Koronavirüs salgını her geçen gün birçok insanın yaşamını yitirmesine neden oluyor. AKP iktidarı ise salgın dönemini fırsata çevirmek için adeta zaman kolluyor.
Koşullar ne olursa olsun sermaye ve devleti, her zaman karlarını arttırmanın yollarını arar. Meclisten geçirmeye çalıştıkları yasa, toplumun tepkisiyle karşılaşırsa, yasayı geçirebilecekleri uygun koşulların oluşmasını bekler. Koronavirüs salgını da böyle bir fırsat yaratmıştır AKP iktidarı için. Salda Gölü’nde yapmak istedikleri TOKİ projesi için talana devam etmeleri, Kanal İstanbul Projesi’nin ilk ihalesini gerçekleştirmeleri, 30 yıldır orman yangınlarına havadan müdahale eden Türk Hava Kurumu’na (THK) ait uçak ve gayrimenkullerini satışa çıkarmaları ve son olarak “Af Yasası”nı meclisten geçirmeleri, AKP iktidarının fırsatçılığına yakın zamandaki örneklerdir. Özünde çocuk istismarcılarını, katilleri, uyuşturucu çetelerinin üyelerini, hırsızları serbest bırakmayı hedefleyen “Af yasası” düzenlemesi de bir hafta boyunca mecliste görüşülerek AKP ve MHP oyları ile kabul edildi. Uzun süredir yasalaştırmaya çalıştıkları düzenlemeleri, salgın dönemi sayesinde oldubittiye getirircesine meclisten geçirmek için adeta çırpındılar. İlerici, devrimci ve muhalif tutsakları bu düzenleme kapsamazken, aksine onlar için hapishane koşullarını daha da ağırlaştırmayı hedefliyor. Bu yasayla birlikte muhalif tutsaklar için hapishanelere alınan yayınlara sınırlama getirilecek. TMK kapsamında tutuklu olanlar MİT ve polis tarafından hapishaneden alınarak sorgulanabilecek.
Bugün salgın günlerinde kadına ve çocuğa yönelik şiddetin arttığını görüyoruz. Son 1 ayda kadına yönelik şiddet %27,8 oranında yükselmiş durumda. Son 17 yıla üzerinden yapılan araştırmalara göre ise kadına yönelik şiddetin % 1500 dolaylarında artmış olduğu belirtiliyor. Salgın günlerinde evde kalma hali ise kadınlara yönelik fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddeti arttırıyor.
Çocuk istismarı verilerine bakacak olursak, TÜİK’e göre, 2014–2017 yılları arasında 7 bin 466’sı erkek, 51 bin 818’i kız olmak üzere toplam 59 bin 284 çocuk cinsel istismara maruz kalmıştır. Tablo böyle iken, binlerce istismarcının, katilin serbest bırakılacak olması bu verilerin yüksek oranda artacağı anlamına gelmektedir. AKP iktidarı bu yasa ile birlikte adeta katillere, istismarcılara ödül vererek onların önlerini açıyor.
AKP iktidarı, uzun süredir gündemlerinde olmasına rağmen toplumda oluşan belli bir tepkiden kaynaklı meclisten geçiremediği yasayı, ancak böylesi bir dönemde geçirebilmiştir. Zira, çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet, toplumda her zaman büyük tepkilerle karşılanmıştır. Bu tepkiler sonucunda ancak istismarcılar ve katiller cezalandırılabilmiştir. Örneğin Özgecan Aslan için on binler sokaklara çıkarak katilin müebbet cezaya çarptırılmasını sağladı. Çocukların istismarcısıyla evlendirilerek istismarcının ceza almamasını öngören yasaya karşı onlarca kadın meclisi basarak yasanın geçirilmesini engelledi. Şule Çet davalarında Adliye önleri ve mahkeme salonlarını tıka basa doldurularak, yaşanılan katliamın gündemden düşmesi engellendi. AKP iktidarının “Af Yasası”nı uzun süredir geçirememesinin temel nedeni de toplumun bu yasaya karşı sokaklara çıkabileceği korkusu idi. Ancak salgın dönemini fırsata çevirerek istedikleri yasayı geçirebildiler.
“Af Yasası” düzenlemesine dair belli bir tepki oluşsa da salgın koşullarından kaynaklı toplumun öfkesi sokaklara taşamazken, yalnızca sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların konusu olabilmiştir. Ancak bizler ne Özgecanları, ne Emine Bulutları, ne Şule Çetleri ne de istismara maruz kalan onbinlerce çocuğu unutmadık, unutmayacağız! Yasayı meclisten geçirerek kendi pisliklerini, tacizci, tecavüzcü, katliamcı zihniyetlerini aklayabileceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bizler yaşamın her alanında; sokakta, iş yerinde, okullarda örgütlenmeye ve mücadeleye devam ederek, tecavüzcü ve katliamcı çürümüş düzenlerini yerle bir edeceğiz!
İstanbul’da bir DGB’li