Zırhı araç cinayetinde polise bilirkişi koruması

Yüksekova’da 2016 yılında 4 sivilin öldürmesine ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, araçta arızanın olmadığı, panik ve istem dışı bir hareketle olayın gerçekleştiği iddia edildi. Müşteki avukatları, raporun sanığı korumaya yönelik olduğunu belirterek itirazda bulunacak.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 19 Haziran 2018
  • 10:33

Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 8 Ekim 2016’da caddede yürüyen Serhat Buldan, Rahmi Safhalı, Necdet İşözü ve Aydın Tümen isimli sivilleri öldüren, Şemsettin Kaya ve Mehmet Ali Kaya isimli sivilleri ise yaralayan Kobra tipi zırhlı aracın silah sistemi (Kule) üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda rapor hazırlandı.

Mezopotamya Ajansı’ndan Deniz Tekin’in haberine göre, güvenlik bahanesiyle dava Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilirken, Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi, mağdurlara ve avukatlarına haber vermeden, aralarında Kobra tipi aracı üreten Otakar firmasında çalışan bir mühendisin de yer aldığı 3 kişilik uzman bilirkişi heyetiyle birlikte 11 Nisan'da sivillere ateş eden zırhlı araçta keşif yapmıştı. Bunu daha sonra öğrenen müşteki avukatların, kendilerine haber verilmeden yapılan keşfin yeniden yapılması yönündeki talebi reddedilmişti.

'Silah ve kule sisteminde teknik ve mekanik arıza yok'

Mahkemeye gönderilen 8 sayfalık raporun, davanın soruşturma aşamasında hazırlanan bilirkişi raporuyla büyük benzerlikler taşıması dikkat çekti. Raporda, araçtaki silah sökülerek tüm parçaları üzerinde yapılan incelemede, silahta herhangi olumsuz bir duruma rastlanılmadığını ve silah aşınma seviyelerinin normal olduğu kaydedildi. Raporda, aracın kule sisteminde araç içi ve araç üstünde elektrikli, mekanik, elektromekanik ve elektronik tüm donanımlarda yapılan incelemede kontrol kolunda bulunan hareketli sağ kolun toz lastiğinin yırtık olduğu, ancak çalışmasına ve olaya etki edecek bir unsur olmadığı kaydedildi. Raporda, sistem güvenliği ile ilgili tüm parçaların, fiziki ve çalışma kontrolünün yapıldığı ve herhangi bir olumsuz husus gözlemlenmediği belirtildi.

'Silah emniyet anahtarı açık’

Aracın kule sistemindeki silahın meskun mahalde (sivil yerleşim yerinde) seyir halinde iken atışa hazır halde çalıştırılmasının teknik olarak mümkün olduğu ifade edilen raporda, olay sırasında silahın emniyet anahtarının açık olduğu ekranda bulunan “atışa hazır” ibaresinden belli olduğu hatırlatıldı. Raporda, "Bu tür kullanım şekli teknik olarak mümkündür. Fakat bu tür kullanım şekli sistem güvenliğini ortadan kaldırır, istenilmeyen kaza oluşumuna neden olacak etkenlerden insan faktörünü ön plana çıkarır. Bu nedenle yüksek riskli kullanım yapılmış olunur. Emniyet anahtarlarının kapalı olması halinde araç içinden elektriksel olarak atış yapılamaz" denildi.

Bilirkişi: Kasıtlı bir davranışı yok

Raporda, olaya karışan aracın içini gösterir kamera sisteminin olmadığı kaydedildi. Raporun devamında, araçtan kaynaklanan bir arızanın etkisinin olup olmadığı hususunda yapılan incelemede, araçtan kaynaklanan bir arıza etkisinin tespit edilmediği kaydedildi. Olayın meydana gelmesinde sanığın mesleki yetersizliği, dikkatsizliği veya kasıtlı bir davranışı yönünde bulgu olup olmadığı konusunda raporda, olay anına ilişkin zırhlı araçtan çekilen görüntülerde yapılan incelemede sanığın atış için gerekli bir ön hazırlık yapmadığı, ilk yapılan atışın park halindeki kamyonete yapmasının "kasıtlı"  bir davranış içinde olmadığının "belirtisi" olarak değerlendirildiği ileri sürüldü. Yapılan incelemelerde, olaya karışan araca benzer marka ve modellerdeki diğer araçların silah/ kule sisteminde kendiliğinden atış yapmaya sebep olabilecek teknik arıza ya da bir vakanın yaşanmadığı belirtilen raporda, bölge şartları nedeniyle araçların kulesindeki silahçıların ani bir tehdide hızlı cevap vermek için "yüksek risk alarak" silah sistemindeki güvenlik tedbirleri  açarak kullanmasının "kontrolsüz atış  yapma riskini" arttırdığına dikkat çekildi.

