Koronavirüs salgını günlerinde AKP iktidarı boş durmuyor. Salgın günlerinde dahi işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarını gasp etmeye devam ediyor. Bütün kurumları ile salgını fırsata çeviren iktidarın yargı kurumları da işçi düşmanlığını gösteren kararlar alıyor.
Son olarak da Yargıtay tarafından alınan bir karar ile işçinin tazminatsız şekilde işten çıkarılmasının önü açıldı. İHA’nın haberine göre şoför olarak çalıştığı şirketin aracıyla annesini ziyaret eden işçi işten çıkarılmış ve İş Mahkemesi’ne başvurmuştu. Şoför, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ücret, ulusal bayram, genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Mahkeme; davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ulusal bayram, genel tatil ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline hükmetti.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise mahkemenin kararının bozulmasına hükmederek işyeri aracını özel işlerinde kullananların tazminatsız şekilde işten çıkarılmalarının önünü açtı. Yargıtay kararında şöyle denildi:
“4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan İşçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Somut uyuşmazlıkta, dosyadaki bilgi ve belgelerden şirket aracının davacı İşçi tarafından özel işlerinde kullanıldığı sabittir. Davacının bu eylemi doğruluk ve bağlılığa aykırı olup, mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.”