20 Temmuz 2015 günü Urfa Suruç’ta SGDF’nin çağrısı ile Kobane’de yaşayanlarla dayanışmak için yola çıkan gençler katliamda öldürüldü.
Amara Kültür Merkezi bahçesinde, “Beraber savunduk, beraber inşa ediyoruz” diyerek basın açıklaması yaptıkları sırada canlı bomba saldırısı gerçekleşti. 33 kişinin yaşamını yitirdiği ve 150 kişinin yaralandığı katliamda hastaneye gitmeyi bekleyenlere polis saldırdı. Suruç’ta canlı bomba saldırısını gerçekleştiren IŞİDli Abdurrahman Alagöz’ü durdurmayan devlet, katliam anında ve sekiz yıl boyunca tüm kurumları ile katliamcıları korumaya devam etti.
***
Dava sürecinde etkin bir soruşturma yürütülmedi. Katliam öncesinde ise Suruç’ta bomba saldırısı ihbarına rağmen hiçbir önlem alınmadı. Gizlilik kararı verilen soruşturmanın süresi uzatılarak süreç sürüncemeye bırakıldı. Suruç’ta canlı bomba saldırısı yapan Abdurrahman Alagöz ve Ankara Gar katliamını gerçekleştiren kardeşi Yunus Emre Alagöz hakkında “terör nitelikli aranan şahıs” kaydı olmasına rağmen, bu kişilerin yakalanmasına dönük herhangi bir girişimde bulunulmadığı ortaya çıktı. Firari sanıkların kırmızı bültenle arandığı ifade edilirken bir yandan da tedavi kayıtları avukatlar tarafından ortaya çıkarıldı. Davanın avukatları katliam gününe ilişkin kamera görüntülerinin üç buçuk yıl sonra dosyaya getirildiğini ve hala tam çözümleme yapılmadığını ifade ediyor. Suruç Katliamı davasında ise yalnızca bir sanık cezalandırıldı.
Suruç Aileleri İnisiyatifi katliamın ay dönümünde eylemler yapmaya devam ediyor. Davaları takip eden ailelere ve avukatlara dönük baskı ise her geçen gün artıyor. Her sene Suruç Katliamı’nın yıl dönümünde gençlik örgütlerine saldırmaya devam eden polis katliamcıları korumayı sürdürüyor. İstanbul’da pazartesi günü, Suruç Katliamı’nın hesabını soran ve bildiri dağıtmak isteyen 46 kişi gözaltına alındı. SGDF, Kaldıraç Üniversite, Gençlik Komiteleri ve Öğrenci Kolektifleri’nden altı kişi tutuklandı. Ayşe Beliz İnce, Gamze Toprak, Berkan Deveci, Yasemin Ebru Gürsoy, Merve Yeşilyurt, Ali Taha Sarıbıyık Suruç Katliamı’nın anmasına çağrı yapan bildirileri dağıtırken tutuklandı.
***
Suruç’ta yaşanan katliamın öncesinde aynı sene Diyarbakır’da 5 Haziran’da, Ankara’da ise 10 Ekim Katliamı yaşandı. 5 Haziran Diyarbakır’da bir gün önce gözaltına alınan ve salıverilen cihatçı katil ertesi gün HDP seçim mitingini kana buladı. 10 Ekim Ankara’da IŞİD çetesi, sendikalar, meslek örgütleri ve ilerici-devrimci güçler tarafından düzenlenen “Emek, demokrasi ve barış mitingi”ni kana buladı. İki canlı bomba saldırısıyla 103 kişi yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı. Diyarbakır, Ankara ve Suruç Katliamı’nın failleri IŞİDli canlı bombalar ancak katliamların arkasındaki devlet tüm kurumları ile gün gibi ortadadır.
Katliamların hesabını sormanın, yeni katliamların önüne geçebilmenin ve tutuklanan altı kişinin serbest bırakılmasının yolu mücadelenin yükseltilmesinden geçmektedir.