İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), 17 Ağustos depreminin 18. yıl dönümü vesilesiyle İMO İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda “kentsel dönüşüm” projelerinin rant odaklı olarak hayata geçirildiğine dikkat çekilerek şehirlerin depreme hazırlıklı olmadığı ifade edildi.
Saat 10.30'da başlayan toplantıda İMO İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna tarafından basın açıklaması okundu.
“Yenileme ve güçlendirme çalışmaları çok yetersiz”
Açıklamada İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin olası bir depreme hazırlıklı olmadığı ifade edilerek 20 milyon yapıdan 7 milyonunun güvenli olmadığı belirtildi. İstanbul'da da 2 milyon yapının güvenli olmadığı söylenen açıklamada bununla ilgili şu bilgiler paylaşıldı: “İstanbul Valiliği Proje Koordinasyon Birimi şimdiye kadar 784 okul, 49 hastane binası, 59 poliklinik ve sağlık ocağı, 43 idari, 27 yurt binası ve 16 sosyal hizmet binasının güçlendirildiğini, 275 okul, 6 hastane, 2 poliklinik ve sağlık ocağı, 11 idari bina, 10 yurt binası ve 6 sosyal hizmet binasının ise yeniden yapıldığını açıkladı. Ayrıca her yıl 100 okulda güçlendirme çalışması yapılması hedeflendiği eklendi.” Açıklamanın devamında ise bu çalışmaların yetersizliği adı geçen binaların mevcut sayısı aktarılarak şöyle ortaya kondu: “İstanbul'da okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite sayısı 5 binden fazladır. Hastane sayısı 250'ye, yurt sayısı 300'e yakındır. Dolayısıyla, güçlendirildiği ya da yeniden yapıldığı belirtilen yapıların sayısı ile toplam yapı sayısı arasında hala uçurum bulunmaktadır.”
“Deprem toplanma alanları yetersiz”
Açıklamada, 17 Ağustos 1999 depreminden sonraki yıllarda hazırlanan depreme hazırlık planlarının uygulanmadığı, yapıların güvensiz olarak kaldığı ifade edildi. Deprem toplanma alanlarının ise temel ihtiyaçların giderilebileceği alanlar olmadığı, üstelik buralara AVM veya otopark yapıldığı ifade edilen açıklamada, İstanbul'daki 20 hektarlık toplanma alanlarının 18 milyonluk nüfus için yeterli olmadığına dikkat çekildi. İstanbul'un depremin bir yana sağanak yağışlar için bile gerekli altyapıya sahip olmadığı hatırlatılarak, yapıların güvensizliğinin ve aşırı nüfus yığılmasının Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından da itiraf edildiği söylendi.
“Ranta dayalı şekillendirilen kentler güvenli değil”
Açıklamada yapıların güvensizliğiyle ilgili şunlara da dikkat çekildi: “Kentleşmenin, sağlksız ve kaçak yapılaşma, altyapı eksikliği paralellik göstermesi, imar afları ile kaçak yapılaşmanın adeta teşvik edilmesi, yapı üretim sürecinin denetimsizliği, nitelikli tasarım-uygulama-denetim ilişkisinin kurulamaması, yapı malzemeleri üretiminin denetimden uzak hali, kentlerimizin merkezi bütünlüklü, sürdürülebilir imar planının olmayışı, deprem anını ve sonrasını kapsayan afet planının yetersizliği, deprem bilincinin oluşturulamaması, deprem mevzuatının eksikliği, meslek odaları etkisizleştirilerek mesleki uygulamaların denetimsizliğe mahkum edilmesi, mühendislik hizmetlerinin önemsenmemesi, siyasi iktidarların insana ve doğaya yatırım yapmak yerine ranta yönelmesi, sorunlar listesinin dikkat çeken başlıklarıdır.”
Açıklamanın okunmasının ardından soru-cevap ve katkı bölümüne geçildi. Bu bölümden sonra ise toplantı sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul