Gazeteci Aziz Oruç’a yardım ettiği belirtilerek, “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek”ten yargılanan gazeteci Dicle Müftüoğlu ile birlikte 20 gazetecinin fişlendiği belge dosyada ortaya çıktı.
Belgelerde, gazetecilerin “Journalist Post” adlı bir dergide yazılarının çıktığı belirtildi. Söz konusu derginin Fethullah Gülen yapılanmasıyla bağlantılı olduğu öne sürülerek, gazetecilerin isimleri, TC kimlik numaraları, dergideki pozisyonları ve Ulusal Yargı Ağı (UYAP) üzerinde kaydının bulunup bulunulmadığı bilgileri yer aldı.
Fişleme belgesinde şu gazetecilerin isimleri yer aldı:
Engin Sağ, Şemsi Açıkgöz, Mustafa Kılıç, Yüksek Durgut, Ramiz Kılıçarslan, Necdet Çelik, Hasan Cücük, İsmail Muhammet Sağıroğlu, Enes Cansever, Basri Doğan, Türkmen Terzi, Vedat Demir, Rabia Yavuz Türe, Yunus Erdoğdu, Naciye Nur Kılıç, Erkan Pehlivan, Dicle Müftüoğlu, Mustafa Kuleli, Ergkin Emet ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş.
İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün talebiyle Fethullah Gülen yapılanmasına dair açık kaynak taraması ile isim listesi ve bilgi notu oluşturulması talebiyle oluşturduğu fişleme listesi, yine talepte bulunan polisler tarafından hazırlandı.
DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, hakkındaki fişlemeye dair şunları belirtti:
“Gazeteci arkadaşım Aziz Oruç İran’dan Türkiye’ye atılmıştı. Ailesi de Aziz sınır hattında sokakta kaldığı için bana ulaşmıştı. Ailem Doğubayazıt’ta oturduğu için Aziz’i evlerinde ağırlamalarını talep ettim. Bu kadar basit, insani ve arkadaşlık gereği olan bir durum nedeniyle ilk süreçte babam tutuklandı ve 8 ay cezaevinde kaldı. Hakkımda ise ‘örgüte yardım’ iddiasıyla dava açıldı. Dava dosyasına baktığımızda anlattıklarımın dışında bir suç içeren delil bulunmuyor. Ancak emniyet tarafından hakkımda algı oluşturmak adına gizli ibareli bir fişleme belgesi iletiliyor. Bu belgeyle birlikte mahkeme heyetine suçlu ya da 'terörle iltisaklı' gibi gösterilerek bu davada ceza almamı amaçlıyorlar. Ancak asıl suçun gazetecileri fişlemek olduğunu belirtmek gerekiyor. Bir dergiye yazdığım yazı yani mesleğimi yaptığım için fişleniyorum. Aynı zamanda bir meslek örgütü temsilcisiyim ve yazdığım yazı da derneğimizin yürüttüğü mücadeleyi, Kürt gazetecilerin karşılaştığı zorlukları aktarma amacıyla kaleme alınmıştı. Görevimi yaptığım içim yargılanmam isteniyor. Aynı durum TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş’a yönelik de yapılmış. Aynı sayıda yazı yazdığımız için bu durum benim dava dosyamda açığa çıktı. Fişlemenin bir suç olduğunu bir kez daha vurguluyorum ve tüm bunlara karşı gazeteciliğin suç olmadığını söylemeye ve mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz.”