Türk Tabipleri Birliği (TTB) “Emek bizim söz bizim” başlıklı mücadele programını kapsamında Beyaz Yürüyüş, Beyaz Forum, 15 Aralık G(ö)rev ve önümüzdeki süreci değerlendirmek üzere 21 Aralık’ta basın toplantısı gerçekleştirdi.
İstanbul Tabip Odası (İTO) Sevinç Özgüner Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıda TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Çiğdem Arslan, İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, İTO Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve Dr. Osman Öztürk yer aldı. Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bolu-Düzce, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Eskişehir-Bilecik, Gaziantep-Kilis, Hatay, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Muğla, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Van-Hakkari tabip odalarının yöneticileri ise çevrimiçi olarak toplantıya katıldı.
Fincancı: Haklarımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz!
Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, ekim ayında başlatılan mücadele sürecine toplum desteğinin 15 Aralık G(ö)REV eylemiyle birlikte daha da görünür olduğunu belirtti. Korur Fincancı sözlerine şöyle devam etti:
“Mesleki değerlerimizin tahrip edilmesine ve sağlık emekçilerinin değersizleştirilmesine karşı bir mücadele kaçınılmaz. Biz beyaz eylemlerimize bundan sonra da devam edeceğiz; ta ki haklarımızı alana, değerimizi bulana kadar!”
Saip: Halkımız sağlık hakkına kavuşana dek devam edeceğiz!
İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, sağlığın hiç bu kadar niteliksiz hale gelmediğini, sağlık emekçilerinin hiç bu kadar tükenmediğini dile getirdi. Saip, “Haklarımızı alana, halkımız sağlık hakkına kavuşana, performans sistemi ortadan kaldırılana, iyi hekimlik değerleriyle nitelikli hizmet verene kadar mücadeleyi sürdüreceğiz” diye konuştu. İTO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Osman Öztürk ise G(ö)REV eyleminde hem asistan ve genç hekimlerin yoğun katılımının hem de tüm sağlık çalışanlarının omuz omuza vermesinin önemine dikkat çekti.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Çiğdem Arslan okuduğu basın açıklamasında sağlık bilgisinin topluma karşı sorumluluk olduğunu belirterek “Toplum, pandemide iyice ayyuka çıkan, yaşadığımız günlerde de gittikçe derinleşen, ciddi bir yönetmeme kriziyle boğuşmaktadır. Yaşanan krizle yüzleşmek ve mücadele; sağaltma görevimizin ve bir daha olmasını engellemenin gereğidir. Her alanda yaşanan krizin sağlıktaki karşılıklarını hep dile getirdik, bunlara tepki gösterdik” dedi.
Sorumlusu iktidardır
Arslan, tıp fakültelerinin hak etmeyenlere peşkeş çekilmesine, düşük ücretlere, sağlıkta şiddet yasasının gerekliliğine, uzun nöbet saatlerine, 5 dakikada muayene dayatmasına, Aile Hekimleri Ceza Yönetmeliği’ne değinerek şu şekilde devam etti:
“Yukarıda anlattıklarımız sağlıkta yaşanan sorunlarda buzdağının görünen kısmının bile çok azıdır. Bizler iktidarı uyaracak her türlü seçeneği zorladık; her türlü iletişim yolunu denedik. Bir kez daha açıkça söylüyoruz: COVID-19 döneminde yaşanan fazladan ölümlerden; tıp öğrencilerinin kaybolan gelecek umutlarından; her sağlıkta şiddet olayından; güvensiz çalışma ve eğitim ortamları nedeniyle kaybettiğimiz her arkadaşımızdan; satılan her hastaneden; kamudan sağlık hizmeti alamayan, özellerin eline terk edilen fakirleşen toplumdan iktidar sorumludur. Ancak bunu da bir kez daha vurgulamak isteriz: Asla umutsuz değiliz; çünkü yalnız değiliz. Birlikte önlüğümüzün beyazına sahip çıkıyoruz ve karanlığı birlikte aydınlatacağız: Bu topraklarda hekimlik yapmak için umut var! İktidara emeğimize ve bu ülkeye sahip çıkacağımızı “Emek Bizim Söz Bizim” eylem sürecimizde anlatıyoruz ve anlatmaya devam edeceğiz. 414 gündür kulaklarını bize tıkamış Sağlık Bakanı’na, iktidara inat, hekimlerin bir kısmına verilecekmiş gibi gösterilen ve 15 gündür haberini bir daha alamadığımız yasa tasarısının ne olduğunu soracağız. Birlikte durmaya ve emeğimizin karşılığını alana dek tüm kararlılığımızla mücadele edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.”
“Büyük G(ö)REV son değil, bir başlangıçtı(r)!”
Greve destek ve katılımın yoğun olduğuna dikkat çeken Arslan “Haklarımızı/taleplerimizi, emeğimizin karşılığını alana kadar eylemlerimiz, mücadelemiz devam edecek. Bu bağlamda yeni eylem ve etkinliklerimizin olacağını bilmenizi isteriz” dedi.
Basın açıklamasının ardından tabip odalarının yöneticileri de kısa sözler aldı. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetini piyasalaştıran, sağlık çalışanlarını köleleştiren, halkı ise müşterileştiren bu sistemin artık iflas ettiğinin söylendiği konuşmalarda uzun yıllardır süregelen sorunların COVID-19 pandemisiyle birlikte daha da derinleştiği belirtildi.
Konuşmalarda emek sömürüsü, güvencesizlik, 36 saati aşan nöbetler ve yoğun çalışma, özlük haklarının kötüleştirilmesi, 5 dakikada bir randevu dayatması, meslek hastalığı yasası talebinin görmezden gelinmesi, sağlıkta şiddete karşı etkili bir yasal düzenleme yapılmaması gibi sorunlar da sıralandı. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının G(ö)REV eylemine büyük destek verdiğinin aktarıldığı konuşmalarda; aynı zamanda halkın sağlık hakkı için yürütülen bu mücadeleye halkın verdiği desteğinin büyük önem taşıdığında dikkat çekildi. Tabip odaları temsilcileri, önümüzdeki süreçte de bölgesel ve merkezi mitinglerden uzun süreli iş bırakma eylemlerine kadar geniş bir yelpazede mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.