Sinir hastaneleri sinir bozucu!

Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi tarafından hazırlanan 3 yıllık rapor ‘akıl hastanelerinde’ tutulanlara yapılan işkenceleri açığa çıkardı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 01 Temmuz 2014
  • 14:36

Kapitalist sistemin sosyal ekonomik sonuçlarının yarattığı travmalar insanların akli dengelerinin bozulmasına da yol açarken, devletin tedavi merkezlerinin de hastalar için bir işkence merkezine dönüştüğü açığa çıktı.

Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi (RUSİHAK), 3 yıl boyunca ruh ve sinir hastalıkları hastanelerini izleyerek bir rapor hazırladı. Eylül 2011-Mart 2014 arasında Türkiye’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı en büyük psikiyatri hastanelerinin bulunduğu ve 3 bin 631 hastanın kaldığı, İstanbul, Manisa, Elazığ, Adana, Samsun ve Ankara’daki altı hastane izlenerek hazırlanan ‘Ruh sağlığı alanında insan hakları 2013 Türkiye’ raporunun sonuçları buraların bir tedavi merkezinden çok zulüm merkezine döndüğünü gösteriyor.

 

Hastanelerde psikologda, doktorda yok!

Rapora göre ruh sağlığı açısından en önemli hastanelerde ciddi doktor sıkıntısı yaşanıyor. İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde (RSHH) bir doktora 7.1, Erenköy RSHH’de 16.6, Manisa RSHH’de 30.2, Adana RSHH’de 24.7, Elazığ RSHH’de 31, Samsun RSHH’de ise 14.7 hasta düşüyor. Rapor psikolog sayısının da yetersizliğini gösteriyor. Rapora göre Bakırköy RSHH’de görevli bir psikologa 34, Manisa’da ise 49 hasta düşüyor. Daha da kötüsü Erenköy RSHH’de görevli psikolog bile bulunmuyor.

 

Sadece ilaca dayalı tedavi

Ziyaret edilen tüm hastanelerde tedavi gören bireylere yalnızca ilaca dayalı tedavi uygulanıyor, sabah altıda kaldırılıp bütün gün kapalı ortamda, çoğu kez de koridorlarda hiçbir şey yapmadan, TV izleyerek zaman geçirmek zorunda bırakılıyorlar. Hastanelerde tedavi yöntemi olarak terapi ve rehabilitasyon ise neredeyse hiç kullanılmıyor.

 

Cinsel tacize önlem yok

Hastanelerde cinsel taciz ve istismarla karşılaşılmamış. Ancak hiç bir hastanede zayıf grupları (zihinsel engelliler) cinsel taciz ve istismara karşı koruyucu, önceden planlanmış bir politikanın bulunmadığı, bu konunun daha çok hemşirelerin bireysel inisiyatifiyle çözülmeye çalışıldığı belirtiliyor.

 

Ensest vakaları bildirilmiyor

RUSİHAK’ın izleme ekiplerinin hastane çalışanlarıyla yaptığı görüşmelerde Bakırköy RSHH’deki bir hemşire yetiştirme yurtlarından gelen çocuklarda taciz ve tecavüz mağduru sayısının yüksek olduğunu şöyle anlatıyor: “Hastalar arasında sığınma evleri ve bakım kurumlarından gelen bir kesim var ve onların yüzde 80’i taciz, tecavüz mağduru. Ensest mağdurları da yoğun ancak adli vakaya dönüşmemesi için, bildirim yükümlülüğünden dolayı dosyalarına kaydedilmiyor.”

 

2009 yılından beri tecritte olan hasta var

Vatan'dan İlker Akgüner'in haberine göre RUSİHAK gözlemcisinin aktardığı şu olay ise yaşanan vahameti gösteriyor: “Bakırköy RSHH’de 33. adli serviste hücre tipi demir kapıları olan iki adet gözlem odasında olduğu ve bu odaların her birinde birer kişinin kaldığı görüldü. Psikososyal engelli bu kişilerin sürekli tecritte tutulduğu bilgisi verildi. Tecritte tutulan iki hasta ile görüşüldü. Biri 2009 yılından beri burada tutulduğunu belirtirken, diğeri iki yıldır tecritte tutulduğunu söyledi ve hemşireler de kendisini doğruladı. Günde yarım saat güvenlik eşliğinde odadan dışarı çıkardıklarını belirttiler. Nedeni sorulduğunda, bir hastanın iki yıl önce gözüne zarar verdiği bu nedenle iki yıldır tecritte tutulduğu belirtildi.”

Yine uluslararası hukukun yasaklamış olmasına rağmen çocuk hastalar da uzun sürelerle tecrit ediliyor, yatağa bağlanıyor ve hareketsiz tutuluyor.

Adana RSHH’deki bir hasta banyoda çırılçıplak soyulup bekletildiklerini ve aynı havluyu 20 kişinin kullandığını söylüyor. Manisa’da ise toplu banyo yapıldığı, hastaların bitlendiği rapordaki bilgiler arasında.

 

Sağlıksız koşullar...

Raporda; odaların, banyoların ve yatakların yetersiz ve hijyenik olmadığı bazı hastanelerde yersizlik yüzünden hastaların koridorlara serilen yataklarda yattığı, kapısı olmayan tuvaletler kullandığı belirtiliyor.