Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında Van Yüksek Güvenlikli Hapishanesi ve Patnos L Tipi Hapishanesi’nde gerçekleşen hak ihlalleri raporu açıklandı.
Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Van Şubesi’nin ortak hazırladığı raporu ÖHD Van Şube Yöneticisi avukat Ekin Yeter okudu.
Özellikle pandemi bahane edilerek çıkarılan infaz kanunu değişikliğiyle hak ihlallerinin arttığını belirten Yeter değişiklikle keyfi ve pişmanlık dayatan gerekçelerle 13 tutsağın infazları yakılarak tahliyelerinin engellendiğini ifade etti.
Devamında Yeter, iki hapishanedeki hal ihlallerini şöyle sıraladı:
“*Hapishanelerde sık ve kalabalık bir şekilde oda aramalarının yapıldığı, Oda aramalarında inceleme gerekçesiyle kitapların ve defterlerin götürüldüğü ancak 4-5 ay geri verilmediği,
*Sosyal faaliyetlerin başlayacağının mahpuslara söylendiği ancak henüz hiçbir sosyal faaliyetin başlamadığı, yemeklerin kötü olduğu ve yetersiz verildiği,
*Patnos L Tipi Hapishanesi’nde ayakta sayım dayatmasına karşı çıkmaları gerekçesiyle 7 Nisan 2022 tarihinde Bilal Babahan, Ferit Kaşçı ve Vedat Kalın isimli mahpusların darp edildikleri,
*Van Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde yaşamını yitiren Ramazan Turan isimli mahpus için 3 günlük açlık grevi yapan 120 mahpusa Şubat ayında 1 aylık sosyal etkinlik cezası verildiği,
*Van T Tipi ve Van Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde günlük su kotasının olduğu, bu suyun çoğu zaman temizlik için bile yeterli gelmediği,
*Van T, F, Yüksek Güvenlikli ve Patnos L Tipi Hapishanesi’nde en az 31 hasta mahpusun olduğu ve tedavilerinin yeterli düzeyde sağlanamadığı,
*Ziyaret gerçekleştirilen birçok hapishanede mahpuslar tarafından koğuşlarda yapılan aramaların baskın şeklinde gerçekleştirildiği, tüm eşyaların dağıtıldığı, aramaların neye istinaden gerçekleştirildiğinin bilinmediği ve kısa zaman sonra tekrar aynı aramalara maruz kaldıkları beyan edilmiştir.
*Mahpusların, hastane sevkleriyle ilgili sorunlar yaşadıkları, kemer ve saatlerini çıkarmaya zorlandıkları, kelepçeli muayene dayatıldığı, hastane gidiş gelişlerinde insan onuruna aykırı şekilde arandıkları ve günlerce karantina koğuşlarında kaldıkları için sevki mümkün olduğunca isteyemediklerini beyan etmişlerdir.
*Yine 3 ayda en az 45 mahpusun kendi talepleri dışında ailelerinden uzak yerlere sürgün edildiği hususu tarafımıza aktarılmıştır.
* Yine aynı aileden tutuklu bulunan kişilerin birbirinden uzak ve farklı hapishanelerde tutulması ve açık görüş saatlerinin 1 saat olarak ve kişi sayısı sınırlı olarak uygulanması da ‘aile hayatına saygı hakkının’ ihlaline neden olmaktadır.
*Yeni Yaşam, Evrensel gibi gazetelerin ve dergilerin verilmediği tarafımıza aktarılmıştır.”