Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, 2018 ekonomisi ile birlikte 2019 yılından beklentilerini ortaya koyarken bir seçim ekonomisi uygulamasının olmaması gerektiğini söyledi.
Sermaye temsilcisi Bilecik, Cumhuriyet gazetesinden Şehriban Kıraç’a verdiği röportajda ekonomik krizin birçok etkisini ortaya koyarken, yine sermayeyi kurtaracak kalıcı politikaların önceliğe alınması çağrısında bulundu.
“2019’da bir süre daha finansmana erişim, nakit sıkışıklığı ve kredi daralmasının maalesef devam edebileceğini öngörüyoruz” diyen Bilecik, işsizliğin artacağını da itiraf ederek şunları söyledi: “Yüksek enflasyon da bizi zorlayacak başlıca konular arasında yer alacak. Enflasyonda kalıcı bir düşüş görmemiz zaman alacak. Sıkı para politikası ve enflasyonla mücadelede asla taviz verilmemeli.”
“Asıl mesele ekonomik daralmadan çok belirsizlik”
Bilecik sermaye cephesinin 2019 ekonomisi için hayallerini tariflerken ise şunları dile getirdi:
“2019 için ana senaryomuz, nispeten hızlıca ekonominin büyümeye döndüğü, politika adımlarının hızlıca atıldığı, küresel finansal koşulların bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri desteklediği senaryo. Bu senaryoda yüzde 1’ler civarında bir büyüme ve enflasyonda yüzde 17 civarına gerileme öngörüyoruz. Yavaş büyümenin etkisiyle işsizlik oranında bir miktar yükseliş görebiliriz.”
Yabancı sermaye için cazip fırsatlar olduğunu söyleyen Bilecik, asıl meselenin ise ekonomik daralmadan çok belirsizlik olduğunu vurguladı. “Yatırımcının önünü görebilmeye ihtiyacı var” dedi.
“Finansal istikrar” çağrısı
“Türkiye’de sağlıklı büyüme iklimine girilmesi, istihdam yaratılması ve yeni yatırımlar için ne tür adımlar atılmalı?” sorusuna karşılık ise Bilecik, “Her şeyden önce, hukukun üstünlüğünün sağlandığı ve demokrasinin ve özgürlük alanlarının genişletildiği bir zemini sürekli geliştirmek gerekir” yanıtını verdi. “Finansal istikrar” vurgusu yaparak, “Güçlü bir Türkiye ekonomisi için temel hedefimiz, küresel liberal demokratik düzene entegre olmaktır” dedi. Bir kez daha “Uzun vadeli istikrar için yapısal reformları gündeme almalıyız” diyerek daha köklü saldırıların hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
Ayrıca AB ile ilişkilerin güçlenmesi ve Gümrük Birliği modernizasyonu için gerekli adımların atılması gerektiğini söyledi.
“TCMB’deki nakit seçim için harcanmamalı”
Siyasi belirsizlik ve seçim bütçesine ilişkin de konuşan Bilecik, son zamanlarda art arda yaşanan seçimlerin ve komşu ülkelerle yaşanan sorunların yarattığı siyasi belirsizliğin ekonomi alanına da yansıdığını söyleyerek şu eleştirileri dile getirdi: “Seçim ekonomisine dair uygulamaları son birkaç yıldır görüyoruz. Kısa vadede fayda sağlamak için uzun vadede sorunlar yaratmamalıyız. Seçim ekonomisi olmaması gereken bir ekonomi. Yeni Ekonomi Programı’nın 2019 için hedeflediği önemli tasarruf politikaları var. Bunlarla çelişkili olacak politikalardan kaçınmamız lazım.”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 18 Ocak’ta olağanüstü genel kurula gitmesine ilişkin kararı ise “Tabii bu rutin bir uygulama değil. Ana dileğimiz buradaki nakdin seçim için harcanmaması. Çünkü özellikle dış yatırımcının bu tür rutin olmayan uygulamalarla kafasını karıştırmamalıyız” sözleriyle eleştirdi.