TİHV: Bilal Yıldız serbest bırakılsın!

TİHV sosyal hizmet uzmanı Bilal Yıldız’ın 11 Haziran 2022 tarihinden bu yana hukuk dışı suçlamalarla tutuklu bulunmasına ilişkin pek çok ilde basın toplantısı gerçekleştirildi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Ekim 2022
  • 23:30

TİHV sosyal hizmet uzmanı Bilal Yıldız’ın 11 Haziran 2022 tarihinden bu yana hukuk dışı suçlamalarla tutuklu bulunmasına ilişkin pek çok ilde basın toplantısı gerçekleştirildi. İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Van TİHV temsilcilikleri ve Cizre Referans Merkezinde eş zamanlı basın toplantısı düzenledi.

 “İnsan hakları savunucuları yargılanamaz!”

Okunan basın metninde Türkiye’de insan hakları savunucularının üzerindeki baskıya işaret edilerek şu ifadelere yer verildi:

“İnsan haklarını savunmak evrensel olarak tanınan bir haktır. Bu hak, bölünmez, birbirine bağlı ve birbiriyle ilişkili evrensel insan haklarından doğar. Devletler, ayrımsız tüm yurttaşlar için bu haklara saygı göstermeyi, korumayı ve hayata geçirmeyi taahhüt etmişlerdir. İnsan hakları savunucularının onurunun, fiziksel ve psikolojik bütünlüğünün, özgürlük ve güvenliğinin etkili bir şekilde korunması, insan haklarını savunma hakkının hayata geçirilmesi için önkoşuldur.”

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği’nde uzun yıllardır Sosyal Hizmet Uzmanı (SHU) olarak görev yapan Bilal Yıldız’ın 11 Haziran 2022 tarihinden bu yana hukuk dışı ve keyfi bir şekilde tutuklu bulunduğu hatırlatılan açıklamada Yıldız’ın insan hakları mücadelesine katkılarına yer verildi. Bilal Yıldız’la birlikte gözaltına alınan Göç İzleme Derneği’nin (GÖÇİZDER) üyelerinin de tutuklandığı belirtilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Tüm TİHV camiası olarak arkadaşımızın yanındayız ve her koşulda olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle siyasal iktidarı ve diğer tüm yetkilileri, Bilal Yıldız’ın tutukluluk halini derhal sonlandırmaya, onun şahsında başta GÖÇİZDER üye ve yöneticileri olmak üzere, Türkiye’deki tüm insan hakları savunucularına yönelik -yargısal da dahil- her türlü tacize son vermeye çağırıyoruz. Demokratik kamuoyunu ise savunuculuk iklimini baskı altına alan, sivil alanın tümüyle kapatılmasına yol açan bu tür uygulamalara karşı daha güçlü şekilde ses vermeye ve dayanışmayı büyütmeye davet ediyoruz."