Ranta karşı mücadele

Güngören’in Tozkoparan ve Küba Mahallesi’nde yaşayan emekçiler bir yanda geçim derdiyle boğuşuyor, diğer yanda TOKİ’nin kentsel dönüşümüne tepki gösterdikleri için elektrik ve su kesintileriyle karşılaşıyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Haziran 2021
  • 10:15

İstanbul Güngören’e bağlı Tozkoparan ve Küba Mahalleleri’nin gündeminde bu sıralar her zamankinden daha fazla “kentsel dönüşüm” var. TOKİ’nin başlattığı kentsel dönüşüm projesinin adı bile orada yaşayanları tedirgin etmeye yeterken tek tek elektrik ve su kesintileri yaşanmaya başladı. Gerçek adı Mehmet Nesih Özmen mahallesi olan ‘Küba’da yaşayanların büyük çoğunluğunun evi gecekondu. Ancak orada yaşayanların aktardığına göre, gecekonduda veya herhangi bir apartman dairesinde yaşayanın birbirinden farkı yok. Tozkoparan ve Küba’da yaşayanlar bir yandan ‘rant’a karşı çıkarken, diğer yandan geçim mücadelesi veriyor. Öyle ki, etin kilosunun ne kadar olduğundan bile haberdar değiller.

BirGün'den Meral Danyıldız, söz konusu mahallelinin evlerine konuk olduğundaki izlenimlerini şöyle aktardı:

İlk olarak Tozkoparan’da evlerine gittiğim Çata ailesiyle görüşüyorum. 72 yaşındaki Mehmet Çata, eşi Ayşe Çata ve kızları Müyesser Çata hep birlikte yaşıyor. Mehmet Çata, 72 yaşına gelmesine rağmen pazarcılık yapıyor. Ancak ayağı kırıldığı için ek gelirleri neredeyse yok. Müyesser Çata yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Kentsel dönüşüm nedeniyle babamın psikolojisi çok bozuldu. Öylece çıkıp evlere bakıyordu. Sonrasında bir gün bir haber aldık, babam yerde yatıyor. Ayağı perişan halde. Hemen ameliyata aldılar. İki aydır biz hep hastanedeyiz. İlaç parası sayısız… Babam pazarcıydı, üç gün çalışıyordu. Emeklilik maaşı yok. Pazarcı maaşıyla geçiniyorduk. Ama şimdi ayağı bu hale gelince çalışma da kalmadı.”

Çata, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“İki yıldır annem ve babam yaşlı aylığı alıyorlar. Geçimimizi onunla sağlıyoruz. 760 lira annem, 760 lira da babam alıyor. Arada kız kardeşim gelir, erzak alır, annemin avucuna para koyar. Öyle işte. Belediyenin en azından erzak desteği vermesi lazım. Yaşlı aylıklarıyla biz kıt kanat geçinmeye çalışıyoruz. Ben dört saatliğine temizliğe gidiyorum, ayda 500 lira para alıyorum. Bundan sonra ne yapacağız, nasıl geçineceğiz, bilmiyorum.”

Komşular olmasa geçinemeyiz

Ne yiyor ne içiyorsunuz? sorumuza ise anne Ayşe Çata şöyle cevap veriyor:

“Bir şey alamıyoruz ki vallahi. Biz etin kilosunun ne kadar olduğunu bile bilmiyoruz ki. Kurban Bayramı’nda birisi bize et verdiğinde buzluğa koyuyoruz ki azar azar yemeklere koyabilelim diye. Etin kilosunun ne kadar olduğunu bile bilmiyoruz ki. Üstümüz başımız yok zaten.”

“Komşular olmasa, çocuklar olmasa geçinemeyiz” diyen anne Çata, “İki milyara ev tuttuk diyelim. Devlet bin 500 lira verse, ben ne yapacağım? Elektrik mi vereceğim, su mu vereceğim, doğalgaz mı vereceğim?” diye soruyor.
Baba Mehmet Çata da pazardan kazandığı günlük 100 liralık gelirinin de artık olmadığını söylüyor. “En azından öyle günlük masrafımız çıkıyordu” diyen Çata, şu ifadeleri kullanıyor:

Bizi derbeder ettiler, bu kadar da olmaz ki. Zaten geçinemiyoruz. Bir ekmek 2 lira, bir kilo domates 5 lira, sebze alsan 10 liradan aşağı fasulye yok. İnsanoğludur yahu, elbette canı çeker, yemezsen zaten ölürsün. Allah’tan korkun. Milyarlar götürüyorsun, fakir fukarayı düşünmüyorsun. Yolda kaldırıma takılıp düştüm. 1 buçuk saat boyunca hüngür hüngür ağlayarak yağmurun altında ambulans bekledim. Artık pazara da gidemiyorum. Anlatmayla bitmiyor…”

Çürük malzemelerle idare ediyoruz

58 yaşındaki Perihan Çakmak da Küba Mahallesi’ndeki gecekondulardan birinde ikamet ediyor. Oğlu ve eşiyle yaşayan Çakmak, tek hayalinin insanca yaşamak olduğunun altını çiziyor:

Emekliyim, 2 bin lira maaşım var. Oğlum çalışıyordu, ücretsiz izne çıkardılar. Nasıl geçinebiliriz? Halimizi görmüyor musunuz? Duvarlar su akıtıyor. Hayalimdeki hayat insan gibi yaşamak. Başka da bir şey istemiyorum.”

1970’ten bu yana İstanbul’da tek başına yaşayan 76 yaşayan Hatice Ün ise her gün korku içinde yaşadıklarını söylüyor. Pazardan çürük malzemelerle idare ettiğini söyleyen Ün şunları söyledi:

“Vefat eden eşimin 2 bin lira maaşıyla geçinmeye çalışıyorum. Şimdilik idare ediyorum fakat yarın kiraya çıktığım zaman elektrik, su, kira ücretini nasıl ödeyeceğim bilmem. Odunumu alıyorum, kömürümü alıyorum. Bir kilo alacağıma yarım kilo alıyorum. Yağlı değil yağsız yiyorum. Mecbur idare ediyoruz.”