Salgın sürecinde hak ihlalleri

TİHV Dokümantasyon Merkezi, “11 Mart -10 Mayıs tarihleri arasında Covid-19 salgını ile ilgili hak ihlalleri” raporunu yayınladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 15 Mayıs 2020
  • 12:42

Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi, “11 Mart -10 Mayıs tarihleri arasında Covid-19 salgını ile ilgili hak ihlalleri” raporunu yayınladı.

Raporda, Sağlık Bakanlığı’nın 29 Nisan’da açıkladığı verilere göre Türkiye genelinde koronavirüs tanısı konulan hekim ve sağlık çalışanı sayısının 7 bin 428 olduğu belirtilerek, TTB’nin 22 Nisan’da açıkladığı verilere göre ise 14’ü hekim olmak üzere toplam 24 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiği ifade edildi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin, 17 Nisan’da yayınlanan verilerine yer verilen raporda, 11 Mart - 10 Nisan arasında en az 855 işçinin koronavirüs testlerinin pozitif çıktığı, en az 52 işçinin Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.

Salgın sürecinde yaşam hakkı da dahil pek çok hak ihlali geçekleşti

Adana’da Ali El Hemdan isimli Suriyeli gencin, 20 yaş altındaki kişilere yönelik sokağa çıkma yasağı gerekçesiyle öldürüldüğü belirtilen raporun devamında şu veriler yer aldı:

“Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında alınan sokağa çıkma yasaklarına ve diğer tedbirlere uymadıkları gerekçesiyle 58’i polis/bekçi tarafından, 3’ü belediye zabıtaları tarafından olmak üzere toplam 61 kişi şiddete/işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 2 kişi de maruz kaldığı şiddet sonucu hastaneye kaldırıldı. Bir gazete binasına ise kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırıda bulunuldu. En az 41 cezaevinde Covid-19 salgını kapsamında gerekli önlemler ya hiç alınmadı ya da yeterli değil. En az 4 cezaevinde 36 mahpus Covid-19 belirtileri gösterdikleri halde hastaneye götürülmediler.”

Salgın sürecinde gerçekleşen hak ihlallerinin özeti

Raporda hapishanelerde ve dışarıda gerçekleşen hak ihlallerine ilişkin şu bilgiler sıralandı:

“-Cezaevlerinde Covid-19 nedeniyle 4 mahpus yaşamını yitirdi. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül 13 Nisan 2020 tarihinde 79 ceza ve infaz personelinin Covid-19 testlerinin pozitif çıktığını açıkladı.

-İçişleri Bakanlığı 5 Mayıs 2020 tarihinde yaptığı açıklamayla ilk vakanın tespit edildiği tarihten bu yana Covid-19 salgını ile ilgili olarak Türkiye genelinde 7 bin 127 sosyal medya hesabının incelendiğini, 496 kişinin gözaltına alındığını ve 10 kişinin tutuklandığını duyurdu.

-Covid-19 ile ilgili yaptıkları haberler ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek en az 11 gazeteci gözaltına alındı, 1 gazeteci ise tutuklandı. ‘Çaykurda Paket Paket Korona! Koronaya yakalanan Çaykur işçisi isyan etti’ başlıklı bir habere erişim yasağı getirildi. 1 televizyon kanalına 3 kez program durdurma cezası verildi.

-3 ildeki Tabip Odası ile 2 ildeki Baro hakkında soruşturmalar açıldı, 2 Tabip Odası yönetici gözaltına alındı.

-Covid-19 ile ilgili yaptıkları açıklamalar gerekçe gösterilerek 2 milletvekili hakkında soruşturma açıldı.

-Salgına yönelik önlemlere dair yapılmak istenen eleştirel içerikli basın açıklaması vb. 8 etkinliğe polis müdahale etti ve bu müdahalelerde 42 kişi gözaltına alındı.

-Sokağa çıkma yasağı ilan edilen 1 Mayıs günü ve öncesinde, Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlamak üzere yapılmak istenen en az 10 etkinliğe polis müdahale etti ve en az 64 kişi gözaltına alındı.

-2 ilde açık ve kapalı alanlarda yapılacak bütün etkinlikler Covid-19 gerekçesiyle 14 ile 30 gün arasında yasaklandı.

-Salgın döneminde ihtiyaç sahiplerine yönelik yardım kampanyaları, örgütlenme ve dayanışma çalışmalarına yönelik müdahalelerde en az 14 kişi gözaltına alındı.”

Sokağa çıkma yasağı hak ihlalidir

Sokağa çıkma yasağının salgına karşı tek yol olmadığı belirtilen raporda, bununla sınırlı kalan bir “önlemin” hak ihlali olduğu vurgulanarak şunlar ifade edildi:

“Karantina uygulamanın tek yolu ise sokağa çıkma yasağı ilan etmek değildir. Çalışmak zorunda olanlara ücretli izin ve sosyal yardımlar sağlamak, karantinanın önemi ve zorunluluğu konusunda eğitici, tanıtıcı duyuru ve etkinlikler yapmak, online eğitim örneğinde olduğu gibi alternatif programlar oluşturmak ve hepsinden önemlisi toplumun katılımını ve iş birliğini sağlamak vb. yöntemler ile etkin biçimde karantina uygulamak mümkündür”