Yeni adli yıl açılışına dair pek çok meslek örgütü ve baro açıklama yaptı. Türkiye Barolar Birliği “Herkes için adil bir adli yıl istiyoruz” açıklaması yaparken Yargıçlar Sendikası yaptığı açıklamada, toplumda yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, insan hakları ve daha birçok alanda ilerlemeler sağlanmasının aynı zamanda örgütlü mücadelenin eseri olacağı ifade edildi. Diyar bakır ve Urfa Baroları’nda yapılan açıklamalarda “ırkçılığa” dikkat çekildi. Avukatlar Sendikası “Yeni adli yılda mesleğimiz, emeğimiz ve adalet için çağrı!” yapıldı.
Yargıçlar Sendikası, Hakim ve Savcılar Kurulu’nun doğrudan ve dolaylı olarak cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi eleştirilen açıklamada şunlar vurgulandı:
“Hiçbir iktidarın kendi iktidarını sağlamak için kullanamayacağı bir şekilde Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi’nin oluşumu çağdaş demokrasinin gereği olan kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkeleri ile Venedik Komisyonu raporları doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir”
Geçen adli yılda verilen kararlar incelendiğinde; Anayasa Mahkemesinin ‘zorunlu din dersi’ konusunda verdiği hak ihlali kararı gibi istisnalar olsa da yargı bağımsızlığın uzak bir tabloya işaret edilen açıklamada şunlar vurgulandı:
“Yerel mahkemelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin bazı kararlarına uymamakta diretmeleri ve içtihatlarını gözetmeden yargısal kararlara imza atmaları, yargının kanayan yarası olan haksız ve uzun tutuklamalar, İstanbul Sözleşmesinden çekilmeye dair Cumhurbaşkanlığı Kararının iptali talebini içeren davanın Danıştay tarafından üçte iki oy çokluğuyla reddine ilişkin karar, yargı sisteminde önemli bir iş yükü oluşturan Cumhurbaşkanına hakaret suçuna ilişkin verilen kararlar, medyada yer alarak kamuoyunda tartışılmasına karşın ceza soruşturmasına konu olabilecek olaylar ve kişiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılıklarının harekete geçmemesi, başka bazı olaylar ve kişilere ilişkin tam tersi hızlı harekete geçilerek uygulama yapılması, çok az sayıda olsa dahi birkaç hakim ve savcının mafya, uyuşturucu, rüşvet olaylarına karışmaktan soruşturma ve kovuşturmaya konu olması ve daha pek çok olay yargıya olan güvenin daha da azalmasına yol açmıştır.”
Diyarbakır Barosu, yeni adli yıla ilişkin Diyarbakır Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren konuştu. Eren yargının bağımsızlığını yitirmesi üzerine şunlar söyledi:
“Türkiye’de, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı her dönemin kronik sorunu olmuştur. Oysa her fırsatta belirtiğimiz üzere demokratik ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda, bireyin ve toplumun en temel güvencesi bağımsız ve tarafsız yargıdır.”
AİHM kararlarını yargının çiğnediğini belirten Eren, hapishanelere ilişkin olarak yargının hak ihlallerini ortağı olduğunu vurguladı.
Kürt kimliğine yönelik ırkçı saldırılara dikkat çeken Eren şu ifadeleri kullandı:
“Tehlikeli gördüğümüz ve dikkat çekmek istediğimiz bir konuda son süreçte Kürt kimliği ve Kürtçe dilinin kullanımı nedeniyle sıklıkla, nefret söylemine ve saldırılara maruz kalınmasıdır. Şiddet ve kutuplaştırıcı dilin kullanılması, nefret içerir ırkçı saldırıların oluşumuna etki ettiğinden bu dilin terk edilmesi, yargını da bu tür saldırılarda etkin bir rol üstlenmesi gerekliliğin hatırlatıyoruz”
Eren son olarak yargının avukatların bağımsızlığını esas alıp korumasını istedi.
Urfa Barosu’da yaptığı açıklamada yargının bağımsı ve tarafsız olması gerektiğini vurguladı.