SUNUŞ
Devrimci örgüt yaşamının sorunları üzerine burada kitap halinde sunulan metinler, TKİP Kuruluş Kongresi’nin “Örgüt sorunları” başlıklı gündeminin kayıtları ile aynı konudaki bazı komisyon metinlerinden oluşuyor. Kitabın sonunda ayrıca “Yurtdışı çalışmasının sorunları”na ilişkin değerlendirmeler yer almaktadır.
Tüm bu metinler, TİKP Kuruluş Kongresi’ni izleyen aylar içerisinde, TKİP Merkez Yayın Organı Ekim’de peyder pey yayınlanmıştı. Burada onları, arzu edenlere rahatça ulaşma ve toplu inceleme kolaylığı sağlamak üzere, kitap halinde sunuyoruz.
TKİP Kuruluş Kongresi’nin “örgüt sorunları”na ilişkin değerlendirmelerinin bu kitapta sunduğumuz belgelerden ibaret olmadığını burada okura ayrıca hatırlatalım. Aynı kapsamdaki sorunlar, parti tüzüğü ve örgütsel güvenlik sorunları konulu gündemler çerçevesinde de genişçe ele alınmış ve buna ilişkin belgeler daha önce kitaplaştırılarak kamuoyuna sunulmuştur (Bkz. “Parti Tüzüğü Üzerine” ve “Örgütsel Güvenlik Sorunları”, Eksen Yayıncılık). Konuya ilgi duyan okurların bu iki kitabı şimdi sunmakta olduğumuz kitapla birlikte incelemeleri yararlı olacaktır.
Türkiye’nin son 20 yılına toplamı üzerinden baktığımızda, düşünsel ve pratik planda devrimci örgütten belirgin bir kaçış yaşandığını görüyoruz. Devrimci örgüt fikrini ve pratiğini terkedenler(7)bireylerden öteye bizzat geçmiş dönemin birçok önemli devrimci akımı olmuştur. Bunlar ya tasfiye olup siyasal yaşamdan büsbütün silinmişlerdir; ya da, devrimci örgüt düşüncesinden koparak ve illegal örgütsel varlıklarını tasfiye ederek, düzenin icazet sınırları içerisinde yasal partiler olarak varolma yolunu tutmuşlardır.
Devrimci örgüt fikri ve pratiğinden bu yaygın ve kitlesel kaçışın gerisinde, birbirini izleyen yenilgilerin her seferinde yeni bir güç kattığı liberal tasfiyeci süreçler kadar, devletin sistematik baskı ve terörünün devrimci örgüt pratiğini bedeli ağır bir siyasal tercih haline getirmesi de var. Tasfiyeciliğin çok yönlü baskısı altında ve devletin sistematik baskı ve terörü karşısında, devrimci örgüt fikrinden öteye devrimci örgüt pratiğinde kararlı ve ısrarlı bir tutum, ancak ideolojik sağlamlık ve devrim davasında siyasal kararlılık ölçüsünde ve sayesinde olanaklı olabilirdi. TKİP bunun en iyi ve yeni dönemdeki tek gerçek temsilcisi olmuştur. Bu kitaptaki tartışma ve değerlendirmeler, bunlara egemen bakışaçısı, ele alınan sorunlar, saptanan görevler ve hedefler, bu gerçekliğe tüm somutluğu ve canlılığı içinde tanıklık etmektedir.
Son 20 yılın birbirini izleyen tasfiyeci süreçleri altında büyük bir bölümüyle liberalleşen sol hareket içinde devrimci örgüt fikrine, pratiğine ve dolayısıyla buna ilişkin sorunlara büyük bir ilgisizliğin olduğunun bilincindeyiz. Fakat devrim düşüncesine ve hedefine bağlı kalan, dolayısıyla bu düşünce ve hedefin biricik gerçek taşıyıcısı olan devrimci örgüte ilişkin sorunlara ilgisini sürdüren gerçek devrimciler için bu kitabın incelenmesi, gerek bakışaçısı gerekse pratik deneyim bakımından çok büyük yararlar sağlayacaktır.