“Sağlık çalışanlarının sabrı tükeniyor”

Salgın süreci hakkında basın toplantısı gerçekleştiren İstanbul Tabip Odası, Covid-19 pandemisinin zayıflatılamadığını ve yaygınlaşma eğiliminin arttığını belirtti, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sabrının tükendiğini vurguladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 21 Ağustos 2020
  • 15:50

İstanbul Tabip Odası (İTO), kendi binasında pandemi sürecini konu alan basın toplantısı gerçekleştirdi.

Basın toplantısında İTO Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu söz alarak Haziran'dan itibaren tedbirlerin gevşetilmesi nedeniyle vaka sayılarında yaşanan artışlara dikkat çekti. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının iş yükünün artmasıyla yaşadıkları sıkıntıları dile getiren Küçükosmanoğlu, önümüzdeki süreçte tüm illerde açıklama yapılacağını belirtti.

''Sağlık çalışanlarını koruyamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız''

Basın metnini okuyan Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eser, hekimlik mesleğinin sorumluluğunu bilinçli bir şekilde taşıdıklarının altını çizdi. Ancak olağan sağlık hizmetleri dönemindeki performans baskısı, gerekli olmayan sağlık hizmeti tüketimi ve hekim emeği üzerinden yaratılmaya çalışılan “hasta/müşteri memnuniyeti”, SABİM-CİMER şikayet hatları ve yönetici baskılarının üzerine şimdi de çığ gibi büyüyen vaka sayıları ile pandeminin “virüs yükü”nün sağlık emekçilerin üzerine bindirildiğini ifade etti.

Pandemi ile mücadelede her şeyin normal, olağan kabul edildiğini ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ülkeyi yönetenlerin hekimleri ve sağlık çalışanlarını görmezden geldiğini vurgulayan Eser, "Koşulların pandemiye uygun olarak iyileştirilmediği, eşitlik, adalet anlayışından uzak görevlendirmelerle mağduriyetlerin yaratıldığı, hekimlerin yakın geleceğe dair kaygıların arttığı bugünlerde, sesini duyuramayan, umudunu yitiren hekimlerin emeklilik ya da istifa sayısındaki artış ciddiye alınmalıdır. Kötü yönetim ve her şeyi ben bilirim anlayışının ürünü olan bu tablonun sorumluluğu Sağlık Bakanlığı'ndadır. Aylardır özveri ile çalışan hekimleri emeklilik ya da istifa noktasına getiren etmen yöneticilerin beceri ve empatiden yoksun, çözüm üretmeyen dayatmaları ve vurdumduymazlıklarıdır" dedi.

Eser, yöneticilerini pandemi ile mücadele sürecinin toplumsal ayağını iyi yönetemediklerini, toplumda günlük hayata yansıyan bir pandemi bilinci oluşturamadıklarını, “başarı hikayesi” yaratma çabasından kaynaklı gerçekler yerine sanal rakam ve beklentiler ile pandemide kontrolü kaybettiklerini belirtti. Yöneticilerin hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sesine, haykırışına kulak vermesini istediklerini vurguladı.

Hekimler ve sağlık çalışanlarında manevi olarak yaşanmakta olan tükenmişliğin, düşük maaşlar ve komik düzeydeki performans ödemeleri ile iç içe geçerek pandemi sürecinde yaratabileceği yıkım konusunda yetkilileri uyardı.

Eser, ''TTB ve tabip odaları olarak pandeminin ilk günlerinde yaptığımız uyarıyı bir kez daha tekrarlıyoruz: Hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız.'' diyerek sözlerini bitirdi.

Soru ve cevaplarla devam eden basın toplantısında İstanbul Tabip Odası Genel Başkanı Pınar Saip söz alarak emeklilik ve istifa etme konusundaki soruları cevapladı.

''Sağlık çalışanlarının ciddi bir motivasyona ihtiyacı var''

Saip, emeklilik yaşı henüz gelmeyenlerin süreyi doldurduysa emekliliklerini isteyip ayrıldıklarını belirtti. Birçok genç hekimin "iyi hal" belgesi aldığına dikkat çeken Saip, çok sayıda genç hekimin yurt dışına gittiğini ifade etti. Bu verileri kamu ve devlet hastanelerinden derleyerek raporlaştıracaklarını aktaran Saip, hekimlikten ayrılmak isteyenlerde ciddi artış olduğunu söyledi. İstanbul'da açılan yeni hastanelere görevlendirmelerin olduğunu ifade eden Saip, "Genelde buranın açıkları yeni mezunlar ve yeni sağlık çalışanlarıyla dolduruluyor. Veya diğer hastanelerden görevlendirme yapılıyor. Bu da büyük sıkıntı yaratılıyor. Ekip halinde, yılların deneyimiyle yürütülmesi gereken bir hizmet. Bölük pörçük diğer hastanelerden taşıma hizmetiyle sağlık hizmetinin yürütülmesi mümkün değil. Ayrıca merkezi hastanelerin verimini de düşürüyor" diye konuştu. Bütün hekimlerin mağdur olduğunu kaydeden Saip, "Sağlık çalışanlarının ciddi bir desteğe, moral motivasyona ihtiyacı var. Bunu özellikle Sağlık Bakanlığı'nın duymasını istiyoruz" dedi.

''Pandemiyi değil, sayıları kontrol altına almak istiyorlar''

İl bazında açıklanan verilerin şeffaf olmadığına dikkat çeken Küçükosmanoğlu ise, "Hasta sayısında artışı var ve büyük yük oluşuyor. Sağlık çalışanları tükenmiş durumda" dedi. Henüz birinci dalganın bitmediğini söyleyen Küçükosmanoğlu, "Birinci dalga sona eriyor deniyordu ama tekrar arttı. Bilim Kurulu’nu her şeye rağmen izliyoruz. Bir tanımlama yapılmadığı için birinci dalga, ikinci dalga demiyoruz ama birinci dalganın alevlenmesi demek daha doğru olur" dedi. Sağlık Bakanlığı tarafından hastaneye yatış kriterlerinin değiştirilmesinin verileri de değiştirdiğini ve güvenilir olmadığını söyledi. Prof. Dr. Rukiye Eser ise, testlerin güvenilir olmadığına değinerek “Sağlık Bakanlığı pandemiyi kontrol altına almak istemiyor, sayıları kontrol altına almak istiyor'' dedi. Saray çalışanları ve milletvekilleri teste istediği sayıda ulaşabiliyorken halkın ulaşamadığını vurguladı.

Kızıl Bayrak / İstanbul