TMMOB 3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü’ne ilişkin birçok kentte basın açıklaması gerçekleştirdi. Denizli, Van, İstanbul, Aydın, Kocaeli’de gerçekleştirilen açıklamalarda işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemi vurgulanarak ve iş cinayetlerine dikkat çekildi.
“Ölüm hep bize, bize mi düşer…” başlıklı açıklamada 1992 Kozlu maden katliamının 31’inci yıl dönümü olduğu hatırlatıldı. 3 Mart’ın TMMOB tarafından işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemini vurgulamak için “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edildiği belirtilen açıklamada depremin felakete dönüşmesine değinildi.
Açıklamada AKP’nin neoliberal politikaları ve ranta dayalı uygulamaları doğa olaylarını felakete, işyerlerini işçi mezarlığına dönüştürdüğü vurgulandı. İş cinayetlerinin kader olarak ele alınmasının işçi ölümlerini arttırdığına dikkat çekilen açıklamada şunlar ifade edildi:
“6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işçi sağlığı ve güvenliği alanı, taşeronlaştırılmış, piyasa koşullarına terk edilmiştir. Bu yasayla beraber, işverenin işçi sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğü, Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) adıyla kurulan, irili ufaklı şirketlere bırakılmıştır. Bunun sonucunda da işçi cinayetleri ve meslek hastalıkları hızla artmıştır.”
Açıklama şöyle devam etti:
“İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin düzenleme ve denetleme yetkisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanında, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’tan oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitüye verilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır. Esnek ve kuralsız çalışmayı, geçici iş ilişkisini, taşeronlaştırmayı yasal hale getiren, kıdem tazminatlarını, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budayan işçi sağlığı ve İş güvenliğini işveren yükümlülüğü olarak görmeyen, örgütlülük önüne engeller koyan yasa ve diğer düzenlemeler iptal edilmelidir.”