Antakya Samandağ’da enkaz kaldırma, taşıma ve depolama süreçlerinde yaşanan ve etkileri uzun zamana yayılacak halk sağlığını, çevre kirliliğini ve ekolojik kırıma karşı yönelik sorunların tartışıldığı toplantı gerçekleştirildi. Bilgilendirme toplantısına çok sayıda bilim insanı ve alanında uzmanların aynı sıra depremzdedeler de katıldı.
“Samandağ rant şirketlerin malı değildir, hayatımız sağlığımız satılık değildir, bir deprem yaşadık ikincisine geçit vermeyeceğiz” başlığıyla yapılan bilgilendirme toplantısında enkaz kaldırma, taşıma ve depolama süreçlerinde yaşanan ve etkileri uzun zamana yayılacak halk sağlığını, çevre kirliliğini ve ekolojik kırıma karşı yönelik sorunlar tartışıldı.
Moloz dökülen alanda eylem
Toplantının ardından molozların döküldüğü alana yürüyüş gerçekleştirildi. “Enkazdan başka felaketler çıkmasın” yazılı pankartın taşındığı eylemde basın açıklamasını Hatay Ekoloji Platformu üyesi ve Dr. Demet Parlar okudu.
Deprem bölgesindeki kontrolsüz enkaz kaldırma çalışmaları yerleşim yerlerinde halk sağlığını tehdit ettiğine dikkati çeken Parlar şunları ifade etti:
“Kaldırılan enkazlar ile birlikte bu yıkımlara, başta kanserojen asbest tozu olmak üzere zehirli enkaz tozlarının ve toksik kimyasalların yol açacağı sağlık sorunları eklenmiştir. Enkazlar tüm uyarılara rağmen deprem bölgelerinde inanılmaz bir hızla kaldırılmaktadır. İnşaat rantının önünü açmak için gösterilen bu aceleciliğin yaratacağı büyük tehlikeler göz ardı edilmektedir. Oysa deprem bölgesinin acil ihtiyaçları gıda teminidir. Nitelikli geçici barınmadır, halk sağlığı hizmetleridir. Tarım alanlarına, meyve bahçelerine, yol kenarlarına, çadır kentlerin yerleşim yerlerinin bulunduğu alanların hemen yanına, su havzalarına, vadilere dökülen enkazlar hem halk sağlığını tehdit etmekte hem de doğal miras alanlarını zehirlemektedir. Bu süreç bölgede yaşayan tüm canlıların sağlığını olumsuz etkileyecektir. Havanın, yer altı ve yerüstü sularının, toprağın ve besinlerin zehirlenmesine yol açan tüm bu işlemler, “Hafriyat ve Yıkıntı Atıkları Yönetmeliği ile Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Yönetmeliği” yok sayılarak yapılmaktadır. Emek, meslek, ekoloji örgütlerinin, bilim insanlarının ve yerel halkın bu konuyla ilgili uyarıları ve talepleri de dikkate alınmamaktadır.”
“Ekolojik yıkıma yol vermeyeceğiz”
Deprem enkazının yönetmeliklere uygun bir biçimde kaldırılması gerektiğini vurgulayan Parlar şöyle devam etti:
“Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir diyen anayasanın 56. maddesi yaşam alanlarının tahribini önlemeye yönelik direnişlerin hukuksal dayanaklarından yalnızca biri ve en önemlisidir. Deprem bölgelerindeki halkın çağrısına ve direnişine acilen kulak verilmeli ve deprem enkazı, yalnız ve ancak yönetmeliklere uygun bir biçimde kaldırılmalıdır. Enkazlardaki delilleri karartan, sermayenin kazancını önceleyen enkaz kaldırma faaliyetleri öncelik değildir. Bu uygulama derhal durdurulmalıdır. Deprem sonrası yeni sosyal ve ekolojik yıkımlara geçit vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.”
“Sorumluları affetmeyeceğiz hesap soracağız”
Asbestin tüm doğaya ve canlılara zarar verdiğini belirten Parlar, bunun bir suç olduğunu söyledi. Bu eko kırıma karşı sonuna kadar mücadele edeceklerine dikkat çeken Parlar şunları ifade etti:
“Hatay Samandağ’daki direnişin amacı doğal ve kültürel miraslarımızı gelecek nesillere taşımak, özne olarak doğanın haklarını savunmak, yaşam alanlarını korumaktır. Bugün, toprağa, suya ve havaya kalıcı ve telafi edilemez zararlar verilmiştir ve verilmeye devam edilmektedir. Bu zararların sorumluları, hiçbir bedel ödemeden, suç işlemeye devam etmektedir. Mesele sadece deprem bölgelerini değil ülkemiz genelinde çeşitli bölgelerde sürmekte olan yıkım faaliyetlerini ilgilendirmektedir. Hepimizi ilgilendiren bu doğa katilinin sorumlularını yargıya taşımak üzere bu suçunun iç hukukumuzda yer alması için gereken tüm girişimleri yapmaya devam edeceğimizi buradan duyuruyoruz. Hatay’da ve depremin yıkıma uğrattığı diğer illerde yapılması planlanan eko kırıma dur diyoruz. Doğal hayata ağır zararlar verecek, gelecek nesillerin sağlığını tehlikeye atacak uygulamalara karşı yaşam savunucularının direnişini İstanbul’dan destekliyoruz. 6 Nisan’da, depremin 60. günü nedeniyle yapılan anmada Samandağ’dan ‘Gitmedik, buradayız’, ‘Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, helalleşmeyeceğiz’, ‘Ma rıhna nıhna hon’ sloganları yükseliyordu. Bizler de her zaman deprem bölgesindeki halkın yanında olmaya devam edeceğiz. Eko kırımları unutmayacağız, sorumlularını affetmeyeceğiz, hesap soracağız.”
Eylem sloganlarla son buldu.