Türk Tabipleri Birliği (TTB) 1 Haziran’dan yani “normalleşmeden” itibaren açıklanan verilerin sorgulanmasını gerektiğini belirten yazılı açıklama yaptı.
Vaka sayısı azalıyor gösterilmesine rağmen “hastaneye yatış oranı ve yoğun bakım hasta sayısı artışı izah edilmelidir” denilen açıklamanın devamında şunlar söylendi:
“1. Yoğun bakımdaki hasta sayısı 1 Haziran’da 651 iken 29 Haziran’dan itibaren binin üstüne çıkmış ve 12 Temmuz’dan itibaren bin 200’ü geçmiştir.
2. Toplam vaka sayısından iyileşenlerin ve kayıpların çıkarılmasıyla bulunan aktif vaka sayısında azalma olumlu olmakla birlikte yoğun bakım/aktif vaka oranı 1 Haziran’da %2,1 iken 16 Temmuz’da %9.6’ya çıkmıştır.
3. Bu oranlar yetkililerce “vaka sayımız binin altın düştü” diye değerlendirilse de kuvvetle muhtemel hastanelerde daha ağır vakaların bulunduğunu göstermektedir. Yine kuvvetle muhtemel hangi bilimsel gerekçelere dayandığını bilmediğimiz ve toplum sağlığını önceleyip öncelemediği belirsiz olarak yapılan test stratejisindeki değişimlerin etkisini düşündürmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın 12 Temmuz’da açıkladığı hastalık verilerindeki sayılar da bu durumu destekleyen bazı rakamlar içermektedir. Haftalık veriler hastaneye yatış oranlarında dikkat çekici artışlara işaret etmektedir. Bakanlık tarafından yayımlanan ve 12 Temmuz’a kadar toplam sayılar ile 6-12 Temmuz arasındaki verileri içeren dokümanında genel toplamda hastane yatış oranı %54 iken 6-12 Temmuz arasında bu oran %79’a çıkmıştır. Raporlarda 29 Haziran-5 Temmuz haftasında bu oranın %57, 22-28 Haziran arasında da %59 olduğu görülmektedir.
4. Bu değişimlerin nedenlerine ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından bir açıklama henüz yapılmamıştır. Hastalığın süresi göz önüne alındığında haftalar içerisinde yoğun bakım ihtiyacı olan hasta sayısının ve hastane yatış oranlarının artması test stratejilerimizin bu yeniden açılma döneminde gözden geçirilmesi ihtiyacını ortaya koymaktadır. “Sadece belirtileri olanlara test yapan ülke olarak” sınıflandırılan Türkiye’de yeniden açılma ile birlikte özellikle hastanelerde testlerle ilgili çeşitli düzenlemeler getirilmiş ve bu durum kısa süreli de olsa bir kargaşa oluşturmuştur. Risk gruplarına ve asemptomatik seyredebilecek gruplara ne ölçüde test yapıldığı bilinmemektedir. Öte yandan verilerdeki değişim, semptomu olan herkese de test yapılmıyor olabileceğini düşündürmektedir.
5. Test sayılarının Haziran ayının son haftasında elli binin üstüne çıkmasına karşılık dalgalı bir seyir izlediği ve son birkaç gündür azaldığı dikkat çekmektedir. Gerek test sayılarının azalması gerekse de daha seçici kriterlerle test yapılma olasılığı, doğrulanmış vaka sayısı binin altına düşse de salgının toplumsal olarak kontrol altına alma konusunda yetersiz kalmış olabileceğimizi göstermekte ve önümüzdeki aylar için yeni tehditler oluşturmaktadır.
6. Futbolcuların taramadan geçirildiği ancak sağlık çalışanlarına yönelik sistematik ve kapsamlı çalışmaların yapılmadığı salgında, test stratejisinin yeniden gözden geçirilmesi önümüzdeki süreç için önemlidir.
7. Dünya Sağlık Örgütü yeniden açılma sürecinde belirlediği kriterlerden biri, ülkelerin sağlık sistemlerinin her vakayı tespit edebilmesi, test edebilmesi, izole edebilmesi ve her temaslıyı belirleyebilmesidir. Türkiye’de bu konuda soru işaretleri giderek çoğalmaktadır.”