Bilirkişi: Aracın kusuru, sanığın da kastı yok

Raporun “Değerlerdirme" bölümünde tespit ve bulgular 5 maddede sıralandı:

“* Söz konusu olayda Kule Sistemi ve silahta kontrolsüz atış yapmaya sebep olabilecek bir durum görülmemiştir. 

* Olay anındaki kullanım şekli (atışa hazır) kontrol dışı durumlar ile atış yapma ihtimalini çoğaltacak şekildedir ve yüksek emniyet riski oluşturmaktadır.

* Kullanıcı olay anında muhtemelen, kule sistemini hareket ettirme eylemi için kontrol kolu (joystik) ünitesindeki fren serbest butonuna basmak isterken beraberinde istem dışı olarak tetik butonuna bastığı ve kuleyi hareket ettirdiği değerlendirmemizdir.

* İlk atış esnasında atışa hazırlanma eylemi bulunmamaktadır. Hedefin de rastgele bir noktada olduğu görülmektedir. Sonrasında panik ve istem dışı bir hareket ile kule dönüşü esnasında seri şekilde atış yaptığı ve olayın gerçekleştiği görülmektedir.

* Kullanıcının (silahçı) araç üzerinde görev tecrübe azlığı, konsantrasyon bozulması, görev stresi, yorgunluk vb. nedenlerin söz konusu olayın yaşanabilmesine imkan verebileceği öncelikli değerlendirmemizdir."

'Sanık korunmaya devam ediliyor'

Olayda yaşamını yitirenlerin avukatları, rapora tepki göstererek, kendilerine haber verilmeden yapılan keşif sonucunda hazırlanan raporun sanığı kurtarmaya yönelik olduğunu vurguladı. Olayın başından beri sanığın korunmasına yönelik gösterilen tutumun, mahkeme aşamasında devam ettirilerek olayın bir "kaza" olduğu algısı oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çeken müşteki avukatları, şöyle konuştu: "Raporu hazırlayan bilirkişi heyeti, araçta kusur, arıza bulamamışsa da niyet okuma yöntemi ile sanığın ateşlemeyi istemeyerek ihmal ile yaptığını ileri sürmüşlerdir. Bilirkişi heyeti araçta kusur olmadığını bilimsel verilere dayandırmış ancak sanığın kusuru yönünden ise bilimsel açıklamalardan uzak, sanığı kurtarmaya yönelik değerlendirme yapmıştır" diye kaydetti.  

Raporu düzenleyen bilirkişi heyeti arasında olaya karışan zırhlı aracı üreten Otokar firmasından bir çalışanın da olduğunu hatırlatan müşteki avukatları, ilgili rapora edileceği kaydedildi. 

Dava hakkında 

Hakkari’nin Yüksekova ilçe merkezindeki Cengiz Topel Caddesi’nde 8 Ekim 2016’da binlerce insanın bulunduğu kent merkezinde atışa hazır vaziyette devriye atan Kobra tipi zırhlı araçtan açılan ateş sonucunda 4 sivil ölmüş, 2’si de yaralanmıştı. Olay ile ilgili başlatılan adli ve idari soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırılan zırhlı aracın silahçısı özel harekatçı İ.M., 8 Ekim 2016’da tutuklandı. Yapılan resmi açıklamalarda, olayın bir “kaza” sonucunda meydana geldiği ileri sürüldü. Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak, sanık polis İ.M. hakkında “Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.

Dava güvenlik nedeniyle Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilmişti. Davanın ilk duruşmasında ifade veren İ.M., silah ateş almadan önce aracın sert şekilde fren yaptığını ileri sürmüş, silah kulesinin, arızalı olduğunu kendiliğinde ateş aldığını iddia etmişti. Ancak bilirkişi raporu ve aracın görüntüleri sanığın bu iddiasını çürütmüştü. Ayrıca dava dosyasında olay anına ilişkin görüntülerde aracın fren yaptığına dair görüntü yoktu. Davaya bakan mahkeme, 2 Ekim 2017’de görülen 2’nci duruşmada sanığın etki edebileceği delillerin toplanmış olmasını gerekçe göstererek, sanık polisin tahliyesine karar vermişti.