kendi iradelerine dayanan bir yol bulacağına inanıyoruz. Bu mücadelenin başını kadınların çekeceğini görüyoruz. Tüm kadınları uluslararası dayanışmaya, Afganistanlı kadınların çığlığına ortak olmaya çağırıyoruz. Afganistan kadın orkestrasının 8 Mart marşında söylediği gibi “Ellerimizi ve sesimizi birleştirirsek birlikte yürürsek hayatta kalacağız. Dayanışma ve kız kardeşlikle yeni bir dünya eşit bir dünya kuracağız”. Dayanışmamız sınır tanımaz!”
Afganistan’da savaş ve işgal politikalarıyla yıkım getirenlere, şeriatçı Taliban’a karşı, kadınların hayatını pazarlık malzemesi yapanlara, LGBTI+’lari yok sayanlara, ırkçılığa, göçmen düşmanlığına karşı ses çıkarılan eylem basın açıklamasının Türkçe ve Farsça okunmasının ardından sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul