Sermaye devletinin gençleri yönlendirdiği tarikat yurtlarında skandallar bitmiyor. Denetimsizlik, mevzuata aykırı yurtlara göz yumulması Aladağ’da olduğu gibi gençlerin can vermesine neden olurken, yurt yöneticileri ise gençlerin güvenliğini düşünmüyor.
Son olarak, Süleymancılara ait Kütahya Özel İkizhöyük Orta Öğretim Erkek Yurdu'nda 2015 yılında kolu kopan 12 yaşındaki çocuğun, yurt yöneticileri tarafından lehlerinde ifade vermeye zorlandığı ortaya çıktı. Olayla ilgili oluşturulan bilirkişi raporunda, “kaza”nın hemen ardından yapılan ses kayıtlarına yer verildi.
12 ve 15 yaşındaki çocuklar mutfakta çalıştırılıyor
Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberine göre, Kütahya’da yaşayan 12 yaşındaki Nurettin Ekşi 22 Ağustos 2015’te yurtta kalan 15 yaşındaki ağabeyi Serkan’ı ziyarete geldi. Yurt Müdürü Mehmet Kalkan’a başvuran Nurettin Ekşi, ağabeyi ile çarşıya çıkmak için izin istedi. Kalkan da yurtta yapılacak işlerin olduğunu belirterek, iki kardeşi mutfağa gönderdi. Serkan Ekşi, aşçı Bünyamin Dağ’ın yönlendirmesiyle bulaşıkları yıkarken; Nurettin de etleri kıyma makinesine koymaya başladı. Bu sırada Ekşi’nin kıyma makinesine kaptırdığı kolu, dirseğinden koptu.
Kalkan ve Dağ hakkında ‘taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma’ suçlamasıyla Kütahya 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Görevlendirilen bilirkişi heyeti, raporunu hazırlayarak mahkemeye sundu. Raporda, ağabey Serkan Ekşi’ye mutfakta bıçakla etleri kemikten sıyırma ve aşçı yardımcılığı gibi tehlikeli işlerin sigortasız şekilde yaptırıldığı ifade edildi.
Kazadan sonra daha ambulans ve polis gelmeden ağabey Serkan Ekşi tarafından çekilen ses kaydı da bilirkişi raporuna girdi. Bu kayıtta, Dablak Kız Öğrenci Yurdu Müdürü Ahmet Altınok’un kaza için çocuğu suçlayan bir senaryo kurguladığı anlaşılıyor.
Kolu kopan çocuk lehte ifade vermeye zorlandı
Aşçı Dağ’a “Hayır, kıyma makinesini sen çalıştırıyordun” diyor. Dağ da, “Ben çalıştırıyordum, he” diye yanıt veriyor. Altınok ise “Sen kıyma çekiyordun, o (Nurettin) elini kıymaya kaptırıverdi” diye ekliyor. Ardından Serkan Ekşi’yi de “Sen de öyle dersin, tamam mı Serkan? Şimdi bak senin de başın belaya girmesin” diye tembihte bulunuyor. Bir diğer kayıtta Mehmet Öztürk adlı kişi, Ekşi’ye “Ben sözümü tuttum, hastaneye getirdim, sıra sende” diyerek yurt lehinde ifade vermesi için baskı yapıyor.
Raporda hayati tehlike taşıyan bir yaralının acilen hastaneye götürülmesinin lehte ifade verme koşuluna bağlandığına dikkat çekiliyor. Ayrıca kıyma makinesinde acil stop butonu ve kaçak akım rölesinin olmayışı ağır ihmaller arasında sayıldı. Kalkan ve Dağ’ın asli kusurlu oldukları saptandı.